Güncelleme Tarihi:
Girişimcinin kendisi en önemli değer: Bazen proje çok iyi olsa bile, girişimcinin geri beslemeye açık olmaması veya fikri sabit olması yatırımın önündeki en büyük engel. Özellikle karşı görüş duyduğunda merak ile acaba neden böyle düşünüyorsunuz diye sorabilen girişimciye yatırım yapılabilir kararı yüzde 51 çıkıyor. Fikrini çok anlatan ve duydukları ile gelişen girişimci makbuldür.
Arsa mı, inşaat sahibi mi: Girişimci önerdiği fikrin bir ‘arsa’ mı olduğunu yoksa bunun üzerine yapılacak inşaatın sahibi mi olduğuna karar vermeli. Çünkü ikisi birden olamaz. Fikir ve projenin sahibi girişimci kendi fikrine ‘arsa’ olarak bakmalı ve bu arsayı asla yatırımcıya satmamalı.
Yaşam döngüsü olmalı: Girişimci bir ‘Sabit proje mi’ yoksa sürekli değişen ve gelişen bir ‘Proje yaşam döngüsü’ mü sunuyor? En önemli nokta burası ve pek çok girişimci bu kavrama oldukça uzak. Dünyadaki son 10 yıl içindeki bütün girişimlerin başlangıç fikirleri ile şu anda milyarlarca dolar değere gelen şirketleri arasında inanılmaz fark var.
Müşteri tarafından tanımlansın: ‘Müşteri odaklı girişim/ürün’ kavramı öldü. ‘Müşteri tarafından tanımlanmış ürün/girişim’ yaşayacak. Hayali şarap bardağı satmak olan bir girişimci, ayran bardağı lazım diyen yatırımcı veya müşteriyi dinlemiyor bazen. Dünyadaki en önemli başarılı girişimler bardak ile başlayıp, sonra ayran bardağına dönüşüp, sonradan milyar dolar değerindeki ‘yoğurtmatik’ girişime dönebilenlerdir.
Ortaklar ile yaşamayı beceren kazanır: Bir girişimin ortakları çıkar çatışmasını yönetmeyi öğrenirlerse girişimler büyümeye ve kazanmaya devam eder. Girişimcilik doğası gereği ortaklık demektir. En basit yatırım almış bir girişimde; fikir sahibi, satıcı/pazarlamacı ve yatırımcı olmak zorunda.