Kanseri yenmek için fabrika kurup ihracat yaptı, kazandı

Güncelleme Tarihi:

Kanseri yenmek için fabrika kurup ihracat yaptı, kazandı
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 01, 2006 00:00

Manisa Gölmarmaralı sanayici Gazanfer Sanlıtop, 1992’de kanser oldu, midesinin dörtte üçü ve safrakesesi alındı. Hayata küsmek yerine işine sarılan Sanlıtop, kanserle mücadele ederken bir fabrika kurup, ABD’lilere sattı. İlk fabrikasını büyüttü 45 ülkeye ihracat yapıyor.

MANİSA Gölmamaralı Gazanfer Sanlıtop, 1969’da kurduğu Elektroteknik Makine Sanayi ve Ticaret A.Ş. (EMAS) ile 47 ülkeye ihracat yapıyor. 1992’de kanser teşhisi konulan ve midesinin dörtte üçü ile safrakesesi alınan Sanlıtop, zor günlerinde hayata küsmek yerine sanayiciliğe devam kararı aldı. Üstelik aynı dönemlerde koltuk değnekleriyle gezerken bir de fabrika kurdu. Şu anda ilk fabrikasının başında olan Sanlıtop, 30 milyon YTL’ye yakın ciro yapıyor ve 45 ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Gazanfer Sanlıtop şöyle başlıyor anlatmaya: "1940’ta Manisa Gölmarmara’da doğdum. Ailem 500 yıl önce Karaman’dan Makedonya’ya gitmiş, 1925’te babam tekrar Türkiye’ye göç etmiş. Önce İzmir’e sonra da Gölmarmara’ya yerleşmişler. Babam da girişimciydi, Gölmarmara’da tuğla kiremit imalatı ve bakkallık yapıyordu. Dedemiz de Manastır’da kereste imalatı, değirmencilik yaparmış. Aileden girişimciliği öğrenmişim."

OKUDUM, TOKAR’DA BAŞLADIM: Gazanfer Sanlıtop, liseyi yatılı olarak Manisa’da okumuş ve teknik üniversitenin varlığını da matematikten 9 alınca duymuş. Sanlıtop şöyle konuşuyor: "Matematik yüksek olunca bana ’sen teknik üniversiteyi kazanırsın’ demişlerdi. O zaman bunun iyi bir şey olduğunu anladım ve İTÜ’de makine yüksek mühendisliği okudum. Isı opsiyonunu seçtim ki en kolay yoldan hayata atılayım. Klima, havalandırma v.s. 10 ay Bayındırlık Bakanlığı’nda çalıştım. Yedek subaylıktan sonra TOKAR’a girdim. Yurt genelinde zorlu projelerde görev aldım. 1969’da kendi işimi kurmak için ayrıldım. Orada işi çok iyi öğrenmiştim. Önce mühendislik şirketi olarak başladık ama 6 ay sonra bir uzaktan kumanda buton imalatına başladık. Sonra da sinyal armatürlerine girdik. Ardından Türk Traktör bizi keşfetti ve 1975’ten sonra bu kuruluşa marş anahtarı, vites otomatiği yapmaya başladık. Fren otomotiğinden, sinyal anahtarına, elektrik enstrümanlarına kadar çok farklı parçalarını yapıyoruz. Sonra da bütün elektroteknik ürünleri üretmeye yöneldik. 1977’de ise mühendislik işimizi tamamen bıraktık. 1980’li yıllarda matbaa işine de girdik ve Esen Ofset’i kurduk. Hastalandıktansonra mühendislik plastikleri üreten Teknopolimer’i kurdum. Bu fabrikayı Amerikalılara sattım ve ilk fabrikamın başına geçtim."

EMAS 45 ÜLKEYE MAL SATIYOR: Tekrar Emas’ın başına geçmek için Teknopolimer’de ABD’lilerle yaptığı ’5 yıl şirketi yönetme sözleşmesini’ fesheden Gazanfer Sanlıtop, "Bu fabrikamız çok kritik şeyler üretiyor. Butonlar, vinç butonları, limit anahtarları v.s. ve dünya ile rekabet ediyoruz. Bir asansörün katta durmasını sağlayan aleti üretiyoruz mesela. Kontaktörler yapıyoruz. Tabii ki otomotiv için de yan sanayi konumumuz sürüyor. Ürettiğimiz farklı ürün sayısı yüzlerce ve bize gelip şunu üret derlerse onu da yapabiliyoruz. Emas’ta 200, matbaa ve pazarlama şirketimizle birlikte grupta 300 kişi çalışıyor. İhracata yeni başladığımız halde hemen 3 milyon dolara ulaştık ve bu ihracatı da 45 farklı ülkeye yapabildik. Bangladeş’ten Meksika’ya, İtalya’ya, İngiltere’ye, Almanya’ya, İsveç’e her yere kimisine traktör parçası kimisine asansör parçası satıyoruz."

Antibiyotik kullandım kanserim ortaya çıktı

GAZANFER Sanlıtop kanser teşhisini şöyle anlatıyor: "Kulağım iltihaplandı bir antibiyotik kullandım ve mide kanaması geçirdim. Böylece kanser ortaya çıktı. 16 Aralık 1992’ydi ve teşhis konuldu. 21 Aralık’ta midemin dörtte üçünü safra kesesiyle birlikte alındı. Uzun süre kemoterapi gördüm. Hiç iyi sonuç vermedi, moralimiz bozuldu ama aynı zamanda da fabrika inşaatım sürüyordu ve iki kolumda iki adam inşaata giderek Teknopolimer’i kurduk, işlettik. büyüttük ve Amerikalılara sattık. Kemoterapiden sonra tahliller çok kötü çıkınca ABD’ye gittim ama orada da ’yapacak bir şey yok’ dediler. Ben de bir daha kafaya takmadım. Sadece bir kez bu duruma söylendim o da ameliyattan bir gece önce ’Allahım çok gencim, daha 53 yaşındayım’ dedim."

Kanser olunca çok daha verimli oldum

GAZANFER Sanlıtop, kanserle mücadele ederken bir anda ’şiirler, sevgi ve tecrübe’ üzerine kitaplar yazmaya başlar. Sanlıtop, "Şimdi 10’uncu kitabım basılacak. Adı da ’Ayrık Otu’; çiftçiler bilirler ayrık otu kanser gibidir iyi temizlemezsen tarlayı mahveder. Kanser gibi yani. Belki de bu kitaplar hastalığın meyvesidir. Bir arkadaşım anlatmıştı bir kayısı ağacı varmış, üç beş meyve verirmiş. Sonra bir anda çok meyve vermiş. Ziraat mühendisi arkadaşını çağırmış ve sormuş ’niye böyle oldu?’ Meğerse ağaca bir çamaşır ipi bağlanmış ama sonra ip kopmuş ağaçtaki bağlı kısım boğum şeklinde kalmış ve ağacı sıkmaya başlamış. Ağaç öleceğini anlayıp çok meyve vermeye başlamış. Ben de acaba öleceğim diye korkudan mıdır nedir bir şiir kitabıyla başladım sonra 10 kitap çıktı. 1997’de umreye gittiğimde Kabe’yi tavaf ederken ’en iyi dua içinden gelendir’ diye birşeyler söyledim. Otele dönerken de bir kağıda yazdım. Bundan sonra şiirler çoğaldı kitap olarak basıldı. Sonra başka kitaplar oldu. Bana ’bravo kanseri yendin’ diyorlar. Ben de durumu kendimce şöyle açıklıyorum: "Binbir derdi olsa da sevilir yalan dünya/Hayat denen muamma fanilerce bilinmez/Ümidini kaybetme isyan etme tanrıya/İnsan ecelden ölür hastalıktan ölünmez."
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!