Güncelleme Tarihi:
KUZEY Irak Bölgesel Kürt Yönetimi (KRG), ham petrolü Türkiye’ye direkt olarak ihraç ederek, buradan uluslararası piyasalara satma kararıyla bir ilke imza attı. Irak’ın petrol kaynakları üzerinde tek yetki mercii olduğunu savunan Bağdat yönetimi, bu kararla zor durumda kaldı. ‘Tak Tak’ sahasından ham petrol ihracatına izin verilen Genel Energy’nin CEO’su Tony Hayward, Reuters’a yaptığı açıklamada Kuzey Irak’tan Türkiye’ye doğrudan ham petrol ihracatının birkaç hafta içinde günde 20 bin varile ulaşabileceğini söyledi. KRG’nin bu kararında kış şartlarının etkili olduğu, bu adımın bölgedeki petrol üretimini paraya çevirmenin şimdilik tek yolu olduğu ifade ediliyor.
KRG GARANTİYE ALIYOR
Kaynaklar, kondensat ihracatının zaten yürütüldüğünü ancak tankerlerle ağır ham petrol ihracının yeni bir gelişme olduğunu anlatırken, KRG’nin bu kararının arkasında bölgedeki rafineri ve sanayinin artan petrol ürünü ihtiyacı olduğunu vurguluyor. Bağdat’la giderek gerilen ilişkiler nedeniyle kış aylarına girerken yakıt sıkıntısı yaşamaktan çekinen KRG, bu hamleyle kendi ihtiyacını da garantilemeye çalışıyor. KRG yetkilileri, Bağdat’ın bölgenin payına düşen rafine ürünlerin miktarını kıstığını belirterek, gerekirse petrolü ihraç edip, rafine ürünleri geri getirtebileceklerini dile getirmişti.
DİĞER SAHALAR DA SIRADA
Bu gelişme, KRG’nin ekonomik bağımsızlığına yönelik “anlamlı bir adım” olarak nitelendiriliyor. Bağdat’tan bağımsız olarak Türkiye üzerinden dünya pazarlarına ham petrol ihracatına onay veren Kuzey Irak’tan, günlük ihracatın 15 ila 20 bin varile çıkabileceği belirtiliyor. Üç petrol sahasında üretilen petrol miktarı geçtiğimiz aylarda günlük 190 bin varile kadar çıkmıştı.Tak Tak ile Mersin arasındaki yaklaşık bin kilometrelik mesafeden kamyonlarla taşınan ham petrolün Mersin üzerinden dünya piyasalarına satılması öngörülüyor. Ancak esas ihracatın inşa edilecek yeni boru hattı üzerinden gerçekleşmesi planlanıyor.Uzmanlar, kamyonlarla petrol ihracatı konusunda “Taşıma suyuyla değirmen dönmez. Kamyonlarla petrol taşımanın sembolik bir mahiyeti var ancak ekonomik bir çözüm değil” yorumunu yapıyor.
Devrim boru hattıyla olur
PETROL sevkiyatının kamyonlarla yapılmasının maliyetli bir seçenek olduğunu vurgulayan yetkililer, “Ekonomik çözüm için boru hatlarının kurulması lazım. Ancak Bağdat ve Erbil’in üzerinde anlaşarak, sağlam temellere dayanan bir hidrokarbon yasası çıkmadan, boru hatlarının tesis edilmesi ve buradan petrol ve doğalgazın akmasını beklemek iyimserlik olur. Bağdat izin vermeden boru hattı yapılamaz. Kamyonlarla yapılan ihracatı daha iyimser şekilde yorumlamak istersek, ‘İleride açılacak kapılar için olumlu bir adım’ olduğunu söyleyebiliriz ancak esas devrim herkesin anlaştığı bir boru hattı hayata geçerse gerçekleşir” diye konuştu.
Dünyanın merkezi
ULUSLARARASI Enerji Ajansı, 2030 yılına kadar Irak’ın Suudi Arabistan’dan sonra dünyanın ikinci en büyük petrol ihracatçısı konumuna geleceğini öngörüyor. KRG, bölgesindeki üretimin 2015 yılına kadar günlük 1 milyon, 2019 yılına kadar da günlük 2 milyon varile çıkacağı şeklinde “agresif” olarak nitelendirilen bir üretim tahmini yapıyor. 2011 yılında ABD’li enerji devi Exxon’un Kuzey Irak bölgesine girmesi taşları yerinden oynatmış, bu şirketi Chevron, Total, Gazprom gibi uluslar arası şirketler takip etmişti. Bağdat, KRG ile yapılan yaklaşık 50 sondaj anlaşmasının yasadışı olduğunu savunuyor. Bağdat’tan yana tavır koyan ABD yönetiminin ise son gelişmeye yönelik tavrı merak ediliyor.
Türk ekonomisine en fazla katkı
ULUSLARARASI Enerji Ajansı (IEA) Başekonomisti Fatih Birol ise Kuzey Irak’ın zengin ve düşük maliyetli petrol ve doğalgaz rezervleri olduğunu vurgulayarak, şunları söylüyor: “Bu rezervlerin işlenmesi ve ihraç edilmesi, dünyadaki enerji dengelerini ciddi şekilde değiştirebilecek nitelikte. Özellikle Türkiye için bu çok önemli. Doğalgaza baktığınızda, Kuzey Irak’tan gelebilecek doğalgazın maliyeti Türkiye’nin üzerinde tartıştığı başka projelerle karşılaştırıldığı zaman Türkiye ekonomisine en fazla katkı yapabilecek konumda. Uzun dönemde de sadece Kuzey Irak değil, tüm Irak’taki gazın ve petrolün Türkiye’nin enerji arz güvenliğine önemli faydalar getireceğini düşünüyorum.”