Oluşturulma Tarihi: Kasım 24, 2002 00:00
Michael Douglas'dan Sylvester Stallone'a, Tom Hanks'den Julie Roberts'a onlarca Hollywood yıldızına Türkiye başbakanının adını sorsanız büyük olasıkla tanımadıklarını söyleyecekler. Oysa ‘Ali Kaşıkçı’ dediğinizde; ‘‘Dostumuz Ali. Yıldızlar kentinin yıldızı’’ diyecekler. Kadıköy doğumlu Ali Kaşıkçı karizmatik görünüşüne rağmen beyazperde ve eğlence aleminin bir mensubu değil. Ama Türkiye'nin çıkardığı bir dünya şampiyonu. Başarıları beş kıtadaki meslektaşları arasında dillerde dolaşan Kaşıkçı, dünyanın en iyi üç otel genel müdüründen biri.The Harper's Collection dergisinin Eylül 2002 sayısında yayımlanan ABD'nin en iyi 20 oteli listesinde birinci. Travel and Leisure dergisinin 2002 en iyi oteller listesinde birinci. Conde Nast yayın grubunun Travellers dergisinin her yıl ocak ayında yayınladığı en iyi oteller listesinde 2001 yılında birinci. Aylık Gourmets
Magazin'in her yıl seçtiği Asya-Avrupa-Amerika'daki en iyi oteller listesinde Mayıs 1999 Amerika birincisi. Ekim 1998'de Leaders Club'ın aralarında Türkiye'den Çırağan ve Swiss otellerinin de yer aldığı 350 otelin titizliğiyle bilinen 40 bin müşterinin oyu ile seçilen en iyi otel listesinde 1998 birinci.OTELCİ OLMASI İÇİN BABASI TEŞVİK ETTİABD'nin Los Angeles kentindeki Beverly Hills Peninsula otelinin ödül listesini uzatmak mümkün. Bizi ilgilendiren yanı ise 10 yıldır dünyanın tüm prastijli dergi ve kurumlarınca birincilik ödülüne layık görülen bu otelin başarılarının ardında bir Türk'ün olması; Kadıköylü Ali kaşıkçı.İlkokulu babasının hükümet tabibi olduğu Düzce'de bitiren Ali Kaşıkçı'yla Cornell Üniversite'sinde ders vermeye geldiğinde görüştük. 56 yaşındaki yıldız otelci nasıl başarıya ulaştığını şöyle anlattı; ‘‘Babam THY'nın da doktoruydu. Çok seyahat ettik, çeşitli otellerde kaldık. Babam otel işi giderek gelişecek, sana bu alanda istikbal var dedi. Doktor, avukat, mühendis olacak düzeyde değildim. 16 yaşımda Münih'e giderek Hotel Bayerischer Hof'da çırak olarak çalışmaya başladım. Sonra Tegernsee'de otelcilik eğitimi gördüm. 21 yaşında Güney Afrika'ya giderek Sun International'da, sonra Durban şehrinde ünlü Royal Hotel'de çalıştım. 26 yaşında iken bu otelin o zamana kadarki en genç genel müdürü oldum. Afrika'da geçirdiğim on yıl içinde lokanta, gazino ve otel yönetimini ayrıntılarıyla öğrendim. Afrika'da en başarılı otel yöneticisi konumuna geldiğimde yeni bir sıçrama yapmaya karar verdim. 1991'de Peninsula Beverly Hills'den aldığım teklifi kabul ederek Amerika'ya geldim.’’İşletmesi başarısız, zarar eden Peninsula Oteli'nin yönetimini üstlenen Kaşıkçı, kadro ve işletme değişlikleri ile bu oteli kısa zamanda şöhretli Hotel Bel-Air ve Beverly Hills düzeyine çıkardı. 1990'lı yılların sonuna doğru çıtayı yükselten Peninsula, Hollywood şöhretleri, uluslararası jet sosyete, iş ve ticaret aleminin tanınmış kişilerinin uğrağı haline geldi.Kaşıkçı işe başladıktan bir yıl sonra Mobile'in Beş Yıldız, AAA'nın Beş Pırlanta ödüllerine layık görülmüş. Üstelik bir kez değil, her iki ödülü de arka arkaya tam dokuz yıl kazanmış Kaşıkçı. Son on yıl içinde Conde Nast Traveler, Hideaway Report gibi seçkin seyahat kurumlarının hazırladığı Gold List, Peninsula'ya Amerika'nın ve dünyanın en iyi otelleri listesinde üst sıralarda yer vermeye devam ediyor. SAKIP SABANCI MÜDAVİMLERDENKaşıkçı, ‘‘Bu listede New York'ta The St. Regis, Four Seasons, San Francisco'da Ritz-Carlton gibi devlerin üstüne çıktık. Otelimizin The Belvedere adlı lokantası da gurme dergilerinde bir numara gösterildi’’ diyor. İngiltere'de Oxford'da, Amerika'da Claremont Koleji'nde tahsil yapan Ali Kaşıkçı Peninsula Beverly Hills'in müşterilerinin çoğunun düzenli müşteriler olduğunu anlatıyor. Türk müşterileri arasında Sakıp Sabancı ve Türker İnanoğlu'nu sayan Kaşıkçı'nın Hollywood şöhretleri arasında çok sayıda dostu var.GİZLİ SEÇİLİYORKaşıkçı’ya bu seçimin nasıl yapıldığını soruyoruz: ‘‘Otel, lokanta sektörleri, meslek dergileri tüm dünyadaki kuruluşlara müfettişler gönderip teftiş ettiriyorlar. Onların raporlarını sık seyahat eden ve dört-beş yıldızlı otellerde kalan müşterilerin görüşleriyle birleştiriip
seçim yapıyorlar. Bizim bu iÅŸlemden haberimiz bile olmuyor.’’Â
button