Kamulaştırma simsarı avukatlara güvenmeyin işlerimiz de gecikmesin

İZMİR-İstanbul Otoyolu’nu “Asrın projesi” olarak nitelendiren Ulaştırma eski Bakanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Adayı Binali Yıldırım, “Türkiye’nin, İzmir’in geleceği bu proje. İzmir eğer 2023, EXPO 2020 vizyonunda ikinci şehir olacaksa, bu projenin bir an önce mutlaka bitirilmesi lazım. Projeyle ilgili şantiyeler kuruldu, arazi teslimi yapılır yapılmaz makineler güzergaha girecek. Hazine arazisi olan yerlerde hemen çalışmaya başlamamız için arkadaşlara rica ettim. Bu arada da diğer kısımların kamulaştırma işlemleri tamamlanmış olur, böylece zaman kaybetmeyiz. Bu doğrultuda çalışmalar yapılıyor” diye konuştu.

10 katını alma iddiası

Güzergah üzerinde kamulaştırılması gereken yerler olduğunu, ancak kamulaştırmanın Türkiye’deki projelerin en büyük sıkıntısı olduğunu anlatan Yıldırım, şunları söyledi: “Yol, havaalanı, liman gibi tamamen sosyal amaçlı, para kazanmaya yönelik olmayan, halkın yaşam düzeyini arttırmaya yönelik projelerde bile maalesef bunu bir ranta çevirmek için gayret gösteren avukatlar var. Bunlar simsar gibi. Vatandaşlarla anlaşıyorsunuz kamulaştıracağız diye, bir hukuk bürosu, bir avukat geliyor, ‘Verme ben on katını alırım, yarısı senin, yarısı benim’ diyor. İşi mahkemeye götürüyor, bir yıl, iki yıl, üç yıl iş aksıyor. Ondan kim kaybediyor, vatandaş, İzmir, İstanbul kaybediyor. Vatandaşlara özellikle bu bölgede mülkleri olan insanlara bize yardımcı olmalarını, uçuk taleplere de itibar etmemelerini istirham ediyorum. Aksi halde proje gecikir, bu da ülkenin kaybıdır, İzmir’in kaybıdır. Projenin getireceği dolaylı kazanç bugün elde edilecek 3-5 kuruşun çok üzerindedir.”

Benimki erken bir uyarı

Projenin 5.5 ile 6.5 yıllık sürede bitirilmesinin öngörüldüğünü anlatan Yıldırım, “Şu an kamulaştırmayla ilgili bir dava açılmış değil. Bu benimki erken uyarı. Beklenmeyen sorunların çıkmaması durumunda bu sürede tamamlanacak. Projenin ÇED süreci ile ilgili bir sıkıntısı bulunmuyor. Ancak Ulubat Gölü bölümünde çevrecilerin hassasiyeti yüzünden proje kuzeye kaydırıldı” diye konuştu.

Liman var tersane yok

İzmir’de sivil amaçlı bir tersane bulunmadığını hatırlatan Binali Yıldırım, “Türkiye’nin en büyük limanını Çandarlı’ya yapıyoruz ancak bir tersane yok. Bu şuna benziyor bir kent kuruyorsunuz ama hastanesi, okulu yok. Mutlaka ve mutlaka İzmir’e bir tersane yapacağız” dedi.

Göllerin gemileri teslim edildi

DENİZCİLİK Müsteşarlığı tarafından iç sularda kullanılmak üzere İzmir’de yaptırılan çok amaçlı 7 hizmet gemisi, Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde düzenlenen törenle teslim edildi. İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde inşa ettirilen teknelerin tesliminde konuşan Binali Yıldırım, şunları söyledi: “Altı ayda tamamlanan 7 gemi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki büyük baraj gölleri ile göllerinde hizmet vererek oradaki halkı denizle buluşturacak. Baraj göllerinin Anadolu’nun birçok kentinde olmasıyla yeni ulaşım yolu doğdu. Su yoluyla ulaşım. 80’li yıllarda Keban Barajı’nın yapılmasıyla doğdu. Keban’ın havzası dolunca, ulaşım aksayınca gölde çalışacak bir tekne yapılmasına karar verilmişti. Orada çalışan ilk teknenin de projesinde benim imzam var. Hala çalışıyor ancak onun yerine çalışacak daha gelişmiş bir tekne inşa ediliyor.”

Barajda denizcilik kültürü gelişecek

GÖLLERDE çalışacak teknelerin de ucuz mazot desteğinden yararlanacağını, denizcilik kültürünü baraj göllerinde gelişmesini sağlayacaklarını anlatan Binali Yıldırım, “Yavaş yavaş yat limanları, küçük teknelerin yanaşabileceği limanlar yapmamızı istemeye başladılar. Bunu da ilk olarak Van Denizi’ne yaptık. Ahlat’a, şimdi de Edremit’e su sporlarıyla ilgili teknelerin konaklaması için tesisler yaptık. Baraj göllerine de ahşap iskeleler yaparak burada çalışacak teknelerin yanaşmasını sağlayacağız” diye konuştu.