Kalite yarışında terginlik

TÜSİAD-KalDer Kalite Ödülleri için başvuran firmalar belli oldu. Bu yıl Büyük Ölçekli Kuruluşlar kategorisinde 8 firma başvuruda bulundu. Geçtiğimiz yıl ödüle başvuran kuruluş sayısı 13'ken, 1999 yılı Kalite Ödülü için 8 kuruluş başvuruda bulundu. Türkiye'de kalite bilincinin yükseltilmesi ve yaygınlaştırılması, kuruluşların kaliteye yönelik çalışmalarının özendirilmesi amacıyla 1993 yılından beri verilen TÜSİAD-KalDer Kalite Ödülü için bu yıl başvuruda bulunan firma sayısında geçtiğimiz yıla göre azalma görüldü.

KalDer Başkanı Yılmaz Argüden, ilgi azlığının gerekçesini, ‘‘Şirketlerin bir bölümü, ‘eğer ödülü alamayacaksak girmeyelim' düşüncesiyle hareket edip, çekimser davranıyor. Bu da yarışmaya ilgi azlığını beraberinde getiriyor’’ diye açıkladı. KalDer yöneticileri, ‘‘Aslında bu olay, ürün kalitesiyle ilgili değil. Yani, ödül kazanan firmaların ürünü daha kaliteli diye bir olay yok. Firmaların bu yanlışa düşmemeleri lazım’’ dediler.

TÜSİAD-KalDer Kalite Ödülü’nü kazanan şirketleri için bu ödül bir prestij sembolü olmasının dışında, bir çok avantajı da beraberinde getiriyor. Öncelikle ödül logosu, belirlenen kurallar çerçevesinde tanıtım ve reklam amacıyla kullanılabiliyor. Kalite Ödülü'nü kazanan kuruluş müşteri potansiyelini artırabileceği gibi yeni iş olanakları da buluyor.

Bunların dışında 'Kalite' denildiğinde ilk akla gelen nihai ürünün kalitesi oluyor. Bir çok firma bu nedenlerle Kalite Ödülü için başvururken, ödül alamamanın, imaj ve prestij kaybı yaratabileceği kuşkusu yaşıyor.

Toplam kalite ödüllerinin yaptırım gücü olmadığını, ancak teşvik edici yönü olabileceğini belirten Yılmaz Argüden, Toplam Kalite Ödüllerinin amacınının kalite bilincini ve toplam kalite yönetimini ülke çapında yaygınlaştırmak ve yaşamın her alanında uygulanmasını sağlamak olduğunu söyledi. 1992 yılından itibaren bu konuda çok yol kateddiklerini belirten Argüden, ilk başlarda sadece kalitenin, ürünün kalitesi olarak algılandığını vurgulayarak, ‘‘Kalitenin bir yaşam felsefesi olduğu görüşü yaygınlaşıyor. Artık kamu sektörü, gönüllü kuruluşlar, okullar, belediyeler de Toplam Kalite Yönetimini uygulamaya başladı.’’ Toplam Kalite uygulamalarının sektörel sınırları aştığını belirten Argüden, beyaz eşyadan, elektronik eşya ve hizmet sektörüne kadar artık Toplam Kalite anlayışının yerleştiğini savundu. Argüden daha çok kamu kuruluşunun bu uygulamaya geçmesini arzu ettiklerini belirterek, ağır sanayi yatırımlarında bu konuda önemli eksiklik olduğunu söyledi.

Argüden de toplam kalite ödülleri hakkında bilgi verirken, Avrupa Kalite Vakfı (EFQM) 2000 yılı toplantısının da İstanbul'da yapılacağını açıkladı.

Ödül adaylarında Koç Grubu ağırlığı

BÜYÜK ölçekli kuruluşlar kategorisinde 1999 TÜSİAD-KalDer Kalite Ödüllerine büyük ölçekli kuruluşlar kategorisinde; Beko Elektronik, DHL Wordwide Express, Eczacıbaşı Artema Armatür Grubu, Şahinler Mensucat, Türk Demirdöküm Fabrikaları, Türk Elektrik Endüstrisi ile Yaşar Boya ve Kimya Sanayi başvurdu. Bir kuruluş da isminin açıklanmasını istemedi. Küçük ve Orta Ölçekli Kuruluşlar Kategorisinde ise, Doğan Hastanesi, Hipokrat Tıbbi Malzemeler İmalat ve Pazarlama, Kaynak Tekniği Sanayi ile Koçtaş Ticaret ödül için yarışacak. Bu yıl Koç Grubu şirketlerinden Beko Elektronik, Türk Demirdöküm Fabrikaları, Türk Elektrik Endüstrisi ve Kobi dalında da Koçtaş Kalite Ödülü için yarışacak. Beko bu yıl 2’inci kez ödül için başvururken, Türk Elektrik Endüstrisi de 6'ıncı kez ödüle başvurarak bir rekorun sahibi oldu.

TÜSİAD-KalDer Kalite Ödülü'ne bu yıl büyükler dalında

8 kuruluş, KOBİ dalında ise 4 şirket başvurdu. Kalite yarışına giren kuruluş sayısı geçen yıla göre düştü. Sayıdaki düşüşü KalDer Başkanı Yılmaz Argüden, ‘‘Bu, eğer ödül almayacaksak girmeyelim anlayışından kaynaklanıyor’’ dedi.

TÜSİAD, 21'inci yüzyıl liderinde zorlanıyor

TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Lütfi Yenel, Türkiye'nin dünya genelinde rekabet edebilmesini sağlayacak çalışmalara devam edilmesi gerektiğini belirterek, 1999 Ulusal Kalite Kongresi'nin ana temalarının ise dijital ekonomi, 21. yüzyılda liderlik, dünyada ve Türkiye'de demografik değişimler, insan kaynakları, siyasette kalite, iletişimde kalite, küresel ekonomi olarak belirlendiğini söyledi. Yenel, Ulusal Kalite Kongresi'ne çağrılacak konuşmacılarla ilgili tartışmalar konusunda şu anektodu aktardı: ‘‘Arkadaşlarımızla 21'inci yüzyılda liderlik ana başlığı altında konuşmaya kimleri davet edelim diye konuşuyorduk. Açıkçası ne yapacağımıza karar veremedik. Arkadaşlarımız, ‘Bu durumda Süleyman Demirel, Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan'ı birlikte çağırmak lazım' diye takıldılar’’ dedi.