Güncelleme Tarihi:
KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu: Ulusal Kalite Hareketi, kuruluşlara sadece toplam kalite uygulamalarında referans değil, ulusal, bölgesel ve global pazarlarda da rakiplerine oranla farklılaşma yaratacak temel noktaları öne çıkarmada en önemli yol göstericidir. Bu sayede küreselleşen dünyada rekabetin en temel unsuru, farklılaşmada kuruluşlara öncelik kazandıran bir yaklaşımdır.
Konferansta Mükemmellikte Süreklilik Kalite Ödülünü kazanan BOSCH – Bursa Dizel Enjektör Fabrikası, Kocaeli Sanayi Odası; Ulusal Kalite Büyük Ödülü’nü kazanan Rexam Paketleme; Ulusal Kalite Başarı Ödülünü kazanan Çimtaş Boru, Soyak Yapı, MEB Erenköy İlköğretim Okulu; EFQM Avrupa Kalite Başarı Ödülü Sahibi Siemens yöneticileri deneyimlerini katılımcılarla paylaştılar.
Kurumsal mükemmellik
Winners’ Conference 2008’in açılışında konuşan Türkiye Kalite Derneği (KalDer) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, “Kuruluşların rekabet güçlerinin seviyesi açısından, kurumsal mükemmellik ile ürün ve hizmet kalitesi büyük önem taşıyor. Bu konulara dikkat çekmek üzere düzenlenen Ulusal Kalite Kongresi ve Ulusal Kalite Ödülü’nün ülkemizdeki iyi örnekleri ortaya çıkarmada kritik bir rol oynadığını düşünüyoruz” dedi.
Kuruluşlarımızın Ulusal Kalite Hareketi’ne katılarak sadece Türkiye’de değil uluslararası arenada da başarı sağlıyor olmalarının, KalDer açısından onur verici bir durum olduğunu belirten Çetin Nuhoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“KalDer olarak sadece Türkiye’de değil, başta Avrupa olmak üzere Ortadoğu’da da Kalite Ödülü sürecinin oluşturulmasında başlı başına görev alarak kalite bilincinin yaratılmasına öncülük ediyor ve EFQM Mükemmellik Modelini benimsetme yolunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”
Çetin Nuhoğlu, konferansın Avrupa veya Ulusal Kalite Ödülü’nü kazanmış kuruluşların, kalite ödülüne giden yolda kazandıkları tecrübeleri, hayatlarında neler değiştiği ve geleceğe dair hedeflerini diğer kurumlar ve kamuoyu ile paylaşmalarına zemin yaratmak hedefi ile düzenlendiğini söyledi.
İş modeline olan ihtiyaç
Düzenlenen konferans sayesinde kalite yolculuğundaki kuruluşları destekleyerek, daha çok kuruluşu Ulusal Kalite Hareketine katılmaya teşvik etmeyi amaçladıklarını kaydeden Nuhoğlu, “Ulusal ekonomiye ve ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasına hizmet etmek, ülkemizin yarınlarına katkı sağlamak için toplum ve iş dünyasının ihtiyaç duyduğu iş modeli ve hizmetleri geliştirmek KalDer olarak bizim en önemli misyonumuzdur.” dedi. “Vatandaş odaklılığı, kamuda liyakat ilkesini, çalışanların gelişimi ve katılımını, sunulan hizmetin sürekli iyileştirilmesini ve çalışanlar arasında yaratıcılığın özendirilmesini öne alan bu yaklaşımın yaygınlaşması gerekiyor“ diye konuştu
Çetin Nuhoğlu, “İş modeli arayışı sadece Türkiye’ye özgü değil, uluslararası bir arayıştır. Sektör, büyüklük, yapı ya da gelişmişlik düzeyinden bağımsız olarak her kuruluşun başarılı olabilmesi için uygun bir yönetim sistemi kurması zorunludur. 1950-1990 arası Japon sanayi başarısının temelini, İkinci Dünya Savaşı sonrası General Mac Artur’un çağrısı ile Japonya’ya giden Amerikalı uzmanlardan W. Edward Deming tarafından oluşturulan yönetim modeli ve bu doğrultuda yapılan çalışmalardır. Japon başarısını izleyen ABD Ticaret Bakanlığı da benzeri bir yönetim modelini, Malcom Baldridge Modeli’ni 1987’de ABD için geliştirmiştir. Bu çalışmalar Başkan Reagan döneminde ‘hükümet performans’ yasasına, Başkan Clinton döneminde ise 5 yılda 137 Milyar Dolar tasarrufu ve hükümet itibarının artmasını sağlayan ‘Hükümetin Yeniden Tasarımı - Reinventing the Government’ projesine ön ayak olmuştur” diye konuştu.
Avrupa’da ise bu gelişmelere paralel 14 uluslararası şirketin öncülüğünde Avrupa Kalite Yönetim Vakfı (EFQM) kurulduğunu söyleyen Nuhoğlu, “Vakıf, 1992’de kuruluşlar tarafından çeşitli şekillerde kullanılabilecek pratik bir yönetim modelini, Avrupa Kalite Yönetim Vakfı (EFQM) Mükemmellik Modeli’ni oluşturmuştur. Ülkemizde 9 kuruluşun öncülüğünde 1991 yılında kurulan KalDer- Türkiye Kalite Derneği, 1992 yılında Avrupa Kalite Yönetim Vakfı Mükemmellik Modelini benimsemiş, kullanımını özendirmek için Ulusal Kalite Ödülü’nü vermeye başlamıştır” dedi.
Avrupa Kalite Ödülü’nü En Çok Kazanan İkinci Ülkeyiz
1993’den sonra Avrupa Kalite Yönetim Vakfı Mükemmellik Modelini etkili uygulayan Türk kuruluşları hem Ulusal Kalite Ödülü’nde hem de Avrupa Kalite Ödülü’nde çok başarılı oldulklarını ifade eden Çetin Nuhoğlu, “Türkiye, ‘kuruluşları Avrupa Kalite Ödülü’nü en çok kazanan’ ikinci ülke durumuna geldi. Böylece ülkemiz de modelin geliştirilmesine katkıda bulunan ükelerden birisi olduk. Hem Amerika, hem de Avrupa’da yapılan araştırmalarda EFQM Mükemmellik Modeli’ni başarı ile uygulayan şirketler, üç yıl içinde diğerlerine göre; hisse değerinde ortalama %36, satışlarda ortalama %77, işletme gelirinde ortalama %18, sermaye yatırımlarının varlıklara oranında ortalama %28 ve yatırımların satışlara oranında ortalama %30 daha yüksek artış, varlıklarda ortalama %44 daha yüksek büyüme ve maliyetlerde %4,5 oranında azalma sağlamışlardır” diye konuştu.
Ulusal Kalite Ödülleri
Ulusal Kalite Ödüllerini gerçek anlamda “Kalite Oskarı” yapan ödül sürecinin sağlam ve güvenilir yapısı olduğuna dikkati çeken Nuhoğlu; “Bir ödül sürecinin olmazsa olmaz dört şartı vardır: İyi tanımlanmış, şeffaf bir değerlendirme süreci olması, Uluslararası kabul görmüş ve bilimsel değerlendirme ölçütlerinin olması, Menfaat ilişkisi olmayan ve tarafsız bir organ tarafından yönetilmesi ve değerlendirmenin tarafsız ve yetkin değerlendiriciler tarafından yürütülmesi. Ulusal Kalite Ödülü sürecinde başlangıçtan bu yana olmazsa olmaz bu dört koşulu titizlikle yerine getiriyoruz” dedi.
KalDer Başkanı Nuhoğlu, bugüne kadar Ulusal Kalite Ödül sürecinde değerlendirici olarak toplam 1635 kişi görev aldığını, 1993-2007 arasında ödül sürecine 193 kuruluş başvurduğunu ve 2007 yılına kadar 29 başarı, 18 büyük toplam 49 ödül verildiğini söyledi. 2007’de de 13 kuruluş’un Ulusal Kalite Ödülü’ne aday olduğunu ifade eden Çetin Nuhoğlu, “Kamu Sektöründe 4, İşletme Kategorilerinde 7 ve şampiyonlar ligi olarak adlandırabileceğimiz ‘Mükemmellikte Süreklilik’ kategorisinde 2 kuruluş bu yıl ki ödül için yarışıyor. Ocak ayında başvuruların alınması ile başlayan ödül süreci, Kamu Sektörü kategorisi için 24 Mayıs 2007 günü Kamu Kalite Sempozyumu’nda sona ermiştir. Bu yıl, Eskişehir Avukat Mail Büyükerman Anaokulu ve İstanbul Erenköy İlköğretim Okulu, Ulusal Kalite Başarı Ödülü’nü kazandılar. İşletmeler kategorisinde ise, Ulusal Kalite Büyük Ödülü’nü REXAM PAKETLEME SANAYİ A.Ş., Başarı Ödüllerini ise ÇİMTAŞ BORU İMALATLARI VE TİC.LTD.ŞTİ, KÜTAHYA PORSELEN SANAYİ A.Ş. ve SOYAK YAPI İNŞAAT SANAYİ TİC.A.Ş. kazandı. Mükemmellikte Süreklilik Ödülü’nü ise BOSCH SANAYİ VE TİC. A.Ş. BURSA DİZEL ENJEKTÖR FABRİKASI ve KOCAELİ SANAYİ ODASI aldılar.
Ulusal Kalite Hareketi’ne Davet
“Ulusal Kalite Ödülü’nde kazanılan deneyimin ülke genelinde yayılması için 1998 yılından bu yana Ulusal Kalite Hareketi’ni yürütüyoruz” diyen Çetin Nuhoğlu, “Ulusal Kalite Hareketi, kuruluşlara sadece toplam kalite uygulamalarında referans değil, ulusal, bölgesel ve global pazarlarda da rakiplerine oranla farklılaşma yaratacak temel noktaları öne çıkarmada en önemli yol göstericidir. Bu sayede küreselleşen dünyada rekabetin en temel unsuru, farklılaşmada kuruluşlara öncelik kazandıran bir yaklaşımdır. Bu salondaki tüm kuruluşları, ülkemizin ve kendilerinin gelişimlerine destek verebilmek için Ulusal Kalite Hareketi’ne davet ediyorum” dedi.