Güncelleme Tarihi:
Milliyet gazetesinden Tolga Şardan’ın haberine göre, son yıllarda sigara ve içki kaçakçılığı olaylarında artış yaşanırken, kaçakçılık organizasyonlarıyla ilgili önemli raporların kaleme alındığı ortaya çıktı. Ankara merkezli başlatılan ve Mersin’in yanı sıra Doğu, Karadeniz ve Güneydoğu kentlerinden bazılarını kapsayan sigara ve içki kaçakçılığı organizasyonlarıyla ilgili Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı başmüfettişlerinin ayrı ayrı hazırladığı özel raporlara Milliyet ulaştı.
Türkiye’deki kaçak sigara piyasasında en çok rastlanan markaların Bulgartabac firmasına ait olduğu, firmanın ürettiği sigarayı Kuzey Irak’taki Salam Qader Faraj’a sattığını saptadı. Mersin Limanı’ndan transit edilen sigaraların konşimentolarını inceleyen müfettişler, aracı firmanın Eagle Group adlı firmayla ilişkisini ve PKK’nın Avrupa’daki yan kuruluşlarınca Kuzey Irak’taki örgüt kadrolarına para gönderilmesine aracılık ettiklerini ortaya koydu.
GÜRCİSTAN, KUZEY IRAK
MASAK uzmanları, kaçakçılık organizasyonlarında yer alan kişi ve şirketlerin ticari faaliyetlerinin yanı sıra mal varlıklarını incelemeye alırken, Gümrük ve Ticaret Müfettişleri ise kaçakçılık organizasyonlarının yurtdışındaki faaliyetleriyle ilgili önemli bilgi ve belgelere ulaştı. Yürütülen adli soruşturma kapsamında 2012’de dönemin Özel Yetkilendirilmiş Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen raporlara göre, içki kaçakçılığının Gürcistan üzerinden, sigara kaçakçılığının ise Gürcistan, Kuzey Irak ve İran üzerinden yürütüldüğü belgelendirildi.
Türkiye bağlantılı bir ithalat ve ihracat firmasının da adının geçtiği raporlarda özetli şu bilgilere yer verildiği görüldü:
- Sigara kaçakçılığı amacıyla Irak’ta, 1420 lira sermayeli olarak T.A.A ve D.S.F. adlı firmalar kuruldu. Bu firmaların ticaret hacmi ile sermaye miktarlarının uyuşmadığı ve T.A.A. firmasının, Türkiye’deki firmaya aldığı ticari maldan daha fazla tutarda para havalesi yaptığı belirlendi.
- Türkiye’de kaçak sigara piyasasında en çok rastlanan markalar başında Bulgartabac firmasının ürettiği Prestige marka sigaranın oluşturduğu, ayrıca bu firmanın ürettiği MM, Victory, Eva markalarına da kaçak piyasasında sıkça rastlandığı, Bulgartabac firmasının Kuzey Irak’ta bulunan Salam Qader Faraj’a sattığı ve Mersin Limanı’ndan transit edilen sigaraların konşimentoları incelendiğinde bildirim bölümünde Kar Dış Ticaret Şirketi’nin kayıtlı olduğu saptandı.
PKK’nın yan kuruluşları
- Bu şirketin ortaklarının Faruk Mustafa Rasool, Ömer H. Ahmad ve Hiwa M. Rauf Ali adlı kişiler oldukları, Kar Dış Ticaret firmasının, Nihat ve Serdar Barzani’nin sahibi olduğu ve Erbil’de faaliyet gösteren Eagle Group adlı firmayla ilişkili olduğu anlaşıldı.
- Ayrıca, söz konusu firmanın ortaklarından Faruk Mustafa Rasool ile Al Miran’in PKK’nın Avrupa’daki yan kuruluşlarınca Kuzey Irak’taki örgüt mensuplarına para gönderilmesine aracılık ettikleri görüldü.
- Bulgaristan, Almanya, Yunanistan ve Türkiye’de üretilen sigaraların çoğunluğunun yasal satışının Kuzey Irak’taki Salem Qader Faraj, Tarık Abdullah Amin ve Dolovan Sadeeq Farman gibi firmalara yapıldığı, bu sigaraların Irak ve İran’dan Türkiye’ye sokulduğu, Ağrı, Van, Hakkariile civar kentlerde toptan satışı yapılan sigaraların ülkeye dağıtıldığı belirlendi.
- Organizasyon içinde yer aldığı belirtilen Türkiye’deki firmanın perde arkasında Ghazwan KhAbdo adlı kişinin olduğu anlaşıldı.
- Mersin’in yanı sıra, Bulgaristan ve Avrupa’da üretilen sigaraların önce Irak’a, buradan İran’a ve İran üzerinden ülkemize sokularak ülkemizdeki kaçak sigara satışı ve bunun finansal boyutunda soruşturmada yer alan şüphelilerin ve para transferinde kullanılan çoğunluğuİstanbul ve Ağrı’da yer alan döviz bürolarının suç gelirlerini aklama suçu işledikleri saptandı.
- Bankalardan alınan hesap bilgilerinin incelenmesi sonucunda, Ağrı’dan İstanbul’a doğru para akışlarının olduğu, Ağrı’daki döviz bürolarının, İstanbul’daki döviz bürolarına yüklü miktarda para transfer ettiği, ilk belirlemelere göre bu tutarın 450-500 milyon liradan fazla olduğu belirlendi. Sigara satışından elde edilen bu paraların döviz bürosu ortakları tarafından nakit çekilerek izinin kaybedilmeye çalışıldığı, bu yapının arkasında başka güçlü bir kişi ya da örgütün olduğu değerlendirilmelerine yer verildi.