Oluşturulma Tarihi: Ekim 26, 2010 10:45
İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) Yönetim Kurulu Üyesi ve Deniz Turizmi Temsilcisi Faruk Okuyucu, Türkiye'de denizcilik sektöründeki en önemli sorununun “yat bağlama yeri sorunu” olduğunu belirterek, “Marina sayısı artırılmalı ve alt gelir düzeyindeki gruplar için marinalar yapılmalı” dedi.
Akdeniz'de yat turizmi açısından önemli ülkelerden birisi olan Türkiye'nin “Yat Turizmi” kapsamında aldığı payın artırılması hedefleniyor. Marina alanında yatırım yapan turizmciler, öncelikle Akdeniz'de çanağında dolaştığı bildirilen yatların Türkiye'deki marinalarda ağırlanmasını hedefliyor. Yat turizmi gelirleri açısından ilk 3 sırayı Fransa, İspanya ve İtalya paylaşıyor.
Yatırımcılar, yat turizminden daha fazla pay alma çalışmaları kapsamında önümüzdeki yıllar içinde 16 yeni marinanın “Yap-İşlet-Devret” modeliyle hayata geçmesiyle birlikte Türkiye'nin 25 bin olan yat bağlama kapasitesini 50 bine çıkarmayı planlıyor. Yeni 16 marinanın Antalya, Muğla, Balıkesir, İstanbul ve İzmir'de yapılacağı ve Kaş ve Mersin'de yaptırılan yaklaşık 1500 yat bağlama kapasiteli 2 marinanın 2011 yılında açılacağı bildirildi.
Bu arada, Türkiye'nin en büyük yat limanlarından 13'ünün Muğla'nın Marmaris, Datça, Bodrum ve Fethiye ilçelerinde bulunduğu öğrenildi. Muğla'nın ilçelerindeki yat limanları yaklaşık 7 bin yat bağlama kapasitesine bağlı olduğu öğrenildi.
“DENİZ TURİZMİNDEN YILDA 5 MİLYAR DOLAR GELİR ELDE EDİLİYOR”
Faruk Okuyucu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de denizcilik sektöründeki en önemli sorunun “yat bağlama yeri” sorunu olduğunu söyledi. Bu sorunun giderilmesi için yeni marinalar yapılması ve alt gelir düzeyindeki gruplar için marinalar yapılması gerektiğini ifade eden Okuyucu, “Türkiye'de 36 adet marina var. Ancak bu sayı artırılmalı. Ülkemizdeki marinaların bir çoğu 5 yıldızlı oteller düzeyinde yapılmış. Bu nedenle alt gelir düzeyindeki gruplara hitap etmiyor. Bu grupların kullanabileceği basit şekilde yat ve teknelerin bağlanabileceği yeni marinalar yapılmalı” diye konuştu.
Deniz turizminin Türkiye turizminin içinde yüzde 20-25'lik bir paya sahip olduğunu belirten Okuyucu, “Bu da yılda yaklaşık 4-5 milyar dolarlık bir gelir demek. Bu gelirin yarısı da marinalar ve kruvaziyer turizminde elde ediliyor. Bu nedenle marina sayısı artırılmalı. Yat bağlama kapasitesi açısından İtalya, Fransa ve İspanya gibi ülkelerin gerisindeyiz ama marina yapım hızı açısından bu ülkelerin önündeyiz. Biz DTO olarak yat bağlama kapasitesini artırmak için çalışmalar yapıyoruz. Bunu yaparken de çevre koşulları ve kıyı şeridinin bozulmaması için yoğun çaba gösteriyoruz” dedi.
Marina yapılması konusunda en büyük sıkıntılardan birinin bürokrasi olduğuna işaret eden Okuyucu, şunları kaydetti:
“Yatırımcı marina yapmak istiyor ancak çoğu zaman bürokrasiye takılıyordu. Yaptığımız çalışmalar sonucu ilgili bakanlıklar bir tebliğ yayınladı. Bu tebliğde bürokrasi biraz daha azaltıldı ve denizcilik teşvik edici noktaya getirildi. Bu çıkan tebliğe göre 5 metreye kadar olan teknelerden vergi alınmıyor. 10 metreye kadar olan teknelerden az miktarda vergi alınıyor. Bu da denize olan ilgiyi artırdı.”
“KAPASİTE 50 BİNE ÇIKARILMALI”
Marmaris'te faaliyet gösteren Martı Marina Genel Müdürü Ercan Güneştutar da Türkiye'de yaklaşık 26 bin yat ve tekne bulunduğunu, tekne bağlama kapasitesinin 50 bine çıkarılması gerektiğini belirtti. Deniz turizminin bir bütün olarak ele alınması gerektiğine işaret eden Güneştutar, şöyle konuştu:
“Bunların içinde tekneler var. Mavi yolculuk yapılan guletler ve marinalarda bekleyen tekneler var. Ve buradaki müşteriler otel müşterilerine benzemez. Kişi başı yaklaşık 1200-1300 dolar gibi yüksek bir para harcar. Otel müşterisi ekonomik kriz olduğunda rezervasyonu iptal eder ama deniz turizminde böyle bir durum olmaz. Marinalara demirleyen teknelerin ekonomik olarak çevrelerinde katkısı vardır. Yakıt alır, kumanya alır, alış veriş yapar, teknesinin bakım ve onarımını yaptırır, malzeme alır. Marinaların çevreci özellikleri de vardır. Bazı kişiler marinaları çevreyi kirletmekle suçlar ancak marinalar aksine çevreyi korur. Çünkü tekneler çöplerini atıklarını marinalara bırakırlar. Marinalar olmasa bu çöpleri denize atabilirler.”
DTO Bodrum Şube Başkanı Gündüz Nalbantoğlu ise Bodrum'un Türkiye ve dünyada deniz turizminde önemli bir konuma sahip olduğunu ifade ederek, “Bodrum'da 3 marina ile belediyelerin işlettiği limanlar var. Ancak bu marina ve limanlar yeterli değil. Bodrum Belediyesi, Gümbet koyuna marina yapmak için çalışma başlattı. Eğer bir engelle karşılaşmazlarsa bu proje yeni turizm sezonuna yetişecek” dedi.