Güncelleme Tarihi:
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) bünyesinde faaliyet gösteren Türk-İtalyan İş Konseyi Yürütme Kurulu Başkan Yardımcısı Cafer Sait Okray, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, İtalya ve Yunanistan arasında büyük farklar bulunduğunu, dolayısıyla İtalya'da Yunanistan'da olanların yaşanmayacağına inandığını söyledi.
Okray, İtalya'ya ilişkin kriz uyarılarını “spekülatörlerin saldırısı” olarak nitelerken, büyüme hızının yüzde 2'ye çıkması gereken İtalya'da bütçe açığının 2014 yılında kapatılmasının öngörüldüğünü belirtti.
İtalya'daki Türk yatırımcı ile Yunanistan'daki Türk yatırımcı profilinin çok değişik olduğunun altını çizen Okray, şöyle devam etti:
“Yunanistan'da sanayi yatırımı diye bir şey yok. Yunanistan'da açılmış mağazalar ve lokantalar var. İtalya'da ise böyle bir yatırım söz konusu değil. Ama yapılmış bazı sanayi yatırımları var. Onların da etkileneceğini hiç zannetmiyorum. Aslında bu dönem, Türk yatırımcısının İtalya'ya daha fazla gitmesi gereken bir dönem. Bu dönemi Türk firmaları fırsata çevirebilirse, İtalya'da kendi sektörlerinde yayılabilecekleri firmalar karşılarına çıktığında bunu değerlendirebilirler. Çünkü İtalya'da bazı firmalar kendi iç piyasaları sıkıntıda olduğu için satma gibi bir arayışa girebilirler. Bu durumda Türk firmaları daha ucuza satın alma işlemi gerçekleştirebilirler.”
Bundan önce kriz yaşayan ülkeler olan Yunanistan ve İrlanda'da ciddi bir sanayiden bahsedilemeyeceğini, İspanyol sanayinin de köklü olmadığını kaydeden Okray, “İtalyan sanayi çok köklüdür. Fiat gibi büyük sanayi kuruluşları vardır. Bir de orta ve küçük ölçekli sanayi işletmeleri mevcut. Bu sanayi, İtalya'nın belkemiğidir. Bunlar da bu tip krizlere bizde olduğu gibi çok kolay adapte olabilir, dışarıya açılabilirler. Bütün bunlardan dolayı ben Türk yatırımları açısından bir risk görmüyorum” diye konuştu.
İtalya'daki Türk yatırımının aslında çok az olduğuna dikkati çeken Okray, İtalya'nın enerji alışverişi yapılan ülkeler hariç Türkiye'nin 3. büyük ticari partneri olduğunu, geçen yıl 17 milyar dolar civarında olan iki ülke arasındaki ticaret hacminin İtalya'da kemer sıkma politikaları nedeniyle bundan sonraki dönemde biraz düşebileceğini söyledi.
İLK 4 AYDAKİ TİCARET AÇIĞI 1 MİLYAR 428 MİLYON DOLAR
DEİK'ten alınan bilgiye göre; Türkiye'nin 2010 yılında İtalya'ya olan ihracatı 2009 yılı ihracatı olan 5 milyar 888 milyon dolardan yüzde 10'luk bir artışla 6,5 milyar dolara, aynı dönemde ithalatı ise 7 milyar 673 milyon dolardan yüzde 32'lik artışla 10,2 milyar dolara yükseldi. Türkiye ile İtalya arasında 2010 yılı toplam ticareti ise yüzde 23 oranında artarak 16,7 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.
2011 yılının ilk 4 ayında ise iki ülke arasındaki ticaret hacmi bir önceki senenin aynı dönemine oranla yüzde 29 artışla 7 milyar 224 milyon dolara yükseldi. Türkiye'nin ilk 4 ayda İtalya'ya ihracatı 2 milyar 898 milyon dolar, bu ülkeden ithalatı ise 4 milyar 326 milyon dolar olurken Türkiye'nin bu dönemde İtalya ile olan dış ticaretindeki açığı 1 milyar 428 milyon dolar oldu.
Son yıllarda İtalyan yatırımcıların Türkiye'ye ilgisinin arttığı gözlenirken, 2010 yılı itibariyle Türkiye'deki İtalyan sermayeli firmaların sayısı 870'e ulaştı.
İtalya, 2009 yılında ülke dışı doğrudan yabancı sermaye (FDI) ile en çok sermaye ihraç eden 13. ülke konumundayken, 2009'da İtalya'dan Türkiye'ye giren doğrudan yabancı yatırımlar küresel krize rağmen bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 16 artarak 289 milyon dolar seviyesine yükseldi.
Hazine Müsteşarlığı verilerine göre; Türkiye'de kayıtlı şirketlerin İtalya'da yaklaşık 40 ortaklık veya iştiraki bulunuyor. Söz konusu ortaklık ve iştiraklerin toplam sermaye stoku 120 milyon dolar seviyesinde. Özellikle Kuzey İtalya'da Türk vatandaşlarına ait çok sayıda işletme faaliyet gösterirken, söz konusu işletmeler diğer Avrupa ülkelerindeki işletmelere kıyasla daha küçük ölçekli yapıya sahip.
AYAKKABIDA ÜRETİMİ TÜRKİYE'YE KAYDIRMA EĞİLİMİ VAR
Türkiye'de faaliyette bulunan İtalyan menşeli firmaların sektörel dağılımına bakıldığında tamamına yakınının hizmetler ve imalat sanayinde olduğu dikkat çekiyor. İmalat sanayinde ağırlıklı olarak gıda, hazır giyim, kimyasal ürünler, elektrik-elektronik, makine imalat, mobilya, demir-çelik sanayi, taşıt araçları imalat ve taşıt araçları yan sanayinde, hizmetler sektöründe ise ticaret, turizm, haberleşme, bankacılık ve yatırım finansmanı alt sektörlerinde yoğunlaştıkları görülüyor.
İtalya'nın önde gelen firmalarının Türkiye'de yatırımları söz konusu iken, bunlar arasında otomotiv sektöründe Türkiye'de Koç Holding bünyesinde faaliyet gösteren Tofaş ile birlikte üretim yapan Fiat, bankacılıkta da Yapı Kredi'nin yüzde 81,80 hissesine sahip olan Koç Finansal Hizmetler AŞ'de Koç Grubu ile yüzde 50-50 ortaklığı bulunan UniCredit dikkat çekiyor.
Ayrıca Iveco, Chicco, Merloni, De Longhi, Magnetti Marelli, Pirelli, Ermenogildo Zegna, Astaldi, Trevi, Caltagirone Group (Çimentaş), Banca Intesa, Banca di Roma, Instituto Bancario, Assicurazioni Generali, Barilla Alimentare (Filiz Gıda), Menarini International, Omron Electronics, Inelli Plastik, Scavolini ve Veneta Cucina da Türkiye'deki İtalyan firmaları arasında yer alıyor.
Türkiye'de Monte dei Paschi di Siena ve Intesa–San Paolo gibi bankacılık kuruluşlarının da temsilcilikleri bulunuyor.
Ayakkabı sektöründe ise Çin'in uluslararası pazarda hızla artan rekabeti ve avronun değerinin artmasına paralel olarak dünya pazarında pay kaybettiği gözlenen İtalya'nın, dünyada tasarım, üretim ve ihracatında söz sahibi olduğu ayakkabı sektöründeki mevcut durumunu koruyabilmek amacıyla üretimini Türkiye'de ayakkabı sektörünün yoğunlaştığı İstanbul, Bursa, İzmir, Manisa, Denizli, Konya, Ankara, Kayseri ,Isparta, Hatay, Gaziantep, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Malatya, Trabzon ve Samsun'a kaydırmak konusunda eğilimli olduğu dikkat çekiyor.
Bu arada, Eczacıbaşı Holding geçtiğimiz yılın sonlarına doğru yaptığı açıklamada, İtalya'da seramik alanındaki fırsatlara baktıklarını ve burada bir satın alma gerçekleştirebileceklerini bildirmişti.