Güncelleme Tarihi:
Bir kızılderili hikayesinden çıkan Lescon aslında Gaziantep asıllı bir marka. Aydın Erbay'ın Gaziantep’te 'Kara Lastik' üreten fabrikalarını satarak kendi markasını kurma hayaliyle 1992 yılında İstanbul’a gelmesiyle başlayan öykü yeni mağazalar, yeni sponsorluklar ve yurtdışı atağıyla devam edecek...
Lescon markasını kurmadan önce hangi sektörde faaliyet gösteriyordunuz?
Ben doğma büyüme Gaziantepliyim. İstanbul’a gelmeden önce Gaziantep’te plastik ayakkabı işi yapıyordum. Plastik enjeksiyon, yani köylülerin giydiği ve halk arasında 'Kara Lastik' diye bilinen plastik ayakkabı üreten bir fabrikam vardı.
İstanbul’a gelme fikri nereden çıktı?
Zamanla yaptığım iş bana hafif gelmeye başladı. Aklımda da sürekli bir marka yaratma fikri vardı.. İnsan vücudu ayaklarının üzerinde duruyor mantığından hareketle işin temelini ayakkabı olarak gördüm. 1992 yılında Gaziantep’teki fabrikalarımı satarak İstanbul’a gelip spor ayakkabı işine girmeye karar verdim.
Fabrikayı kurduğunuzda hemen Lescon markasıyla mı üretim yapmaya başladınız?
1995 yılına kadar ayakkabıları direkt olarak toptancılara satarak çalıştım. Fakat bu şekilde marka olamayacağımı anlayınca önce bir marka yaratmaya karar verdim. Birçok ismi tescile gönderdik. Tescil edilen markalar içinden ‘Lescon’ üzerine yoğunlaştık. Onun üzerine projeler geliştirmeye başladık.
LESCON İSMİNİ BİR KIZILDERİLİ HİKAYESİNDEN BULDUM
Lescon ne demek?
Bir gün dergi okurken okuduğum metinde Kızılderililerin bir hikayesinden bahsediliyordu. Lescon kelimesinin başında ve sonunda başka eklentilerde vardı tabii ama o kelime içinde ki ‘Lescon’ çok ilgimi çekti ve onu kullanmaya karar verdim. Metinde geçen kelime tümüyle “yükselen” anlamına geliyordu. Bu kelimenin hedeflerim olarak beni ve markamı temsil ettiğine inandım.
Üretiminizi Türkiye’de mi yapıyorsunuz?
Hem ayakkabı hem tekstil üretimimizin yarısını Türkiye’de gerçekleştiriyoruz. Diğer yarısını da Uzakdoğu ülkelerinde üretiyoruz. Yurtdışında üretim yapmak hiç tercihim değil aslında. Fakat rekabet ettiğimiz Adidas, Nike gibi markalar üretimlerini oralarda gerçekleştiriyor. Onlarla mücadele etmek ve Türkiye’de altyapısı uygun olmayan bazı ürünlerimiz için Uzakdoğu’da üretmek durumunda kalıyoruz. Örneğin, özel el işçiliği gerektiren üretimlerimizi Uzakdoğu’da yaptırmamız gerekiyor.
Eğer tüm şartlar ülkemde mevcut olursa ben yurtdışında üretim yaptırmam. Hatta bu konuda milliyetçi olduğumu da söyleyebiliriz..
Şu anda kaç takım ile sponsorluk anlaşmanız var?
Şu anda Süper Lig’de Manisaspor, Denizlispor ve Diyarbakırspor ileBank Asya Birinci Ligi’nde de Bucaspor ve Altay kulüpleriyle sponsorluk anlaşmalarımız bulunuyor. Ayrıca Azerbaycan’da Neftçi Baki ve Bakili futbol takımlarıyla sponsorluk anlaşmalarımız var. Gaziantepspor ile de anlaşmamız vardı fakat yaşadığımız sorunlardan dolayı sponsorluk anlaşmamızı iptal etmek durumunda kaldık. Bu takımlar haricinde 3 ligde de sponsor olduğumuz futbol kulüpleri bulunuyor.
TARAFTARI OLMAYAN KULÜPLERLE ÇALIŞMAK ÇOK ZOR
Sponsorluk anlaşmalarında yeterli geri dönüşleri alamadığınız oluyor mu?
Bazı takımlardan sponsorluk maliyetlerinin karşılığını alamadığımız için sözleşmelerimizi feshettik. Taraftarı olmayan bir kulüp ile anlaştığın zaman haliyle ürün satışı yapamıyorsun. Örneğin sponsor olmayı hiç düşünmedim kulüpler var. Bu takımlar başarısız takımlar değiller. Çok kaliteli takımlar. Ama ilk üçe de oynasalar da taraftarı yok. Tüm spor dallarındaki gibi bizim işimizde taraftar olmazsa olmaz.
Türkiye’de ve dünyada spor giyim sektörünün hacmi ne kadar?
Dünyada spor ürünlerinin 650 Milyar dolar cirosu var. Türkiye’de kayıt dışı olmasına rağmen spor giyimin cirosu 1 milyar dolar civarında.
Önümüzdeki yıllar için sponsorluk olarak planlarınız neler? Yurtdışı bir sponsorluk olabilir mi?
Yakın ülkelerle sponsorluk çalışmaları yapıyoruz. Yaptığımız değerlendirmeler neticesinde krizin 2010 yılında da süreceğini öngördüğümüzden 2010 yılı içinde sponsorluk harcamalarımızı minimum seviyelere çekiyoruz. 2011’de ise sponsorluk konusunda bir atak yapmayı düşünüyoruz.
Daha önce Eintracht Frankfurt’un futbol dışı tüm branşlarında sponsor olmuştuk. Şu andaki çalışma prensiplerimiz mağazalaşmak üzerine. Yani yabancı bir ülkede sponsorluk anlaşmaları yapmadan önce o ülkede mağaza konseptimizle var olmayı hedefliyoruz. Artık bir ülkeye girerken ihracat olarak da olsa konsept olarak mağazalarımızla gitmek istiyoruz.
Yurtdışında mağaza açacak mısınız?
Şu anda görüşme halinde olduğumuz bir komşu ülkemiz var. Anlaşma aşamasında olduğumuz için bu ülkeyi açıklayamam. Fakat distribütörlük anlaşmamız o ülkede en az 20 tane konsept mağaza açmak üzerine olacak. Anlaşma yapılıp yeterli mağaza sayısına ulaştığımızda o ülkenin milli takımı ve önde gelen takımlarından birisi ya da birkaçı ile anlaşacağız. Bu çalışmalarımızda sonuca çok yaklaştığımızı söyleyebilirim.
HEDEFİM GALATASARAY VE MİLLİ TAKIMI GİYDİRMEK
Daha önce Galatasaray’a sponsor olmak istediğinizi belirtmiştiniz. Bu hedefinize ne zaman ulaşacaksınız?
Geçtiğimiz yıllarda Galatasaray futbol şubesi hariç tüm branşlarda sponsor olmuştuk. Zaten ben de Galatasaraylıyım ve de Galatasaray kongre üyesiyim. Bu yüzden hayallerimden bir tanesi de günün birinde Lescon’u Galatasaray’a giydirmek. Ama bizim için tüm kulüpler aynı mesafede. Beşiktaş Fenerbahçe, Trabzonspor ve diğer kulüpler ile sponsorluk anlamında çalışmak bizim için çok değerli. Hatta belki bir gün milli takımı giydirmek için de çalışmalarımız olacak.
Sponsorluk anlaşmalarında önümüzde ki yıllar içerisinde ulaşmak istediğiniz en büyük hedefleriniz neler?
2011 yılında sponsorluklarımız için hedefimiz Türkcell Süper Lig’de en çok sponsoru olan markası haline gelmek ve Türkiye’deki tüm kulüplerin (amatör branşlar da dahil olmak üzere) yüzde 50 sini giydirmek istiyoruz.
GÜNÜMÜZDE HERKES TUTTUĞU TAKIMI AÇIKLAYABİLİYOR.
-Tuttuğunuz takımı açıkça söylemekten çekinmiyor musunuz? Sonuçta bir marka sahibisiniz ve müşteri kaybı endişeniz hiç yok mu?
Bugün en güzel şeylerden birisi de herkes takımını açıklayabiliyor ve her alanda rengini belli edebiliyor. Başbakanımız çıkıp Fenerbahçeli olduğunu söyleyebiliyor, bir genel yayın yönetmeni çıkıp taraftarı olduğu takımı açıklamaktan çekinmiyor. Halkımızda bu bilinç oluşmuş durumda. Önceden bu böyle değildi. Artık bazı şeyleri aşmış durumdayız diye düşünüyorum. Artık futbolun, sporun bir dostluk ve heyecan olduğunu algılayabiliyoruz.
YA MARKAMLA İHRACAT YAPARIM YA DA HİÇ YAPMAM
İhracatımız 1-2 milyon dolar seviyelerinde.Düşük seviyelerde ihracat yapıyoruz. Bu da çok arzu ettiğimiz bir ihracat değil. Mesela Romanya’da bir mağazalar zinciri bizden gelip sadece ayakkabı alıyor. Benim ihracattan beklentim bu değil. Dediğim gibi ben mağazalarımla o ülkelere gitmek istiyorum. Konsept olarak distribütörlük anlaşmalarıyla ihracat yapmak istiyoruz.
-Lescon markasıyla mı ihracat yapmayı düşünüyorsunuz?
Kesinlikle. Benim kadar markasına düşkün bir adam daha yoktur. O nedenle başka bir marka adı altında ihracat yapmam mümkün olamaz. Bana bir çok önemli markadan krampon, ayakkabı üretmem için teklifler geldi.Bunlar Türkiye’de var olan bilinen tanınan markalar. Kendi markam ile üretirim. Bu sebepten ötürü birçok kârdan feragat ettiğimin farkındayım. Ama başarılı olacaksam markam ile başarılı olmak istiyorum.
-Lescon konseptiyle toplam kaç tane mağazanız var?
Şu anda 25 tane mağazamız var. Planlarımıza göre 2010 yılına girerken 50 tane şubeye ulaşacaktık. Fakat kriz bu planlarımızı sekteye uğrattı. İnşallah 2011 sonunda en az 50 tane şubeye ulaşmayı öngörüyor. Konsept mağazalar hariç Türkiye genelinde 600 tane korner bayilerimiz var. Beni heyecanlandıran konsept Lescon mağazaları. Bu yönde büyüyeceğiz. Bunların dışında 5 adette franchise verdiğimiz mağazalarımız var.
TÜRK KULÜPLERİNİN DESTEĞİNE İHTİYACIMIZ VAR
- Türk takımlarına sponsor olurken sektörünüzdeki yabancı rakiplerinizden ötürü bir zorluk yaşıyor musunuz?
Türk takımlarının Türk markalarına destek olması gerekiyor. Kulüpler yabancı hayranlığını bir kenara bırakmaları gerekecek. Önceliğim Lescon’un varlığını bir Türk markasın olduğunu anlatmak herkese. Biz bu ülkeye 500-600 kişilik istihdam sağlıyoruz. Bu rakamlar arttıkça istihdam sayısı artacak. Binler iki binleri zorlayacağız belki de. Kulüp yöneticileri bize destek olursa hep birlikte bu ülkeden büyük bir marka büyük bir katma değer yaratabiliriz.
- Destek geliyor mu?
Her zaman değil. Mesela ismini vermek istemediğim bir yönetici, “kim bir lira fazla verirse onunla işi yaparım” dedi. Ama dünya markaları ile mücadele edebilmemiz için bazı konularda duyarlılık bekliyoruz. Mesela Özhan Başkan bu konuda bizim çok büyük destekçimizdi. Onun zamanında yapılan fedakarlıklar ile Galatasaray’a sponsor olmuştuk. Heyecanımı benimle paylaştı ve bu şansı bize vermişti. Ona bu konuda çok şey borçluyuz.
LESCON’UN TÜRK MARKASI OLDUĞU BİLİNMİYOR
- Lescon’un reklam ve tanıtımı ile ilgili sponsorluklar dışında çalışmalarınız var mı?
Aslında sponsorluklarda marka tanıtımında tek başına yeterli olmuyor. Lescon olarak bizim yoğunlaşmamız gereken en önemli husus, Türk markası olduğumuzun farkındalığını vatandaşlarımızda oluşturmak istiyoruz. Hatta forma sponsoru olduğumuz bazı sporcular dahi Türk markası olduğumuzu bilmiyor. Buraya ne zaman futbolcular, antrenörler gelip ziyaret etmeye başladı bu bilinç oluşmaya başladı. Gücümüzü daha iyi algılar oldular. Bizim yabancı bir markanın distribütörü olduğumuzu sananlar da oldu.
Bugün en önemli İngiliz spor giyim markası Umbro’dur. İngiltere liglerine bir bakın alt liglerdeçoğu takımda Umbro var. İngiltere milli takımı Umbro giyiyor. Markalarını sahiplendikleri için Umbro’nun bir dünya markası olmasına destek olmuş oluyorlar.