Kahramanmaraş: Çırçırdan sanayi şehrine

Güncelleme Tarihi:

Kahramanmaraş: Çırçırdan sanayi şehrine
Oluşturulma Tarihi: Ocak 02, 2004 11:50

Kadir Kurtul. ABD'de işletme okudu. (Okudu diyorum, çünkü onu tanıyorum, ta çocukluğundan) Baba İsmail Kurtul'un 1973 yılında çırçır (pamuk işleme) ve pamuk yağı için kurduğu İskur'u bugün dünya standardlarında iplik ve kumaş üretimi yapan, 1110 kişiye istihdam sağlayan bir kurum haline getirdi.

Haberin Devamı

Liverpool Pamuk Borsası Yönetim Kurulu'nun tek Türk üyesi. Üretimin yüzde
50'si ihraç ediliyor. 2003 ihracatı 6.5 milyon dolar. Sadece kendi
işletmelerine elektrik sağlayacak, Ceyhan Nehri üzerinde 6.5 milyon Euro'luk
yatırımla bir enerji santrali kuruyor.


Hacı Hüseyin Dinçer. Lise mezunu. İsrail'de satılan çelik tencerenin yüzde
70'i sahibi olduğu, 180 kişinin çalıştığı Has Cevher Metal Sanayii'nden
gidiyor. Çelik tabanlı tencere, düdüklü, tava gibi mutfak eşyası ihracatı
2003 yılı tutarı 5 milyon dolardan fazla. Alirıza Kısakürek. İlkokul mezunu. 1973 yılında 15 metrekare dükkanında terzilikten başladı (O dükkanı da hatırlıyorum). Resmen, dişiyle, tırnağıyla çalışıp çabaladı.

Bugün o da 330 kişinin çalıştığı Atlas Giyim'in sahibi.
Piserro'yu erkek dış giyiminde dünya markası yapmayı kendisine amaç edinmiş.
2003'te 1.5 milyon dolarlık ihracat yapmış.
Bu 3 isim ve kurumu size örnek olarak verdim. Yoksa Maraş'ın en büyükleri
oldukları için değil. Kuşkusuz büyükler ama ille de en büyük isterseniz,
Kipaş ve Hanefi Öztürk demeliyim. 3 bin 500 çalışanı ve yıllık 150 milyon
dolarlık cirosu, 40 milyon dolarlık ihracatı var. O da 15 milyon dolarlık
yatırımla enerji santrali kuruyor.

Haberin Devamı

TÜRKİYE'NİN İLK 15 İLİ ARASINDA

Şimdi, şehirde şunu tanıyorum bunu biliyorum deyip duruyorum ya! Kısaca
yazayım ki tam anlaşılsın:
İlkokul, ortaokul ve liseyi babamın görevi gereği bulunduğumuz Maraş'ta
okudum (1963-74). Kahramanmaraş Anadolu Lisesi'nde 2 yıl öğretmenlik yaptım
(1982-84). Bu şehirde, toplarsanız, 15 yıldan fazla geçirmişliğim vardır.
Yani Maraşlı değilim ama, kabul ederseniz, sayılırım. Gönül bağım
ziyadesiyledir. Bu yüzden il sözcülüğüne gönüllü olmuşumdur.
Vali İlhan Atış, 1983'de, Maraş'ın en büyük ilçesi Elbistan Kamakamı imiş,
"O yıldan beri çağ atlamış Kahramanmaraş" diyor. Gerçekten öyle. Hele
1963'te 63 bin nüfuslu küçük bir tarım şehriyken bugün Türkiye'nin önemli
sanayi kentlerinden biri haline gelişini düşünürseniz, "Çağlar atlamış" bile
denebilir.


Evet, bilen bilir de, bilmeyen de çoktur: Bir sanayi şehridir Kahramanmaraş.
Nüfus bakımından, 1.002.384 kişiyle Türkiye'nin 81 ili arasında 18'inci
sıradadır. Sanayide elektrik tükeminde 1 milyar 20 milyon kilowat/saat ile
Kayseri, Denizli, Eskişehir gibi illeri bile sollamış, ilk 15 arasına
girmiştir.

Haberin Devamı


Amacım, Maraşın Maraşlıya propogandasını yapmak değil. Sadece bu şehre hak
ettiği değerin verilmemesi bana hakikaten dokunuyor. Sorsam şimdi ?"Maraş
hangi bölgededir?" diye, Maraşlı olmayan kaç kişi doğru cevap verebilir?
"Maraş Akdeniz Bölgesi'nde'dir" diye. Evet ya öyle.

TABLOYU OLUŞTURANLAR

Doğan Haber Ajansı Muhabiri M. Nuri Şirin ve Lütfi Yıkan ile birlikte
Kahramanmaraş Valisi İlhan Atış, Belediye Başkanı Mustafa Poyraz, Sütçü İmam
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nafi Baytorun, Emniyet Müdürü Yılmaz Orhan'ı
ziyaret ettik. Şehrin reytingi en yüksek şahsiyeti TOBB (Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliği) Başkan Vekili ve Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası
(KTSO) Başkanı Mehmet Balduk ile görüştük. KTSO Yönetim Kurulu üyeleri
Mehmet Arifioğlu, Hanefi Öksüz, Mehmet Tanrıverdi, Sermet Çuhadar, Şahin
Balcıoğlu, Kadir Tanış, Serdar Zabun, Abdullah Şirikçi, Ahmet Şekkeli,
Mustafa Ekmekçi, Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Abdulkadir
Arifoğlu, Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Bayramoğlu değerli
zamanlarını ayırıp bizimle uzun uzun konuştular ve bu yazıda görüşlerine yer
verilsin, verilmesin, kafamda son Maraş tablosunun oluşmasına büyük katkı
sağladılar.

Haberin Devamı

NELERİ VAR

Vali Atış'ın sözleriyle ?etrafını telle çevirseniz? kendine yeter bir şehir
olan Kahramanmaraş'ta gerçekten çok şey var.
Başta tekstil var. Türkiye'deki pamuk ipliğinin yüzde 30'unu Maraş üretiyor.
Dokuma üretiminin ülkedeki payı yüzde 10. Bunlar çok ciddi rakamlar.
Çelik mutfak eşya sektöründe İstanbul'dan sonra Türkiye'nin en önemli ili
Maraş. Türkiye'ye ithal edilen kromun yüzde 50'sini Maraş kullanıyor.
Dondurması var. Şehirde hijyenik şartlarda yılda 3 bin ton dondurma üreten 3
adet fabrika bulunuyor. Bir bölümü ihraç da ediliyor
Altın gibi değerli toprağı var. Türkiye'nin en kaliteli pamuğunun yetiştiği
illerin başında. Elmadan incire, pirinçten cevize yetişmeyen sebze meyve yok
gibi.

Haberin Devamı


Biberi var. Türkiye'deki biberin yüzde 45'ini (18-20 bin ton) Maraş
toprağında yetişiyor.
Türkiye'de elektiğin yüzde 5.6'sını Maraş üretiyor.
İstanbul'dan sonra Türkiye'de en fazla altın burada işleniyor.
GAP'ın üçte biri kadar su rezervi bulunuyor.
Toprağının yüzde 70'i mera ve orman.
Doğal güzelliği, bir açık hava müzesi gibi olan şehri gidip görmek
gerekiyor.
Oya işi sim sırmaları, ceviz oymaları da.
Ve tabii müthiş bir insan potansiyeli...

NELERİ YOK

Şehirde yoklar da var ama!
Havaalanı var, uçak seferi yok.
Gar var, treni yok.
Otoban (TEM) var, bağlantı yolu yok.
Atık su arıtma tesisi yok.
Bu şehre hak ettiği değer verilmiyor.
Devletten olsun özel kuruluşlardan olsun yeterli ilgi esirgeniyor.
Televizyon kanalları hava durumunda bile göstermiyor şehri.
29 Ekim'de Cumhuriyet yürüyüşünde 15 bin kişi yürüyor, küçük bir ilde bunun
üçte biri kalabalık büyük gazetelere haber olurken, Maraş sayfalarda tek
satır yer bulamıyor (Bu da kendimize batırdığımız çavaldız oluyor)
Mado dışında doğru dürüst markası da yok Maraş'ın. Bu da kentin isminin
duyulmamasında etken oluyor. Maraşlı'nın ve Maraş'ın medarıiftiharı Mehmet
Balduk'un dediği gibi, "Maraş'ın ürettiği mal mamul değil. Ara mal
üretiyor, reklamı olmuyor"

Haberin Devamı

Olmayanlar listesine özel televizyon kanalı da ekleyelim. Koca şehirde bir
tane bile yok.
Türkiye'nin bir numaralı biber üretecisi Maraş'ta Yavuz Biçkes'in MÜSAN
Gıda'sının dışında kanserojen madde aflatoksini kafaya takan, "Şu biberi
adam gibi kurutayım da öyle satıp pazarlayayım"diyen yok.
Peki bütün bunların tek sorumlusu devlet mi? Maraşlılar bu olumsuzlukların
giderilmesinde bir şey yapamazlar mı?
Onu da yarın yazalım.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!