Kamburlarımızdan kurtulduk

Güncelleme Tarihi:

Kamburlarımızdan kurtulduk
Oluşturulma Tarihi: Aralık 03, 2011 14:53

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, önemli olanın Battı Hattı'ndan, daha rekabetçi bir ortamda gazın akmasını temin edecek, Türkiye'nin ihtiyaçlarını karşılayacak bir yapının oluşturulması olduğuna işaret ederek, “Şu anda, süreci hep beraber takip ediyoruz” dedi.

Bakan Yıldız, “Tahkim ve Devletler: Libananco Deneyimi ve Sonrası” konulu seminerin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlarken, 26 firmanın Battı Hattı'ndan doğal gaz ithalat lisansı için başvurusuna yönelik soru üzerine, Bakan Yıldız, bu durumun mentalite açısından, strateji açısından, politika açısından iyi bir gelişme olduğunu söyledi. Hem doğal gaz piyasasında, hem de elektrik piyasasında özel sektörün daha çok rol almasını istediklerini kaydeden Yıldız, şöyle devam etti:

“Rekabetçi ortamın doğması, kalitenin artması ve vatandaşlara daha iyi hizmet gitmesi açısından sevindiricidir. Bundan sonraki süreçte firmaların, Gazprom'la görüşmeleri belirleyici olacaktır. O gün geldiğinde tekrar bir değerlendirme yaparız. Süre uzatılır mı, uzatılmaz mı, nasıl uzatılır bunların sonuçlandırılması lazım. Bizim de tabi ki görüşmelerimiz devam ediyor. Ama Gazprom'un kontrat yaptığı firmalar, lisansla alakalı müracaatlarını nihayetlendireceklerdir. O yüzden tarafı yalnız Türkiye'nin olmadığı, aynı zamanda Gazprom'un da olduğu bir süreçteyiz. Tek başına, bu süreci zaman olarak, yönetim olarak ifade etmemiz doğru olmaz. Önemli olan, Batı Hattından daha rekabetçi bir ortamda bu gazın akmasını temin edecek Türkiye'nin ihtiyaçlarını karşılayacak bir yapı oluşturulmasıdır. Şu anda bu süreci hep beraber takip ediyoruz.”

-Enerji verimliliği-

Bakan Yıldız, Enerji Verimliliği Kampanyası'nın çerçevesini bir iki hafta içinde, açıklayacaklarını bildirdi. Enerji verimliliğinin en az üretim santralleri kadar önemli olduğuna işaret eden Yıldız, enerji verimliliğinin, tasarrufun artık literatüre bütün yönleriyle girmek zorunda olduğunun altını çizdi.

“En az yüzde 10'lar seviyesinde bir tasarruf yapma hedefimiz var. Minimum bu rakamdan başlıyoruz. Şu anda 210 milyar kilovatsaat elektrik kullandığımızı düşünürsek, 20 milyar kilovatsaat civarında ve birçok santralin hep beraberce üretebildiği bir miktardır. Bunu mutlaka temin etmemiz lazım” diyen Yıldız, tasarrufun hem özel sektörün ödediği paraların daha da düşmesine, hem de kamunun daha sağlıklı yapılanmasına sebep olacağını söyledi.

Yıldız, bütün sivil toplum örgütlerini bu çalışmanın içerisine dahil edeceklerini ve bu seferberliği yalnızca kanunla, yönetmelikle, mevzuatla yazışmalarla bitmediğini, aynı zaman bunun kullanım alanında da kendisini göstermesi gerektiğine dikkat çekeceklerini kaydeden Yıldız, tanıtımlarda televizyon filmlerinin de olacağını kaydetti.

-Şike Yasası-

Kamuoyu tarafından “Şike Yasası” olarak adlandırılan, “Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”un Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından veto edilmesine ilişkin soruya da Yıldız, “Bir kanunun, kanunlaşması ve toplumda uygulanabilmesi için, hem TBMM Genel Kurulu'nun iradesi, hem de aynı zamanda Sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi bu süreç içerisinde oluyor her kanunda olduğu gibi. Biz gösterilen bu iradeye, hep beraber saygılı olmalıyız ve ilerleyen süreci hep beraber takip etmeliyiz” şeklinde yanıtladı.

Libananco davasındaki alacaklara ilişkin soru üzerine de Yıldız, Uluslararası Hakem Heyeti'nin 30 milyon dolarlık mahkeme masraflarını avukatların bir alacağı olarak değil, Türkiye Cumhuriyetinin bir alacağı olarak Uzanlardan tahsil edilmesine karar verdiğini hatırlatarak, “Biz bu parayı, er geç alırız. Hukuk yoluyla bu paranın tahsiliyle alakalı nerede Uzanlara ait bir para görülecekse, devletimiz bu parasını tahsil edecektir. 30 milyon doları miktar açısından değerlendirilmekten daha öte prestij açısından, uluslararası hakem heyetinin verdiği karar açısından tahsilinin olması gerektiğine inanıyoruz. Bununla alakalı avukatlarımız, hukuk bürolarının marifetiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Zamanı geldiğinde kamuoyu ile bunu paylaşırız” diye konuştu.

-“Ülke geriye dönük, kamburundan kurtuldu”-

Bakan Yıldız, seminerde yaptığı konuşmada da, ÇEAŞ ve Kepez'deki imtiyaz sözleşmelerinin hukuki sebeplerle feshedilme sürecini ve fesih işlemine karşı açılan davaları anlattı. ÇEAŞ ve Kepez imtiyaz sözleşmelerinin, 12 Haziran 2003 tarihinde feshedildiğini hatırlatan Yıldız, açılan davalar ve tahkimlerde, devletin sadece Türkiye Cumhuriyetinin hukuken haklı olduğunu ortaya koyan savunmalar yapmakla kalmadığını, aynı zamanda Uzan ailesinin ve şirketleri tarafından açılan uluslararası tahkim davalarının düzmece davalar olduğunu, asılsız iddialara ve sahte belgelere dayandığını kanıtlamak ve davaların esasa girilmeden, yetkiden reddedilmesini sağlamak için, çok geniş bir ekiple beraber, 6 senedir yoğun ve hummalı bir çalışma sürdürüldüğünü kaydetti.

Türkiye Cumhuriyeti aleyhine 4 tane uluslararası tahkim davasının açıldığını ve bu davaları bakanlığın, özel hukuk bürolarıyla beraber kazandığını hatırlatan Yıldız, “Kendini devletten üstün sayanların, hukuk tanımayanların son geldiği nokta budur. Çok fazla sabredildi ama bu sabrın sonunda, bu sonuçlara ulaşıldı. Ülke geriye dönük kamburundan hamdolsun kurtuldu. Bu kazanılan başarı, yalnızca hükümetin değil, aynı zamanda hukukun, evrensel hukukun üstünlüğü için de bir kanıttır” diye konuştu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!