Güncelleme Tarihi:
Sompo Japan Sigorta Genel Müdürü Recai Dalaş, Japonların Türkiye’yi, halen fırsat ülkesi olarak gördüklerini ve imkân çıkarsa yeni şirket alımı için istekli olduklarını açıkladı. Dalaş, Sompo Japan Sigorta’nın son iki yılda yüzde 40’ın üzerinde özsermaye kârlılığı ile çalıştığını belirterek, bunu da sermayedarda, Türkiye’de iş yapılabileceği ve para kazanılabileceği inancı oluşturduğunu kaydetti. Bu nedenle de sermayedarın Türkiye’ye fırsat ülkesi olarak baktığını ifade eden Dalaş, “Şirket alma imkanı doğarsa istekliler. Şuan için somut bir şey yok ama anlamlı bir alternatif çıkarsa ilgilenirler. Son zamanlarda bazı ufak tefek imkanlar çıkıyor, fakat ilgilenmiyoruz. Biraz daha hacimli, bize katkı sağlayacak seçenekler çıkması halinde ciddi alıcı olacağız. Şu anda da ortamın o yönde geliştiğine inanıyoruz” dedi. Recai Dalaş, yabancı sermayenin kendi kârlılıklarından memnun olmadıklarına da değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun sonuçlarını hem analiz ederek görüyoruz hem de zaman zaman yatırım bankalarının, ‘Şu şirketin satılması söz konusu, ilgilenir misiniz?’ diye kapımızı çalmasından anlıyoruz. En azından zemin yokluyorlar. Bunların içinde büyük şirketler de var, orta ve küçük ölçekli şirketler de var. Peki, yabancı sermayeli şirketler neden memnun değiller, neden kâr edemiyorlar? Ben bunu yönetim kalitesi ile ilişkilendiriyorum. Ben, 25 yıldır bu sektörde şirket yönetiyorum, hiçbir dönemde sermayedara zarar ettirmedik, kötü sonuçlar vermedik. Demek ki, bu sektörden kâr edilmesi mümkün.”
DURUM PARLAK DEĞİL
Recai Dalaş, yeni açıklanan sektörün son altı aylık verilerine göre sigortacılık açısından durumun pek de parlak olmadığına dikkat çekti. Sektörde ortalama özsermaye kârlılığının yüzde 8-10’lar civarında olduğunu belirten Dalaş, “Mali gelirleri katmadığımız zaman operasyonel kârlılıkta sektör zarar ediyor. Her 100 liralık primde 3,1 lira zarar ediyoruz. Yani, 100 lira prim yazdığımızda 3,1 lira zarar ediyoruz, bu parayı da cebimizden karşılıyoruz. Mali geliri buna ilave ettiğimizde özsermaye kârlılığına ulaşıyoruz” şeklinde konuştu.
DEVLET TRAFİK SİGORTASINA BAKIŞINI DEĞİŞTİRMELİ
Recai Dalaş, trafik sigortasında devlet müdahalesinin artık sonlandırılması ve devletin trafik sigortasına bakışını değiştirmesi gerektiğini belirterek, şunları söyledi: “Devlet müdahalesi yatırım yapan şirketlerle diğer şirketler arasında haksız rekabete neden oluyor. Piyasaya yeni giren, sermaye yeterliliği yüksek olmayan şirketlere trafik sigortası satma hakkı tanınıyor. Bu riskli bir durum. Bir kere ülke açısından riski var. Daha önce yaşandı, şirketler battı ve 1 milyar lira maliyeti oldu. Bu para hepimizin cebinden çıktı. Bence Hazine, trafik sigortasına bakışını değiştirmeli. Fiyatları serbest bırakmalı. Trafik sigortası satacak şirketlere elbette izin verebilir ama sermaye yeterliliği, teknik yeterliliklerini de iyi denetlemeli. Trafik öyle bir sigorta ki bugün kesilen poliçenin hasarı 3-5 yıl hatta 10 yıl sonra ödeneceği için iyi bir fon toplama aracı da. Günün sonunda kâr mı, zarar mı ettiğinizi düşünmeden, ‘Benim kasama para lazım’ diyerek satış yapabilir, nakit girişi olarak kullanabilirsiniz. ”
KUR NEDENİYLE KASKODA FİYAT ARTTI
Recai Dalaş, dövizdeki artışın sigortacılık üzerindeki etkilerine değinerek, sektörde sermaye yetersizlik sorunu olduğunu ve bu sorunu yaşayan küçük ve orta ölçekli şirketlerin döviz artışından önce düşük primlerle sattıkları poliçelerdeki hasar maliyetlerinin aşırı artışını tolere etmekte güçlükler yaşayacaklarını söyledi. Dalaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Son üç ayda kasko fiyatlarında yüzde 10-12 artış oldu. Yaptığımız tespitlere göre kurdaki artış nedeniyle sadece Ağustos ayından bu yana bir araç grubundaki yedek parça fiyatları yüzde 20’nin üzerinde arttı. Ancak bir taraftan da araç fiyatlarındaki artışa bağlı olarak sigorta bedelleri artıyor. Asıl sorun geçmişte kesilen poliçelerde, sektör önümüzdeki 9-10 ay bu zararı çekecek. Daha açık bir anlatımla sektörün durumu bozuluyor.”