Güncelleme Tarihi:
BALIKESİR'in Manyas ilçesinin kırsal Kocagöl Mahallesi çiftçileri, Don Kazaklarından miras kalan fasulyeye sahip çıkıyor. Kazak fasulyesiyle anılan bölgede çiftçiler geçimlerini bu üründen sağlıyor.
Rus Çarlığı'na isyan ederek Osmanlı'ya sığınan ve 1740 yılında Manyas Gölü kenarında bulunan bugünkü Kocagöl Mahallesi'ne yerleşen Don Kazakları, 1962 yılında göç edince tohumlarını Rusya'dan getirdikleri fasulyeyi yöre insanına miras bıraktı.
Kolay pişmesi ve lezzetiyle Marmara Bölgesi'nde aranan bir ürün olan Kazak fasulyesi, taleplere yetişemeyen Kocagöl Mahallesi çiftçilerinin önemli geçim kaynağı oldu.
Manyas Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Danç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Manyas Barajı yapılmadan önce, 1980'li yıllarda ilçenin tam bir fasulye merkezi olduğunu belirterek, "Baraj yapılınca fasulye üretiminin yerini çeltik aldı. Şimdi Manyas Gölü kenarında bulunan 4-5 kırsal mahallemizde fasulye ekimi yapılıyor. Kocagöl Mahallemizde çeltik ekimi pek yok, onlar Kazak fasulyesini üretmeyi sürdürüyorlar. Kazak fasulyesi Don Kazaklarından kalan leziz bir mirastır." dedi.
"KAZAK FASULYESİ ÜÇ AYDA YETİŞİR"
Çiftçilerden Mehmet Şimşek de Kazaklardan miras kalan fasulyeyi fazla kaynatmaya gerek olmadığını ifade ederek, "Çok kaynatırsanız çorba olur. Kazak fasulyesi üç ayda yetişir. İyi senesine denk gelinirse dönümüne 350 kilogram bile ürün alınabilir. Dönümde ortalama 150-200 kilogram ürün alıyoruz." diye konuştu.
Ayşe Çakıcı ise mahallenin adının önceden Kazak diye anıldığını sonradan Kocagöl olduğunu anlatarak, "Kilosunu 13-14 liraya satıyoruz. Bir alan bir daha istiyor. Çok talep oluyor. Kazak fasulyesini yetiştirmek zor. Ekimi, kazması, sulaması, yolması, harmanda dövülmesi ve tanelerinin ayıklanması ayrı bir iş." dedi.
Baki Kuşçu da zor bulunan bu fasulyeyi daha harmanda satmaya başladıklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Bu yıl az olduğu için fiyatlar da yükseldi. Tohumunu her yıl kendimiz ayırıyoruz. Başka yerde bulmanız mümkün değil. Geçtiğimiz yıllarda fasulye tarlalarını Manyas Gölü'nden su bastı. Birkaç kişi farklı yere ekmişti. Yoksa tohumu kaybedecektik. Biz yaşadığımız sürece bu ürünü ve mirası yaşatacağız."