Güncelleme Tarihi:
Ebru Ergüler Karadeniz ve İdil Ocak profesyonel yönetici olarak farklı şirketlerde çalışan iki çocukluk arkadaşı... Yıllarca birlikte iş yapmanın hayalini kurdular. “Neler yapabiliriz” diye düşünürken, yurtdışı seyahetlerinde gördükleri kavanozdaki kemik suyu ve tavuk suyu ilgilerini çekti. Önce bu markayı Türkiye’ye getirmeyi planlandılar; olmadı. Sonra “Türkiye’de en iyisini üretiriz” diye yola çıktılar. Yüksek ücretli profesyonel iş hayatını bir günde bırakıp, kolları sıvadılar. Ar-Ge çalışmaları ve üretim tesisini kurdular. 2012 yılında ise MeyaneRU markası ile internetten satışa başladılar. Sonra ürünler Türkiye’deki ünlü gurme marketlerin de dikkatini çekti. Ebru Ergüler Karadeniz ve İdil Ocak, bugün İstanbul Hadımköy’deki üretim tesisinden Türkiye’nin dört bir yanına kemik, sebze, et ve tavuk suyu, mercimek ve soğan çorbası satıyor. İki ortak şimdi de Dubai’ye ihracat için kolları sıvadı.
KAPASİTE ARTTIRACAK
Aylık 50 bin adetlik üretim kapasiteli tesislerini 2020 yılında yüzde 40 oranında büyütmeyi planladıklarını anlatan Ebru Ergüler Karadeniz ve İdil Ocak, şirketin kuruluşunu ve büyümesini şöyle anlattı:
“Birimiz finans, diğerimiz marka yöneticisiydi. Uzun yıllar birçok şirkette yönetici olarak çalıştık. Beraber seyahat etmeyi, yemek yemeyi seven çocukluk arkadaşıyız. Sonra bir gün hayallerimizi gerçekleştirmek istedik ve MeyaneRU markasını kurduk. Uzun bir Ar-Ge dönemi sonrasında ilk standardizasyonu oluşturmak için çok çalıştık. 2013 yılında ise ilk ürünlerimizi et suyu, tavuk suyu ve sebze suyunu Eatly’nin rafına koyduk.
Bugün sipariş doğrultusunda üretim yapıyoruz. Ürünlerimiz halihazırda Macrocenter, Carrefour Gurme, Eatly ve kendi internet sitemizde satılıyor. Aylık üretim kapasitemiz şu an için 50 bin adet. Satış noktalarımızın artmasıyla birlikte üretim kapasitemizi genişletmeyi hedefliyoruz. Hedefimiz 2019 yılında üretim kapasitemizi yüzde 20 arttırmak.
SIRA İHRACATTA
Yurtdışında ürettiğimiz ürünlere çok fazla talep var. Türkiye’de daha çok restoran, otel gibi çok fazla ve seri üretim yapılan mutfaklarda kullanılıyor. Özellikle Avrupa’da kavanoz ev yemekleri trendi son 3 yılda ciddi bir raf payına ulaştı. Katkı maddesiz, etiket okuyan ve sağlıklı beslenmek isteyen bilinçli tüketici hızla çoğalıyor. Fakat içinde et olan ürünleri Avrupa ülkelerine ihraç edemiyoruz. Çalışabileceğimiz ülkeler Ortadoğu. Yeme alışkanlıkları farklı olsa da yabancı nüfus barındıran ülkeler ön planda. Çalışmalarımızı yaptık Dubai başta olmak üzere Ortadoğu’da birçok ülkede nabız yokluyoruz. 2020 hedeflerimiz içinde yurtdışında çok sayıda satış noktasında yer almak bulunuyor.”
SADECE KADINLARI İSTİHDAM EDİYORLAR
ÜRÜNLER hakkında bilgi veren Ebru Ergüler Karadeniz ve İdil Ocak, “MeyaneRU adını, geleneksel Türk mutfağında yemeğe lezzet ve kıvam vermek için un ve tereyağ ile yapılan sos meyaneden alıyor. Türk mutfağında bütün tavuğu suda haşlayıp, suyuna çorba ve pilav pişirme, hepimizin bildiği ve uyguladığı bir yöntem. MeyaneRU, mevsim sebzeleri ve taze baharatlarla çeşnilendirilmiş doğal et, tavuk ve sebze suları benzer yöntemle hazırlanıyor. Ürünlerimiz 500 ml’lik cam kavanozlarda sunuluyor. Üretim tesisimizde çalışanların hepsi kadın. Önümüzdeki dönemde de kadın istihdamına katkı yapmak çalışmalarımızı hızlandıracağız” dedi.
KUAFÖR SALONLARINI YENİDEN TASARLIYOR
KİŞİSEL bakım sektörünün hızla büyüdüğü Türkiye’de yeni girişimler de öne çıkıyor. Bu alanda da kuaför salonlarının dönüşümü ilk sırada yer alıyor. Kuaför salonlarını konsept mekanlara dönüştüren tasarımcı Nihat Yıldız, “Bu sayede cirolar 3 kat artıyor” dedi. Yıldız, “Türkiye’de esnaf ve sanatkârlar odalarına kayıtlı 58 bin kuaför salonu bulunuyor ve sektör tarafından yaklaşık 15 milyon kuaför müşterisi olduğu tahmin ediliyor. Yapılan araştırmalar, ekonominin dalgalandığı dönemlerde kuaför kullanım oranlarının yükseldiğini ortaya koyuyor. Genel olarak tüm giderlerini kısan insanlar, daha iyi hissetmek için kişisel bakım bütçelerini biraz esnetme yoluna gidiyor. Kuaför salonlarını her zaman bir rehabilitasyon merkezi olarak görüyorum. İnsanların saç, tırnak ve cilt bakımlarının yanı sıra kısa sürede psikolojik açıdan da daha iyi bir noktaya yükselerek ayrıldıkları bir yer. Bu nedenle, Saloon Design’da her şeyden önce insan psikolojisini göz önüne alıyorum. Salonun lokasyonuna, müşteri profiline göre tasarım yapıyorum. Değişen müşteri profili, beraberinde farklı ihtiyaç ve beklentileri de getiriyor. Örneğin plazaların olduğu bir bölgede, daha çok iş insanlarına hizmet veren bir salonda, bir yandan saçlarını kestirirken tablet veya telefonlarından gelen maillerini kontrol edebilecekleri ergonomik ve güvenli alanların varlığı büyük önem taşıyor” diyor.