Güncelleme Tarihi:
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan 3 yıl aradan sonra TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu toplantısına katıldı. TÜSİAD üyelerinin yoğun ilgi gösterdiği toplantıya eski TÜSİAD Başkanları başta olmak üzere çok sayıda işadamı ve kadını katılım gösterdi. Nihat Özdemir, Nihat Gökyiğit, Güler Sabancı, Bülent Eczacıbaşı, Faruk Eczacıbaşı, Mehmet Göçmen, Muharrem Yılmaz, Ümit Boyner, Cem Boyner, Arzuhan Doğan Yalçındağ, Aclan Acar, Ömer Aras, Sanem Oktar, Gülden Türktan, Murat Özyeğin, Ali Koç, Haluk Dinçer katılımcılar arasında yer aldı.
Erdoğan’dan önce söz alan TÜSİAD YİK Başkanı Tuncay Özilhan ve TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerin düzeltilmesine ve OHAL’in kaldırılmasına yönelik taleplerini dile getirdi. Özilhan ve Bilecik, sanayi ve üretimin artırılması için bir an önce reform gündemine dönülmesini ve toplumda referandum sonrası oluşan bölünmüşlüğün de giderilmesini istedi. Erdoğan’ın YİK’te öne çıkan mesajları şöyle oldu:
EKONOMİDE YENİ BİR ATILIM
Türkiye’de hiçbir şey eskisi gibi, son yıllarda yaşadığımız sıkıntılarda olduğu gibi yürümeyecek. Demokrasi ve ekonomide yeni bir atılımın hazırlığını yapıyoruz. teşvik sistemini iyileştirdik, enflasyonla mücadelenin kalıcı sonuçlar doğurmasının arzı artırıcı önlemlerle mümkün olduğuna inanıyoruz. İşsizlik oranlarındaki artış son dönemin en üzücü olumsuzluğu. 7 Şubat’taki ekonomi şurasında bir istihdam seferberliği başlatmıştım, bu kapsamda pek çok kişi ve kurum sözler verdi takibi için valilerimizi görevlendirdim. İlk fırsatta 81 ilin valisi ile yüz yüze görüşüp bu sözlerin ne kadarının yerine getirildiğini teker teker soracağım. İstihdamda da hedefimiz üretim ve hizmetler sektöründe gelişme sağlamak.
FAİZ SIKINTISI
En önem verdiğim hususlardan biri de özel sektörün finansmana bol kolay erişimini sağlamaktır. Bu konuda bankacılarla pek anlaşamıyoruz. Faizlerin bu kadar yüksek olduğu yerde girişimcileri yatırıma yöneltmek kolay olmuyor. Sizlerden destek bekliyorum. Yüksek kârlılığı değil üretim, istihdam, ihracat yatırımlarının artırılması gerekiyor. Sizlerin de desteğiyle bu konuda bir ortak aklı devreye alabileceğimizi düşünüyorum. İlave kaynak arayışını sürdürüyoruz. Faizsiz bankacılık anlayışının da bankacılık sistemi ile rekabet edecek önemli imkan olarak görüyoruz. Varlık fonunu hayata geçirerek büyük projeleri destekleyecek kaynak üretmek için kolları sıvadık.
BİLMEDİKLERİNİZ VAR
Gümrük Birliği’nin yenilenmesi olumlu şekilde seyrediyor. AB ile sıkıntılı giden siyasi ilişkilerden farklı olarak Gümrük Birliği’ni güçlendirerek yolumuza devam edeceğiz. YİK başkanı ve TÜSİAD başkanımızın AB’ye yönelik ortaya koydukları ifadeleri benim açmam lazım. Bazı gerçekleri sizler dışarıdan gözlemliyorsunuz ama biz yaşıyoruz. Bu gerçekleri bilelim ona göre değerlendirelim. AB, Türkiye’ye gönlünü kapısını açmış da Türkiye içeriye mi girmemiş? Böyle bir şey mi var? Dikkat edelim lütfen. Sene 1963 sene 2017, 54 yıldır bu ülkeyi affedersiniz kapısında sürüm süründüren AB var. Bizden sonra kimler geldi kimler geçti hepsini aldılar. Türkiye’nin günahı ne, niye almıyorsunuz?
‘SİZİ ALMAYACAKLAR’
Türkiye’ye en son yaşadığımız şu referandum olayında yaptıklarını gördünüz. Türkiye sıradan bir ülke değil. Biz kapıkulu değiliz. Bizim onurumuz var, haysiyetimiz var. Bizim bu onurumuzla, haysiyetimizle oynanmasına müsade edemeyiz. Bizi alacaklarsa eyvallah girelim. Gerçekler ortada. Fransa’nın bir dışişleri bakanı bana ‘boşuna çabalıyorsunuz sizi almayacaklar’ dedi. Niye dedim, gerekçelerini de açıkladı. Biz gerçeği biliyoruz. Bazı şeyleri biliyoruz ama buna rağmen AB bakanlığı kurduk ve fasıllarla ilgili elimizden gelen tüm gayreti gösteriyoruz. En son konseyin aldığı karar. Kararı alıyorsun da ne olacak kıymeti harbiyesi mi var. Bu mantıkla bu yaklaşımla bir yere varmak mümkün değil.
HAYDİ GÜLE GÜLE
Biz hala ne olur yapmayın etmeyin bizi alın. Arkadaşlar kusura bakmayın sizler ekonominin içinde güçsünüz sizleri kapısında bekleten muhatapınızla bir yere kadar pazarlık yapar bir yerden sonra hadi güle güle dersiniz. Biz her türlü görüşmeleri yapıyoruz, bunlar karşısında AB yetkilileri bizlere hakikaten adil olumlu yaklaşımlarını sürdürürlerse bu yola devam ederiz.
DÜKKANI KAPATIP GİDELİM
Dünya çapında bilinen, tanınan markalara ihtiyacımız var. Siyasi irade olarak biz bu konuda işadamlarımızın arkasında olduğumuzu her fırsatta ifade ediyoruz. Yerli otomobilde arzu ettiğimiz neticeye ulaşamamış olmaktan üzüntü duyuyorum. Bir çok girişimci var, kendi pazarımızın ihracat potansiyelimizin büyüklüğü ortadayken böyle bir adım atılmaması düşündürücüdür. Cesaretli bir adım bekliyorum TÜSİAD üyelerinden. Şu salondan bir babayiğit çıkartamıyorsak dükkanı kapatıp gitmemiz lazım.
'AB İLE GERİLİM DEĞİL İŞBİRLİĞİ OLMALI'
TÜSİAD YİK Başkanı Tuncay Özilhan toplantının açılışında yaptığı konuşmada, “OHAL’in kaldırılmasının önemine vurgu yapmak istiyorum. Çözüm sürecinin değerini şimdi daha iyi anlıyoruz. Yeni bir milli birlik ve kardeşlik açılımı umut olabilir. Yeni milli birlik açılımı, umut veren bir atılım olabilir” dedi. Türkiye ile AB arasında gerilim değil işbirliği olması gerektiğini aktaran Özilhan, “Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinin Türkiye resmi makamlarıyla gerektiği gibi görüşmeden verdiği Türkiye’yi yeniden denetim sürecine alma kararı ilişkilerin iyice gerilmesine yol açtı. Ancak ticari ve jeopolitik ilişkilerin mantığı Türkiye AB arasında gerilim değil, işbirliği olmasını gerektiriyor. Bu mantık karşılıklı tesis edilirse önceki gibi, AB sürecinde ilerledikçe Türkiye dünyanın yükselmekte olan ülkeleri arasında öne çıkar, ekonomik cazibe ve demokratik referans kaynağı olur” dedi.
'OHAL'İN BİR DAHA UZATILMAYACAĞINI UMUYORUZ'
TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, konuşmasına 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutlayarak başladı. Bilecik, değişen dünya düzeninde Türkiye’nin güçlenmesi için üretine ve reformlara odaklanması gerektiğini söyleyerek, öncelikli beklentilerinin yeni bir reform dalgası olduğunu vurguladı. OHAL’in bir daha uzatılmayacağını umduklarını belirten Bilecik, AB’ye üyelik sürecinin önemine de dikkat çekti. Bilecik “AB’ye üyelik süreci refahımız için belirleyicidir. Üyelik sürecinin devamını önemli buluyoruz” dedi. Türkiye’nin AB sürecinden asla kopmaması gerektiğini söyleyen Bilecik, “Gelişmiş ülkelerin toparlandığını görüyoruz. Bu toparlanmanın henüz kırılgan olduğunda hemfikiriz. AB’ye üyelik süreci, küresel rekabette daha güçlü bir Türkiye için belirleyicidir. AB, hala bizim en büyük ihracat pazarımız olma özelliğini koruyor. AB ile tam üyelik sürecinin devamı, bu sayede ekonomi, bilim ve eğitim gibi konulardaki ilişkilerin geliştirilmesini diliyoruz. Her iki tarafın da bütün siyasi otoritelerine, ortak bir geleceği kurmak üzere büyük bir sorumluluk düştüğü inancındayız. AB’ye tam üyelik süreci, ekonomik ilişkilerin ötesinde, dünyanın gerisiyle olan ilişkilerde de belirleyicidir” diye konuştu. Bilecik gelişmiş ülkelerdeki toparlanmanın iyimserliğe neden olsa da bunun kırılgan olduğunu söyledi.