Güncelleme Tarihi:
TÜRK Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) dün 43’üncü Olağan Genel Kurulu’nda 15’inci başkanını ve yeni yönetim kurulu üyelerini seçti. 2010 yılından bu yana TÜSİAD’ın başkanlığını yürüten Ümit Boyner, görevi Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz’a devretmeden önce yaptığı son konuşmasında, 3 yıllık başkanlık döneminin muhasebesini Özdemir Asaf’ın ‘Muhasebe’ adlı dörtlüğünü okuyarak yaparken, terör sorununun çözümü konusundaki çabaya, “Toplumsal dokumuzu giderek daha derinden kemiren bir sorunun çözümünde sona yaklaştığımız duygusu içimi ısıtıyor” sözleriyle dikkat çekti. Sözlerine “Bugün size şahsım ve yönetim kurulum adına bir nevi muhasebe sunmak istiyorum” diyerek başlayan Boyner, şöyle devam etti: “Gençliğimde bende hayli iz bırakan Özdemir Asaf ‘Muhasebe’ adlı dörtlüğünde şöyle der: Kazandıklarım bitti, yitirdiklerim kaldı/Söylediklerim gitti, dinlediklerim kaldı/Bir bilmek ülkesinin, düşün iline vardım/Öğrettiklerim gitti, öğrendiklerim kaldı.”
30 YILLIK KÂBUSUN SONU
Toplumun neredeyse tüm kesimlerinin terör konusunda artık çözüm istediğini vurgulayan Boyner, “Kürt meselesinde esen barış rüzgarları, içimde Paris’te işlenen cinayetlerin söndüremeyeceği bir umut ışığının yanmasına yol açıyor. Milletçe 30 yıllık kabusumuzun biteceğine dair emarelerin artmasına seviniyorum. Artık silahlarla değil, birbirimizle konuşalım” dedi. Türkiye’nin dünyaya açılmasını ‘ışık hızıyla yaşanan dönüşüm’ olarak niteleyen Boyner, ekonomideki doğru adımları her zaman desteklediklerini vurguladı. Başkanlığı süresince yaptığı Türkiye ziyaretlerinde öğrencilerin özlemlerini, daha iyi bir eğitim, daha yetkin bir üniversite taleplerini paylaştığını kaydeden Boyner, bireyin üstünlüğü, adil yargılanma hakkı gibi önemli konuların her zaman savunucusu olduklarını söyledi.
YAKIŞIKSIZ SATAŞMALAR
Boyner son mesaj olarak şöyle konuştu: “Muarızlarımız (karşı çıkanlar) tarihi çarpıtmaktan kaçınmadılar. Defalarca düzelttiğimiz olgularda bile yanlışı sürdürmeyi içlerine sindirebildiler. Dernek olarak, veremeyeceğimiz bir hesabımızın bulunmamasının rahatlığıyla hareket ettik. Ben bazen yakışıksız sataşmalara maruz kaldım. Kadın olmamı bir zaaf gibi görenlerin haksız ve seviyesiz saldırganlıklarından yılmadım. Her yerde doğru bildiklerimi ve inandıklarımı söylemeyi sürdürdüm.”
Gözleri doldu
Konuşmasının ardından dakikalarca alkışlanan Ümit Boyner, duygularını, mutlu, heyecanlı, görevini tamamlamanın hafifliği ve hüzünlü şeklinde tanımladı.
Son derece duygusal bir konuşma yapan Boyner’in zaman zaman gözlerinin dolduğu gözlendi.
Eğilip bükülmedik semeresini gördük
TÜSİAD’ın Türkiye’yi düşünmek ve anlamak açısından her bakımdan bir referans noktası olduğunun geçtiğimiz üç yılda iyice ortaya çıktığını belirten Ümit Boyner, “Eğilip bükülmememiz, her koşulda özgür düşünceyi ve duruşu savunmamız biat ve itaat kültürüne değil tartışma ve fikir çoğulculuğuna inanmamızın semeresini gördük. Türkiye’nin nasıl bir geleceğe sahip olacağını kurgularken, itaat kültürü ile özgür düşünce ve özgür
ifade kültürü arasındaki mücadelede hangisinin ağır basacağının asıl belirleyici olacağına ben yürekten inanıyorum” şeklinde konuştu.
Kibirin ‘bubi’ tuzaklarına dikkat
BAŞKANLIĞI döneminde özellikle Anayasa çalışmaları ve demokratikleşme çabaları konusunda sert mesajlar veren Ümit Boyner, veda konuşmasında, “Başkanlık yaptığımı üç yılın sonunda pek çok bakımdan gidişatı sağlıklı, doğru yerde duran bir Türkiye’de yaşadığımıza inanıyorum. Ancak ne yalan söyleyeyim kendi ayağına dolanacak, kibirin bubi tuzaklı yollarına sürüklenecek bir Türkiye ihtimalinden de kaygı duyuyorum” şeklinde mesaj verdi.
En zor günde bile enseyi karartmadım
SON derece duygusal bir konuşma yapan Ümit Boyner, referandum ve genel seçimler döneminde hükümet ile TÜSİAD arasında sert rüzgarların estiği bir dönemde başkanlık koltuğunda oturdu. Karşılıklı sert çıkışların yaşandığı
başkanlık dönemi boyunca birlikte çalıştığı TÜSİAD ekibine teşekkür eden Boyner, “En zorlu günlerde bile Çetin Altan’ın unutulmaz deyişiyle ‘enseyi karartmadım’” dedi.
Türkiye hâlâ kitapları tartışıyor
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Erkut Yücaoğlu, sadece ekonomik göstergelere bakıldığında Türkiye’nin önünde ciddi bir fırsat olduğunu, ancak büyük resmin bununla sınırlı olmadığını söyledi. Türkiye’nin içinde yer aldığı büyük resimde risklerin de bulunduğuna vurgu yapan Yücaoğlu, iç ve dış politikadaki risklerin yanında üçüncü riske de dikkati çekti. Son dönemde okuduğu ‘Hızlı Dönüş’ kitabına değinen Yücaoğlu, “Türkiye’de biz hala dünya klasiği olan bazı kitapların, sakıncalı olup olmadığını tartışıyoruz. Halbuki doğu ve batı medeniyetlerinin yarattığı referans kitaplarını bir şekilde çocuklarımıza okutmalıyız. Onların bu değerleri özümsemesinin yolunu açmalıyız. Üçüncü risk alanı da bu” dedi.
Google da TÜSİAD üyesi
2012 yılında TÜSİAD’a 45 yeni üye katıldı. TÜSİAD’a dünya devi Google’ın Türkiye yapılanmasından Bülent Hiçsönmez’in üye olması dikkat çekti. Nestle Türkiye’nin Başkanı Reinhold Jakobi de üye olan bir diğer uluslararası temsilci oldu.
Barış süreci sekteye uğramamalı
KOÇ Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Barış süreciyle ilgili, “Bu barış sürecinin sekteye uğramamasını diliyorum. İnşallah bu görüşmeler bir şekilde devam eder. Çünkü silahla çözülemeyeceği görüldü. Dolayısı ile oturup bunun müzakere şeklinde çözülmesi lazım” değerlendirmesini yaptı. Koç, TÜSİAD’ın politikalarına, çalışmalarına aynı şekilde devam edeceğini belirtti.
Yönetim kurulu 12 kişiye çıktı
İLK kurulduğunda 100 üyesi bulunan TÜSİAD’ın üye sayısının 600’ü aşması ile genişleyen faaliyet ve işbirliği yapısı nedeniyle yönetim kurulu temsilinin de artırılması ihtiyacı doğdu ve dün gerçekleştirilen genel kurulda yönetim kurulu üye sayısı 10’dan 12’ye çıkarıldı. TÜSİAD’ın Genel Kurul toplantısında, Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Muharrem Yılmaz seçilirken, 12 üye arasından Haluk Dinçer, Tayfun Bayazıt ve Memduh Boydak Başkan Yardımcısı oldu.
TÜSİAD yönetim kurulunda, görevler şöyle belirlendi:
· Başkan: Muharrem Yılmaz,
· Başkan Yardımcıları: Haluk Dinçer, Tayfun Bayazıt, Memduh Boydak,
· Üyeler: Cansen Başaran Symes, Cenk Çimen, Sedat Şükrü Ünlütürk, Simone Kaslowski, Esin Güral Argat, Tarkan Kadooğlu, Osman Boyner, Volkan Vural, Zafer Ali Yavan