Güncelleme Tarihi:
Yapı denetimde görevli 150 mühendis, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı mühendisleriyle İzmir’in röntgenini çekecek. Birkaç gün içinde otel, konut, yurt, okul, hastane binlerce bina incelenerek, acilen yıkılması gerekenler, güçlendirilmeye uygun olanlar tespit edilecek. Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Başkanı Tekin Saraçoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kendilerinden 150 denetim mühendisi istediğini belirterek, “Şubelerimize bu talebi ilettik. Bakanlık ekipleriyle birlikte depremden hasar gören tüm bölgeyi birkaç gün içinde tarayarak riskli olan binaları tespit edeceğiz. Bakanlık da bunların boşaltılmasını ve hızla yıkımını koordine edecek. Otel, yurt, hastane, konut gibi tüm binaların güvenli olup olmadığının tespiti için sahada olacağız. Depremde yıkılan merkezdeki 17 bina dolu dolu kullanılan binalar, ilçe ve köylerin durumunu daha bilmiyoruz. Oysa yıkılan 17 bina depremden önce tespit edilmeli ve boşaltılmalıydı. İstanbul başta olmak üzere tüm Türkiye’de bu risk tespitleri yapılıp, güçlendirme ya da yıkılıp yeniden yapılmaları sağlanmalı ki daha fazla can kaybı olmasın. Kentsel dönüşümde epeyce gecikildi, bu nedenle artık hızlandırılmalı. Güçlendirme yasası çıktı ama yönetmeliği bekliyoruz. Bu da bir an önce çıkarılmalı” dedi.
30 BİN AĞIR HASAR
Depreminin ardından uzmanlar, yapılması gerekenleri Hürriyet’e anlattı. Jeoloji Mühendisleri Odası, İzmir’deki deprem nedeniyle 5 ila 6 bin binanın ya da 25-30 bin konutun ağır hasarlı duruma geldiği tahmininde bulunarak, vatandaşların bu binalara girmemeleri konusunda uyardı. Artçı sarsıntılar devam ettikçe orta hasarlı binaların da ağır hasarlı duruma gelebileceğine dikkat çeken Oda Başkanı Hüseyin Alan, İzmir başta olmak üzere tüm ülkede yapı stokunun hızla gözden geçirilerek riskli olanların boşaltılmasını istedi.
Gazi Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezinden Doç.Dr. Bülent Özmen de Türkiye’de deprem üretme potansiyeli olan 550 diri fay bulunduğuna dikkat çekerek “Ne zaman hangisinin kırılacağını bilmiyoruz. Sadece bir faya, bir bölgeye, bir şehre değil, bir seferberlik halinde ülke genelinde, planlar dahilinde deprem riskini azaltmaya odaklanmamız gerekiyor” dedi. Doç. Dr Özmen, depremden 70 kilometre uzaklıktaki İzmir Kent merkezinde 17 binanın yıkılmasının kabul edilemez bir durum olduğunu belirterek, zemin özellikleri dikkate alınmadan, deprem yönetmeliğine uyulmadan yapılan binaların yıkım getirdiğinin altını çizdi.
YASA REVİZE EDİLMELİ
“Yapı stokunun süratle elden geçirilip incelenmesi gerekir” diyen Özmen, kentsel dönüşüm yasasının gerekli ilgiyi görmediğine dikkat çekti. Tarafların bir araya getirilerek dönüşümün ve güçlendirmenin cazip hale getirilmesi için yasanın revize edilmesi gerektiğini vurgulayan Özmen, “İzmir’deki manzaraları tekrar görmemek için binasının riskli olduğunu düşünenler de ilgili yerlere başvurup durum tespiti yaptırmalı. Türkiye’de deprem üretme olasılığı olan 550 diri fay var, ne zaman hangisi kırılacak bilmiyoruz. Sadece birine odaklanmadan, yer ayrımı yapmadan, seferberlik şeklinde deprem riskini azaltmaya odaklanmamız gerekiyor. Deprem master planı, il afet risk azaltma planlarıyla belediyeler, bakanlıklar, ilgili kurumlar, vatandaşlar üzerine düşeni yaparak, hızla afetlerle başedebilir duruma gelmeliyiz” şeklinde konuştu.
TEKNİK İNCELEME YAPILMADAN BİNALARA GİRİLMESİN
Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Hüseyin Alan, kırılan fayın devamının karaya, Kuşadası Fayına doğru uzandığını belirterek, “Umut ediyoruz buraya doğru sıçrama göstermez. Sıçrarsa Selçuk, Kuşadası, Söke gibi yerler risk altında olabilir, dikkatli olmak lazım” dedi. Yıkılan binaların zeminlerinin ve mühendisliklerinin kötü olduğunun anlaşıldığını belirten Alan, “Vatandaş teknik ekipler inceleme yapmadan asla bu binalara girmemeli. Binasından şüphe duyanlar AFAD veya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerine başvurmalı ki belediye ve çevre illerden 300’e yakın ekip oluşturulduğunu bizzat Bakan Murat Kurum duyurdu. Bu ekipler onay vermeden binalara girmesinler” dedi.
YAPI DENETİMİ KAĞIT ÜZERİNDE KALIYOR
İstanbul, İzmir başta olmak üzere imar kanununa aykırı yapılan çok sayıda binanın imar barışından yararlandığını anımsatan Hüseyin Alan, “Bu binalar mühendislik hizmeti görmeden yapılmış olabilir ki bu durum kentin depremlere, doğa kaynaklı afetlere karşı riski büyüttüğünü gösteriyor. Bu nedenle hızlıca teknik incelemeleri yapılarak, kentsel dönüşüm kapsamında yıkılıp yeniden yapılmalıdır. Türkiye’de binaların yıkılmasının, can kayıplarının artmasının temel nedeni kamusal denetim sisteminin çalıştırılmaması, yapı denetimin sadece kağıt üzerinde kalmasıdır” dedi.