Güncelleme Tarihi:
TÜRKİYE, çalışan kadın sayısı itibariyle son yıllardaki olumlu seyre rağmen hala Avrupa’nın gerisinde. Kadınlar, işgücü piyasasına girdiklerinde erkekler kadar kolay iş bulamıyor. Son verilere göre, bir yılda erkek işsizlik oranı yüzde 9.4’ten 10.3’e yükselirken, kadın işsizlik oranı yüzde 13’den yüzde 16’ya zıplamış durumda. Kadın girişimci olmak ise belki iki kat daha zor. Girişimci kadınlar iş kurduklarında erkek rakiplerinin karşılaşmadığı zorluklarla karşı karşıya kalabiliyor; özellikle krediye ve pazara erişim konusunda sıkıntılar yaşıyor. İstihdam bakımından kadın ağırlıklı olan Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden hazır giyimde, kadın girişimcileri desteklemek adına Boyner Grup ve Uluslararası Finans Kurumu (IFC) bundan iki yıl önce “İyi İşler” programını başlattı. Program, Boyner Grup’un tedarik zincirinde yer alan kadın girişimcileri güçlendirmeyi ve kapasitelerini arttırarak, büyümelerine destek olmayı amaçlıyor. Boyner Grup Kurumsal Sorumluluk ve Sürdürülebilirlik Direktörü Aysun Sayın, programın ilk etabında tedarik zincirinin birinci halkasında- yani doğrudan alım yaptıkları-kadın girişimcilerin desteklendiğini belirterek, şimdi ikinci halkadaki yani tedarikçilerinin de tedarikçisi olan kadın girişimcileri dâhil edeceklerini söyledi.
Dünya Bankası verilerine göre Türkiye, kişi başına düşen milli gelir potansiyelinin yüzde 22’sini kadınların istihdama katılımı nedeniyle kaybediyor. Boyner Grup ve Dünya Bankası kuruluşu IFC’nin “İyi İşler” Programı, şirketin tedarik zincirinde kadınlar tarafından yönetilen işletmelerin verimliliğini ve performansını arttırarak, onlara destek olmayı amaçlıyor. Aysun Sayın, 2015’te programı başlatmadan önce tedarikçilerin profilini çıkardıklarını söyleyerek, 300 doğrudan üretici içinde kadınların iş başında olduğu girişim oranının yüzde 14 olduğunu anlattı. Türkiye’de KOBİ’lerin sadece yüzde 10’unun kadınlara ait olduğunu anımsatan Sayın, “Yüzde 14’lük oran aslında Türkiye ortalamasının üzerinde ama tekstil gibi kadın ağırlıklı bir sektör için düşük bir rakam. IFC’nin ‘Business Act’ adında bir KOBİ kapasite geliştirme programı var. Cinsiyet eşitliği perspektifinden tüm modülü gözden geçirdik ve kendi tedarik zincirimizde doğrudan ticari ilişkimiz olan kadın girişimcilerin rekabet güçlerini arttırma amacıyla programı başlattık. 23 kadın girişimciyi, TEB, Şekerbank ve Garanti Bankası gibi finans kuruluşlarının temsilcileri, Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) ve satış hacimlerini arttırmalarını sağlamak için hem orta ölçekli, hem büyük alımcılarla buluşturduk. Sonunda da bu alıcıların ürünleri görerek yeni anlaşmaların imzalanabileceği bir fuar kurduk. Projemiz New York’ta UNGC (Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi) toplantısında ‘iyi örnek’ olarak sunuldu. Program yeni kadın girişimcileri dâhil ederek devam edecek” şeklinde konuştu.
BANKA KREDİLERİNDE SIKINTI YAŞIYORLAR
GİRİŞİMCİ kadınlar özellikle banka kredilerine ulaşmakta güçlük yaşıyor. Mikro kredi ve küçük ölçekli işletmelere verilen kredilerde kadınlara pozitif ayrımcılık yapıldığını belirten Sayın, “Orta boy işletme sahibi kadınlar için pozitif ayrımcılık içeren bir erişilebilir kredi paketi henüz Türk bankacılık sisteminde yok. 100 bin lira ve üstü kredi taleplerinin daha kolay karşılanabileceği modellere ihtiyaç var. Kadınlar daha sürdürülebilir iş yapıyor, parasını altındaki arabaya yatırmıyor. Türkiye’de ağırlıklı istihdam KOBİ’lerde. Kadın patronların güçlenmesi kadın istihdamını da arttırır” dedi.
HEM GİRİŞİMCİ HEM ANNE
IFC Cinsiyet ve Özel Sektör Uzmanı Sammar Essmat, Türkiye’de tedarik zincirinde kadın girişimcilerin sorunlarına ilişkin perakende sektöründeki artan pazar baskısını da örnek vererek, şöyle konuştu: “‘İyi İşler’ programına giren kadınların birçoğu, işletmelerinin geleceği konusunda net bir vizyona sahip olmadığını söyledi. Hem girişimci, hem çalışan bir eş ve anne olma ile gelen sorumluluk yükü, kadınları tam potansiyeline ulaştırmaktan alıkoyuyordu. Kadınlar, erkeklere göre piyasadaki destek ağlarına daha az entegre olmuşlardı.”
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ SİGORTANIN DA GÜNDEMİ
DOĞAL afetlerin neden olduğu sigortalı kayıpların her yıl arttığını vurgulayan Ray Sigorta Genel Müdürü Koray Erdoğan, sigortacılığın işleyişinin iklim değişikliğinin yarattığı zorluklarla başa çıkabilecek şekilde değiştirilmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, tüketicilerin iklim değişikliği nedeniyle oluşabilecek tüm risklere karşı sigorta poliçelerini doğru ve eksiksiz almalarının önemini vurguladı. İklim değişikliğinin önümüzdeki yıllarda sigorta sektöründe bugüne kadar bilinen birçok değeri değiştireceğini kaydeden Erdoğan, “Araştırmalar gösteriyor ki, dünya genelinde son 30 yılda görülen tüm doğal felaketlerin yüzde 90’a yakın kısmı kasırga, dolu fırtınası, sert fırtınalar, seller ve aşırı sıcaklık nedeniyle meydana geliyor. İçinde yer aldığımız Avrupa’da ise rakamlar daha da dikkat çekiyor. Aynı dönemde Avrupa’da meydana gelen tüm doğal afetlerin yüzde 90’ı aşırı hava olayları ile bağlantılı. Son 50 yıl içerisinde aşırı hava şartları ile bağlantılı doğal afet sıklığı artış gösteriyor. Ülkemiz genelinde ise sel ve benzeri doğa olayları artık bölge gözetmeksizin her yerde her an yaşanabiliyor” dedi.
G-20’YE ‘FOSİLİ DURDUR’ ÇAĞRISI
2.8 trilyon dolardan büyük portföye sahip 16 yatırımcı ve sigorta şirketi, G-20’ye yapılan fosil yakıt teşviklerinin durdurma çağrısına katılarak, halihazırda devam eden hükümet desteklerinin finans sektörünü riske soktuğunun altını çizdiler. Şirketler, ortak bildiri imzalayarak G-20 hükümetlerine Hamburg’da yapılacak G-20 zirvesinde fosil yakıt teşviklerini kaldıracakları net bir tarih belirlemeleri ve “yeşil yatırımları hızlandırma ve iklim riskini düşürme”leri çağrısında bulundu. Bir araştırma, küresel fosil yakıt üretimine verilen teşviklerin bitirilmesinin havacılık sektörünün tüm emisyonlarını ortadan kaldırmakla eşit olacağını ortaya koydu.