İşveren kadın arzusu!

BİRLEŞMİŞ Markalar Derneği (BMD), Elle ve Ekonomist dergileri işbirliği ile Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen “Perakendede Kadının Gücü” etkinliğine onur konuğu olarak katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, kadın dostu olmayan yapılanmalarla mücadele etmek gerektiğine dikkat çekti. Erdoğan, kadınları sadece istihdam edilen değil, işveren konumunda görmenin herkesin ortak arzusu olduğunu söyledi. Emine Erdoğan, şöyle konuştu: “Yerleşik toplumsal algılarla, kadın dostu olmayan yapılanmalarla mücadele etmeliyiz. İş ve aile yaşamı arasındaki dengeyi koruyarak kadını güçlendirmeliyiz. Söz gelimi, çocuk sahibi olmanın, iş hayatından uzaklaşmak için bir sebep olmasını ortadan kaldıracak şartları oluşturmalıyız. Ülkemizde yüzde 7.8 olan kadın işveren oranını artırmak için çok yönlü çaba gerekiyor. İnanıyorum ki, rol modeller ve başarı hikayeleri, girişimcilik potansiyeline sahip kadınlarımızı da cesaretlendirecektir. Ülkemiz, kadınlarımızı birçok sektörde ön plana çıkaracak, dünyada lider yapacak kaynağa sahiptir.”

YÜZDE 41 HEDEFİ
Kadınların yolunu açan, teşvikler veren bir devlet iradesi olduğunu, kadınların yönetim kademelerinde daha çok yer alabileceği bir zeminin olduğunu ve bunun değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, “Kamu kurumlarında kadın çalışan oranı yüzde 37’lerdedir. Ve nihayetinde, kadın istihdam oranı yüzde 20’lerden yüzde 30’lara çıkmıştır. Bu güzel gelişmeler elbette yeterli değildir. Asıl olan sürdürülebilir kalkınma hedeflerimiz içinde, kadınları, kalkınmanın sadece destekçisi değil, öznesi haline getirmektir. Çok şükür ki, binlerce kızımızı çocuk yaşta evlilikten, tarım işçisi olmaktan kurtardık. İşte tam da bu noktada, öz güveni yüksek kadınlarımızın kenetlenmesine ihtiyaç var. Şu an yüzde 33.6 olan iş gücüne katılım oranını, inşallah hep birlikte 2023’te yüzde 41’e çıkaracağız” dedi.

MAÇA EKSİK KADRO ÇIKIYORUZ
TÜRKİYE’nin kadının iş dünyasına katılımında OECD ülkeleri arasında en son sırada yer aldığını belirten Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begümhan Doğan Faralyalı, “Türkiye olarak maça kadromuzun yarısıyla çıkıyoruz. Çok net veriler var. Türkiye’de kadının işe katılımını OECD ortalaması rakamlarına getirebilirsek, milli gelirimizi yüzde 20 büyütmemiz mümkün. Bu da 250 milyar dolar demek. Önümüzdeki 7 senede sadece kadınların işe daha fazla katılımını sağlamakla bu mümkün” dedi.

MARKA EKONOMİSİNDE HAMLE GEREKİYOR
AİLE ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya ise şöyle konuştu: “Hedefimiz, Türkiye’yi dünyanın en güçlü 10 ekonomisi içerisine sokmak. Bu 2023 hedeflerimizden biri. Ekonomik hedefler için üretmek tek başına yeterli değil. Üründen yüksek katma değer elde etmek adına markalaşma son derece önemli. Bu yüzden bugün marka ekonomisi denilen kavramı da ön plana çıkarıyor. Marka ekonomisinde de Türkiye’nin belirgin bir hamle yapması gerektiğine inanıyoruz. Bu hedefe de sadece özel sektörün çabalarıyla da ulaşılamayacağını inanıyoruz. 2023 yürüyüşümüzde inanıyorum ki Türkiye bu anlamda da bir hedef haline gelecektir. Markaların üretildiği ülkelere baktığımızda tamamına yakını, bölgesel ya da kürsel aktörler. Hedefimizde Türkiye’nin her anlamda, bölgesel ve küresel anlamda güçlü bir aktör haline gelmesini sağlamak. İnanıyorum ki, markalaşma alanında, bu sektörde de Türkiye 2023’te çok daha güçlü bir üs haline gelecektir.”

KADIN İŞSİZLİĞİNİ HIZLA DÜŞÜRÜYORUZ
ETKİNLİKTE konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, “Nasıl ki tek kanatlı kuş uçamazsa, Türkiye’de de kadınlar ekonomiye, kalkınmaya fazla katılmadığı sürece gelişim hızımızın yeteri kadar iyi olmayacağına inandık” dedi. Sarıeroğlu, kadınların, hayatın her alanında etkin ve aktif olmasıyla yüzde 7.4’lük büyümeye ulaşıldığının altını çizdi. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) verilerine değinen Bakan Sarıeroğlu, şu bilgileri verdi: “OECD ülkeleri içerisinde kadın iş gücüne katılım oranı konusunda son sırada olduğumuzla ilgili bazı vurgular yapıldı. Bu doğru bir istatistik ama şu açıdan da bakmak lazım. 16 sene önce neredeydik, bugün neredeyiz? Bu anlamda hem iş gücüne katılım oranında, hem istihdam oranında hem kadın işsizliğini düşürme oranlarında şu anda gerek OECD ülkelerinde gerek Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde, G20 ülkeleri içerisinde en başarılı ülkeler içerisindeyiz. Son 10 sene içerisinde kadın iş gücü oranımızı 10.4 puan artırmışız. Diğer taraftan son 10 yılda OECD ülkeleri içerisinde kadın istihdamını en fazla artıran ülke konumundayız. Aynı zamanda son 10 yıl içinde toplam 8 milyonluk bir istihdam yaratmışız ve bunun 3.5 milyonunu kadınlar oluşturmuş. Kadın istihdamını artırma oranımız yüzde 63 seviyesine gelmiş durumda. Bunun başlı başına bir başarı hikayesi olduğunun altını tekrardan çizmek istiyorum.”