Kağıdı kesti, dikti 10 trilyon ciro yaptı

Güncelleme Tarihi:

Kağıdı kesti, dikti 10 trilyon ciro yaptı
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 03, 2004 01:38

Türkiye'den ilk 'takvim ihracatçısı' unvanına sahip Dursun Çolakoğlu'nun, oğlu Levent'le yarattığı okul ve ofis kırtasiye markası Le Color, Avrupa'da 1000 satış noktasına ulaştı. Ciro, yüzde 30'u ihracattan 10 trilyonu aştı. Çorlu'daki fabrikanın kapasitesi yakında yüzde 50 büyüyor.

ELAZIĞLI Dursun Çolakoğlu'nun CHP'den Hazine'ye devir alınan bir matbaayı 1953'te satın almasıyla başlayan iş hayatı 'Le Color' markasıyla yüzde 30'u ihracattan 10 trilyon liralık ciroya dayandı.

Çorlu'daki fabrikada üretilen Le Color marka ofis ve okul kırtasiye ürünleri Avrupa'da 1000'den fazla noktada tüketiciyle buluşuyor. İhracatın kapısını 'Almanya'ya Türkiye takvimi satarak 1982'de açan Dursun Çolakoğlu daha sonra oğlu Levent ile yeni yatırımlar yapıp yılda 10 bin ton kağıt işleyen modern bir fabrika kurdu. Bu kapasite bu yıl yeni makinaların montajıyla 15 bin tona çıkacak. Dursun Çolakoğlu şöyle başlıyor anlatmaya:

"Mabaacılık hayatımız Elazığ'da başladı. Ben aslında avukatım. 1951'de hukuk fakültesini bitirip, Elazığ'da avukatlık yapmaya başladım. Bu arada da günlük yerel gazetede baş makale yazıyordum. Bu iş bize çok sevimli geldi ve 1953'de Malatya'da CHP'den Hazine'ye geçen bir matbaayı ihaleyle aldık. Yeni Harput Gazetesi'ni çıkarmaya başladık. 1962'ye kadar bu gazeteyi çıkardık. 1962'de gazeteyi de matbayı da satıp İstanbul'a geldik."

Dursun Çolakoğlu, 1962'de neden İstanbul'a geldiklerini de şöyle anlatıyor:

"Sanayi hamlesi başlamıştı ve biz de matbaa işinde yeni makina yatırımı için kota talep ettik ve bize de tahsis yapıldı. O zamanın en iyi otomatik makinalarından aldık ve doğal olarak artık daha büyük pazarda İstanbul'da bu işi yapmak gerekiyordu. Ben kardeşimle (Mehmet) birlikte Çolakoğlu Matbaası'nı kurdum ve 1965'e kadar Çolakoğlu Matbaası olarak faaliyet gösterdik. O zamanlar Tercüman Artis Mecmuası'nı çıkarıyordu. O mecmuanın kapaklarını basıyorduk. Ayrıca, ilaç fabrikalarının kutularını, sirkülerlerini basıyorduk. Bu arada ofset dönemi başladı ve biz de 1965'te ofset aldık. Matbaamız da Levent Ofset oldu."

KOMİLİ, ECZACIBAŞI MÜŞTERİ

Levent Ofset Basım ve Ambalaj Sanayi A.Ş. olarak ilk işlerinin Komili firmasına yüksek tirajlı gravür takvimi basmak olduğunu söyleyen Dursun Çolakoğlu, "Orjinal ve renkli baskı yaptık. 100 bin adet bastık ve bu takvim çok büyük sükse yaptı. 1966'da bu takvimle Levent Ofset piyasada bayağı öne çıktı. Sonra Pe-Re-Ja ile tanıştık ve onların ambalajlarını basmaya başladık. Pe-Re-Ja'ya 250 bin takvim bastık" diyor. Takvimlerin renk seperasyonları İsviçre'de yapılmış ve kağıt seçimine göre mürekkepler üretilmiş. Prova baskılar yurt dışında gerçekleştirilmiş. Böylece bir 'takvim furyası' sarmış matbaa dünyasını. Levent ofset de Türkiye çapında takvimleriyle tanınmış. Eczacıbaşı İlaç'ın kutularını, broşürlerini de 25 yıl basan Levent Ofset'te 1977'ye gelindiğinde Dursun Çolakoğlu'nun oğlu Levent de işbaşı yapar. Levent Boğaziçi Makina Mühendisliğini bitirip hemen işe başlar.

Kırtasiyeye kafayı taktık

LEVENT Çolakoğlu, yatırım sürecinde en dikkat ettikleri noktayı şöyle açıklıyor: "Ambalaj kağıdını ilk defa kuşe kağıda bastığımızda 'bu satmaz' dediler. Tahtakale kalite konusunda çok çekimser davrandı. Ancak sonraki yıllarda kaliteli ürünlere müthiş bir talep patlaması oldu ve müşteri Tahtakale'yi kaliteye yöneltti. Biz ise kalitenin yanında 'kendi markamız olmalı' diyerek markaya da yatırım yaptık ve Le Color pazarda çok güçlendi. Şu anda Avrupa'da 1000'den fazla noktada satılıyor. Bazı kentlerde mesela Budapeşte'de pazar lideriyiz."

İhracat takvimle başladı kırtasiyeyle büyüyor

DURSUN Çolakoğlu, 1970'lerde 'takvim sevdası'nın yeni bir iş piyasası doğurduğunu belirtiyor ve bir süre sonra yurt dışına takvim ihracatına başladıklarını anlatıyor. Çolakoğlu şöyle konuşuyor: "Takvim koleksiyonları yapmaya başladık. Avrupa, Türkiye manzaraları, saraylar, camiler, İstanbul takvimleri. Takvim, işimizin motoru oldu. İngiltere'deki takvim koleksiyonu yapan firmalarla, kart firmalarıyla tanıştık. 25 sene Londra'ya gittik, geldik. Yurt dışına ilk kez 1982'de takvim ihracatı gerçekleştirdik. Bir Alman firması bizim takvimlerimizi Almanya'ya ithal etti."

Bir fuara gittik ufkumuz açıldı

1985'e kadar sadece makina fuarlarına giden Dursun Çolakoğlu ve oğlu Levent o sene ilk kez 'ürün fuarına' giderler ve şok geçirirler. Dursun Çolakoğlu bu olayı şöyle anlatıyor: "Bu sektörde takvimden başka neler üretiliyormuş, satılıyormuş Frankfurt'taki fuarda gördük. A'dan Z'ye kağıt ve kırtasiye ürünlerinin ne kadar çeşitli ve dünyada ne kadar büyük bir pazarı olduğunu gördük. 1987'de, dış pazara dönük üretim için yatırım kararı aldık ve Merter'de üretimi artırdık. Baskı tekniğimizi, baskıyı işleyecek (kesecek, dikecek v.s.) teknoloji yatırımlarımızı hızlandırdık. Kırtasiye ürünlerinde ilk ihracatı da Macaristan'a yaptık. 1997'de Çorlu'da 15 bin metrekare kapalı alana yeni fabrika kurduk. Şu anda fabrikada 200, ofiste 50 kişi çalışıyor. Geçen yıl 10 trilyon ciromuz oldu. Disney'in telif ürünlerini yapmaya 9 yıl önce başladık. Son olarak da Barbie ürünleri için telif üretimlere başladık."

Ar-Ge'ye çok yatırdı, yazılım ihraç ediyor

BİLGİ
ve iletişim teknolojileri (telekomünikasyon) alanında faaliyet gösteren Nortel Networks Netaş, Araştırma Geliştirme'ye (Ar-Ge) verdiği önem ve yaptığı yatırımların meyvesini alıyor. İSO 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması'nda bu yıl 174'üncü sırada yer alan Şirket; Türkiye'ye transfer ettiği teknolojileri daha da geliştirerek, yazılım ihracatını hızla büyütüyor. Halen yılda ortalama 10 milyon dolarlık yazılım ihracatı yapan Nortel Networks Netaş'ın son 10 yılda yaptığı toplam ihracat ise 500 milyon doları aştı. Yıllık cirosunun yüzde 6 ila 9'unu Ar-Ge faaliyetlerine ayıran şirkette halen her iki çalışandan biri Ar-Ge bölümünde görev yapıyor.

Özel işçi bulma kurumu işçiden ücret alamayacak

TÜRKİYE
İş Kurumu tarafından izin verilen bürolar, iş ve işçi bulmaya aracılık faaliyeti yanında, işgücü piyasası, istihdam ve insan kaynaklarına yönelik hizmetlerde de bulunabilecekler. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanan ‘Özel İstihdam Büroları Hakkında Tebliğ’, Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Tebliğe göre, bürolar, iş arayanlardan her ne ad altında olursa olsun menfaat temin etmeyecek ve ücret almayacaklar. İşe yerleştirme faaliyeti karşılığı ücret, sadece işverenden alınacak. Ancak, iş arayanlardan; profesyonel sporcu, teknik direktör, antrenör, manken, fotomodel ve sanatçı meslek gruplarında yer alanlar ile genel müdür veya bu görevlere eş ya da daha üst düzey yöneticilerden ücret alınabilecek. Özel istihdam bürolarında Türkiye İş Kurumu tarafından verilen izin belgeleri ile birlikte, iş arayanlardan ücret alınmayacağı ifadesi ve ilgili kurum il müdürlüğünün adres ve telefonlarının yer aldığı levhalar, herkesin görebileceği bir yere asılacak. Bürolar tarafından yayımlanan gazete, afiş ve benzeri ilanlarda, Türkiye İş Kurumu'ndan izin belgesi alındığı belirtilecek. Özel istihdam bürosu izin belgesi devredilemeyecek.

İş ve işçi bulma aracılığı faaliyetinde bulunmak isteyenler, kurumdan özel istihdam bürosu izin belgesi almış olmak şartı ile internet üzerinden de faaliyette bulunabilecek.

Bu şekilde faaliyet gösteren bürolar, web sitelerinin ana sayfasında Türkiye İş Kurumu'ndan alınan izin belgesinin tarih ve numarası ile iş arayanlardan hiçbir ad altında menfaat temin edilmeyeceğini ve ücret alınmayacağını belirtmek zorunda olacaklar. Bürolar, kurumdan izin alınmamış yurtdışı işçi teminine yönelik ilanı yayınlayamayacaklar. Bu bürolar, web sitelerine reklam alabilecekler.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!