Güncelleme Tarihi:
İsviçre'deki bankaların 1999 yılı sonu itibariyle, portföyündeki ve idaresindeki 3 trilyon 52 milyar İsviçre frangı (2.1 trilyon dolar) tutarındaki paranın yarısından fazlası yabancı mudilere ve müşterilere ait bulunuyor.
Bu ülkenin gizlilik ilkesi altında çalışmasıyla ünlü bankaları, Afrikalı diktatörler ve Asyalı nüfuz sahipleri gibi karanlık müşterileriyle bozulan imajlarını düzeltmeye çalıştılarsa da, vergi kaçırmayla mücadele edilmedi.
Vergi kaçırma suç değil
Florida Üniversitesi Levin Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof.Fletcher N. Baldwin'e göre, bazı suçlarla mücadelede İsviçre bankaları, uluslararası düzenleyici kuruluşların kuralları uyarınca geçen 10-12 yılda epey mesafe kaydettiler. Ancak, kendi ülkelerinde vergi kaçıran yabancı mudilere koruma ve kimliklerini saklı tutma uygulaması hala geçerli. Çünkü, İsviçre'de vergi kaçırma cezai bir suç sayılmıyor.
Baldwin, "bankacılıkta gizlilik ilkesinin tüm dünya genelinde tehdit altında olduğundan hiç şüphem yok" diyor.
ABD ve AB baskı yapıyor
ABD ile Avrupa Birliği (AB) yetkilileri, İsviçre ve kara paraların aklandığı diğer ülkelere, vergi kaçıranların ve vergi suçlularına koruma ve sığınma tanınmaması için sürekli baskı yapıyor ve özellile ABD, İsviçre'den tavizler kopartabiliyor.
İsviçre'deki bankalar, Amerikan Dahili Gelirler Servisi (IRS) için kalifiye arabulucular olmalarını öngören anlaşmalara imza attılar, böylece, Amerikan menkul kıymetler alım-satımlarında aşırı kar ve zenginleşmeden alınan, yeni yılda yürürlüğe giren ağır vergi cezalarından kurtuldu.
Söz konusu anlaşmalar uyarınca, İsviçre sermayeli ya da İsviçre'de faaliyet gösteren bankalar, ABD'de vergi toplama yetkisini haiz IRS'ye kimliğini bildirmeyen, yani vergi kaçıran Amerikan vergi mükelleflerine menkul kıymet araçları satamayacak.
AB üyesi ülkeler de Kasım ayında kendi aralarında imzaladıkları anlaşmayla, AB üyesi ülkelerde ikamet eden şahısların banka hesaplarını bir başka ülkeye transfe ederek vergiden kaçınmalarını zorlaştırdı. Bu anlaşmayla, henüz AB üyesi olmayan İsviçre ile diğer önemli mali merkezler ile AB ülkeleri arasında sert müzakereler ufukta belirdi.
Bankacılıkta gizlilik ilkesine devam
İsviçre Maliye Bakanı Kaspar Villiger, bankacılıkta gizllik ilkesini ortadan kaldırmanın siyasi bakımdan imkansızlığında ısrar ediyor, ancak, AB ile bu konuda bir çözüm bulmayı istediklerinden bahsediyor.
AB içinde imzalanan anlaşmayla, bir mudinin kendi ülkesindeki makamlar başka ülkelerde kazanılan faiz gelirlerinin izini takip edip vergilendirebilecek. Anlaşma 2003 yılında yürürlüğe girecek, ancak, etkin uygulanabilmesi için İsviçre gibi AB üyesi olmayan ülkelerle de benzeri anlaşmalar imzalanması gerekiyor.
İsviçre makamları, ülke dışında oturan mudilere ek vergi konulmasının yapılabilirliğini inceleyeceklerini belirtiyor, ancak, bilgi değişimini reddediyor. AB'nin, İsviçre'nin kara listedeki mali merkezler listesine alınması da dahil, bu konuda gayet sert tutum takınması bekleniyor.
İsviçre'deki bankalar ve mali kuruluşlar, kara para aklamadan şüphelemndikleri işlemleri ve müşterilerini 1998'den beri resmi makamlara bildirip, bu varlıkları donduruyor. Bu konuda en yüksek rakamlı vaka, Nijerya'nın eski diktatörü eneral Sani Abacha'nın 600 milyon doları aşan hesaplarının dondurulmasıydı. En son olarak, Peru'nun eski istihbarat şefi Vladimiro Montesinos ile alakalı 70 milyon dolarlık hesabın İsviçre bankalarına yattığı saptandı. (aa)