Güncelleme Tarihi:
CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan’ın Meksika dönüşü uçakta gazetecilere, “Bütün yatırımlarımızı adım adım takip ediyoruz. Mesela şimdi 3. Havalimanı tarafımızdan takibi yapılıyor. Mesela boğazın altından geçen proje ve Kanal İstanbul tarafımızdan takip ediliyor. Kanal İstanbul’u yapacak firma yetkilileriyle geçen hafta bir araya geldik. ‘Bir an önce projeye başlamanız lazım’ dedik. Türkiye’nin adını uluslararası platformda duyuracak en önemli projedir Kanal İstanbul. Geç kalmayın acele edin dedik” diye konuştu. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözünü ettiği Kanal İstanbul projesi için henüz bir ihale yapılmadığı için yüklenici şirket veya şirketler belli değil. İş dünyasında da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görüştüğü şirketin kim olduğu merak dün merak konusu oldu.
AÇIKLAMA İSTENECEK
Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Avukat Ali Güvenç Kiraz, Hürriyet’e yaptığı açıklamada Kanal İstanbul ile ilgili olarak yapımcı firma ile görüşüldüğü haberlerinin Başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı tarafından tekzip edilmediği sürece büyük bir hukuk hatası ortaya çıkarabileceğini belirtti. Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhcu ise “Cumhurbaşkanı açıkça itirafta bulundu. Proje ya da inşaat işi için ihale söz konusu olmasan kimle görüşüldü? Karanlık kapılar ardında ne tip anlaşmalar var. Seçim öncesi küresel piyasa merkezlerine mesaj mi gönderiyorlar?” dedi. Muhcu, Mimarlar Odası’nın görüşülen firma konusunda Cumhurbaşkanlığına ‘açıklama yapın’ talebinde bulunacağını ifade etti.
ÇED RAPORU ZORUNLU
Avukat Ali Güvenç Kiraz, Kanal İstanbul projesinin taslak proje olarak yapımının Kamu İhale Kanunu kapsamında bir proje firmasına yaptırılması gerektiğini dile getirerek taslak projenin de uygulanabilmesi için Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu alınmasının zorunlu olduğunu vurguladı. ÇED raporu alınmadan yapılacak olan tüm projelerde Danıştay iptali riskinin bulunduğunu belirten Güvenç bunun ciddi bir zarar doğurabileceğine dikkat çekti. Güvenç şöyle konuştu: “ÇED raporunun alındığı da varsayılırsa bu seferde projenin etap etap mı bir bütün olarak mı yapılacağı kararı verilerek ona göre bütün olarak veya etapların ihaleye çıkarılması gerekmektedir. Kamu İhale Kanunu’na aykırı bir şekilde bir firmaya ihale yapılmaksızın projenin teslim edilmesi düşünülemez. Bu şekilde yapılan açıklamalar ileride belki de Türkiye açısındna önemli bir değer oluşturacak olan projenin ilk aşamada sakatlanması anlamına gelecektir. TMMOB veya diğer STK’ların bu açıklamaları gerekçe göstererek dava açmaları ve kazanmaları projenin uzun yıllar durmasına (yürütmenin durdurulması kararı çıkabilir) sebebiyet verebilecektir.”
Kamu kurumları KASTEDİLMİŞ
CUMHURBAŞKANLIĞI kaynakları, Erdoğan’ın Latin Amerika gezisi dönüşünde söylediği, “Kanal İstanbul’u yapacak firmanın yetkilileriyle geçen hafta bir araya geldik” sözünü sehven söylediği, görüşmenin firma yetkilileri ile değil, Kanal İstanbul ile ilgili devlet kurum ve kuruluşlarıyla yapıldığını ifade ettiler. Kaynaklar, Erdoğan’ın proje ile ilgili, Çevre Bakanlığı, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı gibi kurumların yetkilileriyle bir araya geldiği ve proje ile ilgili son gelişmeleri görüşerek, projeye hız vermeleri konusunda uyarıda bulunduğu bilgisini verdiler. Erdoğan’ın daha ihale sürecine bile girmemiş bir proje için bir firma ile görüşmesinin söz konusu olamayacağını ifade eden kaynaklar, “Burada kastedilen proje ile ilgili olan kamu kurum ve kuruluşlardır” dediler.
Danıştay iptal eder
PROJENİN uygulayıcısı firma açısından da bölgede ki rezerv yapı alanları, kamu hazine alanları, özel alanların belirlenip belirlenmemiş olmasının önemli olduğuna işaret eden Güvenç “Kamu hazine arazileri ve rezerv alanlar için tahsis yolu ile sürecin tamamlanabilecğei düşünülse dahi özel parseller açısından kamulaştırma sürecinin nasıl işletileceği belirlenmiş midir? Son olarak 3. havalimanı acele kamulaştırmalarında yaşanan tıkanıklıklar ve kısmi iptaller göz önüne alındığında bu konudaki makro planın da ortaya çıkarılması gerekmektedir. Acele kamulaştırmanın uygulanması halinde yine Danıştay iptallerini görebiliriz” diye konuştu.
En az 8 en çok 11 köprü olacak
CUMHURBAŞKANI Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde 2011 yılında ‘çılgın proje’ olarak duyurulan Kanal İstanbul projesi Karadeniz ve Marmara’yı birleştirecek. 27 Nisan 2011 tarihinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısında projeye ilişkin temel bilgiler açıklanmıştı. Planlamalara göre güzergahın Küçükçekmece ile Arnavutköy arasında olması beklenen Kanal İstanbul projesinin 10 milyar dolara mal olabileceği hesaplanıyor. Kanal İstanbul’un 25 metre derinliğinde ve 150 metre genişliğinde olması öngörülürken kanal üzerinde en az 8, en çok 11 köprü inşa edilmesi değerlendiriliyor. Daha önceki açıklamalara göre Kanal İstanbul, alttan kesik ‘V’ harfi biçiminde inşa edilecek. Alt bölümün genişliği 100 metreye, V harfinin iki ucu arasındaki mesafe 520 metreye kadar ulaşabilecek. Kanalın derinliğinin ise 20 metre olması planlanıyor.
İhale mevzuatına uygun yapılmalı
KÜÇÜKÇEKMECE Belediyesi eski Başkanı Aziz Yeniay, ihalenin büyüklüğüne işaret ederek “Gizli saklı verilebilecek bir iş değil. İhale mevzuatına uygun bir şekilde yapılması gerekiyor” dedi. Yeniay “Ancak şu olabilir. İhale hazırlıklarını biran önce bitirin demiş olabilir. Devlet bir ihaleyi, ihale mevzuatı kapsamı dışında yapamaz diye düşünüyorum. Dolayısı ile mutlaka bir ihale mevzuatı kapsamında bir işlem ihdas edilecektir. Projeye müellif olan firma yetkilileri olabilir. Bunlar özel proje olması nedeni ile bir firmaya verilmiş olabilir. Açık ihale gerekmeyebilir. Projede ciddi bir mühendislik var. Yatırımcı yapımcı firma yüklenici firma olması, mevcut ihale yasası ona müsaade vermiyor, en azından benim bildiğim kadarı ile…” dedi. Yeniay, projenin mali büyüklüğü için ise “15-20 milyar dolarların konuşulacağı işler…” ifadesi kullandı.
İmar hakkı belediyede
KÜÇÜKÇEKMECE ile Arnavutköy arasında inşa edilecek projenin imar hakkı ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne devredildi. Kanal İstanbul’un güzerhahındaki 38 bin 500 hektarlık alanla ilgili plan yapma yetkisi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Başkanlığın iştiraki Boğaziçi İnşaat Müşavirlik AŞ (BİMTAŞ) arasında yapılan protokolle, Bakanlık’tan İBB’ye devredildi. Söz konusu alan, Bakanlar Kurulu Kararları uyarınca, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından “6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların dönüştürülmesi Hakkında Kanun” kapsamında “Rezerv Yapı Alanı” olarak belirlenmişti. Ancak bu alanın yapılaşmaya açılması için yürütülecek plan ve projelerin, İstanbul’un 1/100 bin ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonu ile 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama planların uygun hazırlanması gerekiyordu. Bakanlık bu çerçevede, İstanbul’un kent bütünlüğünü gözetmek amacıyla, “Kurumsal İşbirliği Protokolü” yapma kararı aldı. İBB Meclisi, iktidar partisinin oy çokluğu ile İBB Başkanı Kadir Topbaş’a protokol yapma yetkisi verdi. Bu protokolle bundan böyle rezerv yapı alanı ilan edilen bölgenin planlama yetkisi Büyükşehir’de olacak.
galagoz@hurriyet.com.tr; ucetin@hurriyet.com.tr