Oluşturulma Tarihi: Ağustos 23, 2010 00:003dk okuma
2009’da ÖTV teşviğiyle krizden fazla yara almadan çıkan, 2010 yılına ise beklentilerin aksine güçlü giren otomotiv sektörü 7 ayda yüzde 13’lük büyümeyi yakalarken, yıl sonunda 700 bin adedin üzerinde bir satışa koşuyor.
Yıl başında hemen hemen tüm sektör yetkilileri 2010’da pazarın 400 bin adet civarında olacağını öngörüp, yüzde 60’ın üzerinde bir sapma yaşarken, en radikal çıkış ise, “Hükümet otomotivden desteğini çekerse 2010 karanlık bir yıl olur” açıklamasıyla o dönem Otomotiv Distribitörleri Derneği (ODD) Başkanı olan Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar’dan gelmişti.
Telafi edilecek bir hataGeçen yıl sonunda yaptığı bu açıklamayı hatırlattığımız Aybar, “Herkes hata yapabilir aksi takdirde müneccim olurduk. Ama bence bu hata olumsuz bir hata değil. Tam tersini söyleseydim ve pazar düşük olsaydı o zaman telafi edilemeyecek bir hata olurdu” yanıtı verdi. Aybar, bu yorumunu şöyle açtı: “Eğer bu yılın başında pazarı yüksek öngörüp, düşük çıksaydı o zaman gerçekten sıkıntı yaratırdı. Çünkü firmalar pazar büyüyecek diye stoğa yüklenecek, pazar düşünce bu stok geçmiş yıllarda olduğu gibi çok büyük sıkıntılar, mali krizler yaratacaktı. Pazarı düşük öngörüp büyük çıkması ise telafi edilebilecek bir hata. Belki stok olmadığı için araçlar bir süre yok satacak ve sıra oluşacak ama hızlı hareketle araç temini bir şekilde sağlanabiliyor.”
Yıl başında hemen hemen herkesin kendisiyle aynı fikirde olduğunu söyleyen Aybar, sadece Türkiye’de değil, Avrupa genelinde de teşviklerin bitmesiyle 2010 yılında gerileme beklendiğini hatırlattı. İstanbul’daki Dünya Bankası toplantılarında bile tablo çok iyi olmadığını, faizlerin yükseleceğinin öngörüldüğünü kaydeden Aybar, şunları söyledi: “Yani bilimsel veriler de pazarın teşviksiz düşeceğini öngörüyordu. Hatırlıyorum Renault ve Nissan’ın Başkanı Carlos Ghosn bile Avrupa’da pazarın 2010’da yüzde 10 düşeceğini söylüyordu. Ama bugün gelinen noktada Avrupa’da kriz yaşayan İspanya ve Portekiz’de bile otomobil satışlarının önemli ölçüde arttığını görüyoruz. Buna Türkiye’deki düşük
kredi faizi ve kurları eklediğimizde otomotiv sektörü için çok olumlu bir tablo ortaya çıktı.”
Normale hızlı dönüldüAybar, Türkiye’de de yıl sonuna kadar bir faiz artırımı beklemediklerini, 12 Eylül referandrumun da satışları olumsuz etkilemeyeceğini ifade ederek, pazarın yıl sonunda 700 bin adede doğru gittiğini söyledi. Bunun finansal çözümlerden geçtiğini hatırlatan Aybar, “Kredi faizleri ve kurlar beklentinin altında seyrediyor. Türk halkı ekonomik istikrarsızlık devam edecek izlenimi duymadı. Normale dönüş çok daha hızlı oldu” dedi.
Fluence için kamu kuyruktaRENAULT’un 2010 yılında açık ara lider olacağını savunan İbrahim Aybar, “7 ayda en yakın rakibimizin açık ara önünde liderliğimiz devam ediyor. Özellikle Fluence modelimize talep çok yoğun. Kamu kuruluşları kuyrukta. Beklentinin üzerinde bir talep oluştu. Bugüne kadar 147 bin Megane Sedan sattık. Bu modelin yerine geçen Fluence ile bu rakamı aşmayı hedefliyoruz” dedi.
Elektrikli araçta fırsat kaçırılmasınDÜNYANIN geleceğine yönelik sıfır emisyonlu elektrikli araçların yaygınlaşması için mücadele ettiklerini belirten Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, “Bu işe baş koyduk ve öncülük yapıyoruz. Çocuklarımıza, torunlarımıza iyi bir dünya bırakmak istiyorsak üstümüze düşeni yapmalıyız” dedi. Avrupa’da birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de elektrikli araçların yaygınlaşması için vergi alınmaması gerektiğini söyleyen Aybar şöyle konuştu: “Yapılan hesaplamalara göre bugün konvansiyonel bir aracın yarattığı kirliliği temizlemenin maliyeti 8 bin 492
Euro. Türkiye’de 2011-2015 yılları arasında 30 bin elektrikli aracın ÖTV’siz satıldığını varsayarsak, devletin vergi kaybı yaklaşık 340 milyon TL olacak. Ama diğer taraftan 30 bin aracın kirlettiği çevreyi temizlemenin maliyeti 510 milyon TL’yi bulacak. Dolayısıyla elektrikli araçlar her türlü kazanç sağlayacak. Herkes ortaya çıkıp bu alanda mücadele vermeli. Türkiye bu tarihi fırsatı kaçırmamalı.”