Kargoda çalıştığı şirketleri aldışimdi tekstile kaydı
Güncelleme Tarihi:
Sadi ÖZDEMİR
Oluşturulma Tarihi: Kasım 16, 2004 01:49
Celal Doluel, ‘kargo sektöründeki kariyerinde’ eleman olarak girdiği şirketlere hissedar oldu. Ulusoy Kargo’yu şirketin genel müdürüyken satın aldı, sonra da Arıkanlı’ya sattı. Şimdi; bir tekstil şirketi alan Doluel, bu şirketi de ‘olgunlaştırıp’ satacağını söylüyor.
BAZI girişimciler ‘ne işe kalkışsa’ birileri ona mutlaka sermaye verir. İşte Celal Doluel de böyle bir yetenek. Üniversiteden hemen sorna başlayan ‘Nakliye-Kargo sektöründeki kariyerinde inanılmaz işler yapan Doluel, 2003’te bu sektörden tamamen koptu. Sektördeki son operasyonu ise 2000 yılında (kriz başlarken) satın aldığı Ulusoy Kargo’yu (cargo@cargo) büyütüp; Arıkanlı Holding’e satmaktı. Celal Doluel’in yeni macerası ise 10 ay önce aldığı Lal Tekstil Turizm A.Ş. oldu. Şirket, sadece lüks otellere, uluslararası dev firmalara, devlet kuruluşlarının elemanlarına özel üniformalar ve aksesuar dikiyor. Azerbaycan ve Kazakistan vergi bakanlıklarının personeli için açılan ihaleleri de kazanan Lal Tekstil, The Ritz Carlton, Four Seasons, Hilton, Sheraton, Swissiotel, Marriott Doha, Regent Almatı ve birçok ulusal turizm markasının üniformalarını yapıyor.
Celal Doluel, ‘Ben bu şirketimi de 2 ila 4 yılda olgunlaştıracağıma inanıyorum. 10 milyon dolar ciroyu birkaç yılda yakalarım ve bu şirketimi de satarım’ diyor. Samsun’lu Celal Doluel ‘1960 Samsun doğumluyum ama Merzifon’da büyüdüm. Çünkü ailemin Amasya’da şarap fabrikası vardı ve durumuz da iyiydi. Ancak bu fabrika 1984’te kapandı ve büyük bir iflas yaşadık. Sonra benim girişimciliğim başladı’ diyor ve şöyle devam ediyor anlatmaya:
İFLASLA BAŞLADIM
‘İstanbul’a 1977’de üniversite okumak için geldim. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni bitirdim. Kabına sığmayan bir gençtim ve sosyal çevrem çok genişlemişti. Galatasaray’da basketbol bile oynadım. Ticaret yapmak istiyordum ancak, okul biter bitmez ailem beni memlekete çağırdı ve işin başına geçmemi istedi. Ama ben dönmedim. İlk iş olarak 1983’te tamamen tesadüfi şekilde bir nakliye şirketine ortak oldum. Orada ticareti öğrendim. 2 sene sonra babamlar da İstanbul’a geldiler ve biz o dönemde ailenin tüm mal varlığını kaybettik. 1985’te 30 milyon lira borçlu bir girişimci olarak ortada kalakaldım. Hergün haciz geliyordu ve ekmek alacak param bile yoktu. O kadar kötüydü ki normal bir insanı intihara sürükleyebilecek bir sıkıntıydı. Şurada patronken üç dükkan ötede maaşla çalışmaya başladım. 25 yaşında bir genç için çok ağır bir dudumdu bu ama hiç yılmadım.’
25 SENE KAZANDIRDI
Celal Doluel, ‘eleman olarak’ çalışmaya başladığı şirkette çok sevilir ve patronları için yeni bir şirket de kurar. O şirket çok başarılı olur ve yaklaşık 25 sene para kazandırır patronlarına. Doluel 1986’da Express Kargo’ya bölge müdürü olarak geçiş yapar. Bir süre sonra da bu şirkette genel müdürü olur. Ardından da kendisine hisse verilir ve ortak olur şirkete.
cargo@cargo, Arıkanlı’ya Celal Bey Lal Tekstil’e
CELAL Doluel, krizli yıllarda cargo@cargo’yu sıkıntıya sokmadan yönetir ve firma büyür, pazarda da iyi bir marka olur. Bir süre sonra da şirketi satın almak isteyenler çıkar. Doluel şöyle konuşuyor:
‘Ben de düşündüm, sonuçta ticaret yapıyorum ve satma kararı aldım. Arıkanlı Holding’e sattım. 3-4 ay hiçbirşey yapmadım. Herkesle konuştum. Dünya kadar proje geldi kafam yatmadı. Sonunda bir arkadaş Lal Tekstil’i anlattı. 1996’da kurulmuş ama vizyonu ve finansı tıkanmış, Sanayi Mahallesi içinde izbe bir yerde küçük bir işletmeydi. İnceledim ve almadım, yatırım yaptım. Yurt dışına ciddi işler yapmaya başladık. Azerbaycan Vergi Bakanlığı üniformalarını yapıyoruz.’
Ulusoy’a genel müdür oldu şirketi aldı
CELAL Doluel, 1991 Eylül’ünde şirketin patronuyla anlaşmazlığa düşer ve ayrılır, Ulusoy’a geçer, otobüs grubunda genel müdür yardımcısı olarak işe başlar. Yılmaz Ulusoy ile 2 yıl çalışır. Doluel, ‘Yılmaz Bey’den çok şey öğrendim. O dönemde Saffet Bey’le hiç anlaşamadık’ diyor ve şöyle devam ediyor anlatmaya:
‘Bu arada Express Kargo’nun sahibi beni tekrar şirkete çağırdı, döndüm ve 1996-97’yi orada geçirdim. Ancak yine anlaşmazlığa düştük ve yine ayrıldım. Tekrar Yılmaz Ulusoy’a gittim. Yılmaz Bey, ‘kargo şirketimizin başına geç’ dedi. Bu durumda Saafet Bey ile çalışmamı gerekiyordu, önce ürktüm. Yine de başladım çalışmaya ve bu defa Saffet Bey ile inanılmaz derecede iyi anlaşmaya başladık. Saafet Bey ile çalışmak hem çok kolay hem de çok zor. Çünkü çok pratik zekalıdır ve sonuçlara çok itibar eden bir işadamıdır. Bu arada sektörde rekabet kızıştı ve kárlar aşağı inmeye başladı. 2000 yılında Ulusoy bu işten çıkmak istedi ve firmayı da bana teklif ettiler. Firmayı aldım, çıktım. Ancak ne birkaç ay sonra büyük ekonomik kriz başladı.’
Bursa’dan Almanya’ya tekstil yazılımı ihracı
BURSA’da faaliyet gösteren AIT Bilgisayar Sistemleri ve Makine Sanayi Ticaret Ltd., Almanya’ya ihraç etmeye başladığı dijital tekstil yazılımıyla dünya pazarını hedefliyor. Şirketin Genel Müdürü Hakan Özgür, 1995 yılında Microsoft Türkiye’nin düzenlediği ‘Yazılım Geliştirme Yarışması’nda Türkiye birincisi olduğunuhatırlatarak, Microsoft’un kendisine ABD’de çalışmak üzere iş teklifinde bulunduğunu söyledi. Bunun Türkiye’ye faydası olmayacağı düşüncesiyle Türkiye’ye geri dönüp, bir yıl sonra firma kurduğunu belirten Özgür şöyle konuştu:
‘Dünyada, yazılım ve kimya sektörü çok hızlı gelişiyor. Yazılım, büyük bir teknoloji yatırımı gerektirmiyor ve bu alanda çok hızlı gelişebiliriz. 3-4 yıllık çalışma sonucunda Miracle markasıyla dijital tekstil yazılımları ürettik. Yazılımımız, Alman Multi Plot Grafiksysteme distribütörlüğünde Almanya’da satılmaya başlandı.’
Doğalgaza dönüşebilen gazyağlı soba ve kombi
1986’dan beri ‘borusuz soba’ işinde faaliyet gösteren Ali Sefer, 1996’da Japonlardan distbürütörlük alamayınca Gasaki markasını yarattı ve Kurtköy’de gazyağı ve mazotla çalışan soba üretimine başladı. Petrol fiyatları nedeniyle pazar kaybeden Sefer, sobalarına ‘doğalgazla çalışabilir’ özelliğini de kazandırdı. Mikro işlemcili akıllı sobalar ürettiklerini anlatan Gasaki Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sefer, teknolojiyi kendilerinin geliştirdiğini, bir Alman firmasından da uygun dogalgaz parçasını temin ettiklerini belirtti. Gazyağı ve doğalgaza uygun bir de ‘kombi’ geliştirdiklerini anlatan Sefer şöyle konuştu:
‘Önümüzdeki yıl gazyağıyla çalışan ve doğalgaza dönüştürülebilen bir kombi üretimine de başlayacağız. Bu kombi, doğalgazın gitmediği yerde gazyağı ve mazot ile çalışacak, doğalgaz gidince de doğalgazla. Hedefimizi bölge ülkelerde pazar bulmak. Sobalarımızda yüksek teknoloji var. Telefon mesajıyla eve gelmeden yakılabiliyor ya da söndürülebiliyor. Uzun dönemli programlama yapılabiliyor.’
Celal Doluel, ‘Ben bu şirketimi de 2 ila 4 yılda olgunlaştıracağıma inanıyorum. 10 milyon dolar ciroyu birkaç yılda yakalarım ve bu şirketimi de satarım’ diyor. Samsun’lu Celal Doluel ‘1960 Samsun doğumluyum ama Merzifon’da büyüdüm. Çünkü ailemin Amasya’da şarap fabrikası vardı ve durumuz da iyiydi. Ancak bu fabrika 1984’te kapandı ve büyük bir iflas yaşadık. Sonra benim girişimciliğim başladı’ diyor ve şöyle devam ediyor anlatmaya:
İFLASLA BAŞLADIM
‘İstanbul’a 1977’de üniversite okumak için geldim. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni bitirdim. Kabına sığmayan bir gençtim ve sosyal çevrem çok genişlemişti. Galatasaray’da basketbol bile oynadım. Ticaret yapmak istiyordum ancak, okul biter bitmez ailem beni memlekete çağırdı ve işin başına geçmemi istedi. Ama ben dönmedim. İlk iş olarak 1983’te tamamen tesadüfi şekilde bir nakliye şirketine ortak oldum. Orada ticareti öğrendim. 2 sene sonra babamlar da İstanbul’a geldiler ve biz o dönemde ailenin tüm mal varlığını kaybettik. 1985’te 30 milyon lira borçlu bir girişimci olarak ortada kalakaldım. Hergün haciz geliyordu ve ekmek alacak param bile yoktu. O kadar kötüydü ki normal bir insanı intihara sürükleyebilecek bir sıkıntıydı. Şurada patronken üç dükkan ötede maaşla çalışmaya başladım. 25 yaşında bir genç için çok ağır bir dudumdu bu ama hiç yılmadım.’
25 SENE KAZANDIRDI
Celal Doluel, ‘eleman olarak’ çalışmaya başladığı şirkette çok sevilir ve patronları için yeni bir şirket de kurar. O şirket çok başarılı olur ve yaklaşık 25 sene para kazandırır patronlarına. Doluel 1986’da Express Kargo’ya bölge müdürü olarak geçiş yapar. Bir süre sonra da bu şirkette genel müdürü olur. Ardından da kendisine hisse verilir ve ortak olur şirkete.
cargo@cargo, Arıkanlı’ya Celal Bey Lal Tekstil’e
CELAL Doluel, krizli yıllarda cargo@cargo’yu sıkıntıya sokmadan yönetir ve firma büyür, pazarda da iyi bir marka olur. Bir süre sonra da şirketi satın almak isteyenler çıkar. Doluel şöyle konuşuyor:
‘Ben de düşündüm, sonuçta ticaret yapıyorum ve satma kararı aldım. Arıkanlı Holding’e sattım. 3-4 ay hiçbirşey yapmadım. Herkesle konuştum. Dünya kadar proje geldi kafam yatmadı. Sonunda bir arkadaş Lal Tekstil’i anlattı. 1996’da kurulmuş ama vizyonu ve finansı tıkanmış, Sanayi Mahallesi içinde izbe bir yerde küçük bir işletmeydi. İnceledim ve almadım, yatırım yaptım. Yurt dışına ciddi işler yapmaya başladık. Azerbaycan Vergi Bakanlığı üniformalarını yapıyoruz.’
Ulusoy’a genel müdür oldu şirketi aldı
CELAL Doluel, 1991 Eylül’ünde şirketin patronuyla anlaşmazlığa düşer ve ayrılır, Ulusoy’a geçer, otobüs grubunda genel müdür yardımcısı olarak işe başlar. Yılmaz Ulusoy ile 2 yıl çalışır. Doluel, ‘Yılmaz Bey’den çok şey öğrendim. O dönemde Saffet Bey’le hiç anlaşamadık’ diyor ve şöyle devam ediyor anlatmaya:
‘Bu arada Express Kargo’nun sahibi beni tekrar şirkete çağırdı, döndüm ve 1996-97’yi orada geçirdim. Ancak yine anlaşmazlığa düştük ve yine ayrıldım. Tekrar Yılmaz Ulusoy’a gittim. Yılmaz Bey, ‘kargo şirketimizin başına geç’ dedi. Bu durumda Saafet Bey ile çalışmamı gerekiyordu, önce ürktüm. Yine de başladım çalışmaya ve bu defa Saffet Bey ile inanılmaz derecede iyi anlaşmaya başladık. Saafet Bey ile çalışmak hem çok kolay hem de çok zor. Çünkü çok pratik zekalıdır ve sonuçlara çok itibar eden bir işadamıdır. Bu arada sektörde rekabet kızıştı ve kárlar aşağı inmeye başladı. 2000 yılında Ulusoy bu işten çıkmak istedi ve firmayı da bana teklif ettiler. Firmayı aldım, çıktım. Ancak ne birkaç ay sonra büyük ekonomik kriz başladı.’
Bursa’dan Almanya’ya tekstil yazılımı ihracı
BURSA’da faaliyet gösteren AIT Bilgisayar Sistemleri ve Makine Sanayi Ticaret Ltd., Almanya’ya ihraç etmeye başladığı dijital tekstil yazılımıyla dünya pazarını hedefliyor. Şirketin Genel Müdürü Hakan Özgür, 1995 yılında Microsoft Türkiye’nin düzenlediği ‘Yazılım Geliştirme Yarışması’nda Türkiye birincisi olduğunuhatırlatarak, Microsoft’un kendisine ABD’de çalışmak üzere iş teklifinde bulunduğunu söyledi. Bunun Türkiye’ye faydası olmayacağı düşüncesiyle Türkiye’ye geri dönüp, bir yıl sonra firma kurduğunu belirten Özgür şöyle konuştu:
‘Dünyada, yazılım ve kimya sektörü çok hızlı gelişiyor. Yazılım, büyük bir teknoloji yatırımı gerektirmiyor ve bu alanda çok hızlı gelişebiliriz. 3-4 yıllık çalışma sonucunda Miracle markasıyla dijital tekstil yazılımları ürettik. Yazılımımız, Alman Multi Plot Grafiksysteme distribütörlüğünde Almanya’da satılmaya başlandı.’
Doğalgaza dönüşebilen gazyağlı soba ve kombi
1986’dan beri ‘borusuz soba’ işinde faaliyet gösteren Ali Sefer, 1996’da Japonlardan distbürütörlük alamayınca Gasaki markasını yarattı ve Kurtköy’de gazyağı ve mazotla çalışan soba üretimine başladı. Petrol fiyatları nedeniyle pazar kaybeden Sefer, sobalarına ‘doğalgazla çalışabilir’ özelliğini de kazandırdı. Mikro işlemcili akıllı sobalar ürettiklerini anlatan Gasaki Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sefer, teknolojiyi kendilerinin geliştirdiğini, bir Alman firmasından da uygun dogalgaz parçasını temin ettiklerini belirtti. Gazyağı ve doğalgaza uygun bir de ‘kombi’ geliştirdiklerini anlatan Sefer şöyle konuştu:
‘Önümüzdeki yıl gazyağıyla çalışan ve doğalgaza dönüştürülebilen bir kombi üretimine de başlayacağız. Bu kombi, doğalgazın gitmediği yerde gazyağı ve mazot ile çalışacak, doğalgaz gidince de doğalgazla. Hedefimizi bölge ülkelerde pazar bulmak. Sobalarımızda yüksek teknoloji var. Telefon mesajıyla eve gelmeden yakılabiliyor ya da söndürülebiliyor. Uzun dönemli programlama yapılabiliyor.’