İstikrarsızlığa karşı cesur adım atamadılar

Güncelleme Tarihi:

İstikrarsızlığa karşı cesur adım atamadılar
OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 07, 2004 00:00

TÃœSÄ°AD BaÅŸkanı Ömer Sabancı, "Hükümet istikrarsızlık kaynaklarını ortadan kaldırmayı henüz baÅŸaramadı, bu yönde cesur adım atamadı" derken, "Dış dengede izlemeye baÅŸladığımız olumsuzluk, iyi yönetilemediÄŸi taktirde, 2005'te ekonomik istikrara yönelik ciddi risk oluÅŸturabilir" uyarısı yaptı.EKONOMÄ°DE önemli kazanımlar olduÄŸunu söylemekle birlikte, hükümetin elde edilen kazanımları yapısal iyiÅŸtirmelerle destekleyerek kalıcı hale getirmekte eksiklik olduÄŸunu dile getiren Türk Sanayici ve Ä°ÅŸadamları DerneÄŸi(TÃœSÄ°AD) BaÅŸkanı Ömer Sabancı, dış ticaret dengesindeki olumsuzluklara dikkat çekti. Bu olumsuzluÄŸun iyi yönetilmediÄŸi takdirde, 2005 yılında ekonomik istikrara yönelik ciddi riskler oluÅŸturabileceÄŸini belirten Sabancı, "Hükümet, ayakları yere saÄŸlam basan bir politika ile bu gidiÅŸatı ülke ekonomisi için bir avantaja çevirebilir" diye konuÅŸtu.ÇABA Ä°ÅžARETÄ° YOK: Mersin SÄ°AD toplantısında yaptığı konuÅŸmada Sabancı, kriz sonrası dönemde dengelerinin yeniden oluÅŸturulması yönünde yapılanlar ve bu politikaların bir hükümetten ötekine deÄŸiÅŸmemesi sayesinde ekonominin önemli kazanımlar elde ederek bugünkü noktaya ulaÅŸtığını belirtti. Buradaki eksikliÄŸin "Hükümetin, elde edilen kazanımları yapısal iyileÅŸtirmelerle destekleyerek kalıcı hale getirmek için, çaba sarfetmeye devam edeceÄŸi hususunda, net iÅŸaretler vermemesi" olduÄŸunu söyleyen Sabancı, "Daha açık söylemek gerekirse, hükümet, ülkeyi bugüne kadar ekonomik istikrarsızlıklara sürükleyen bazı alanlarda, cesur düzenlemeler yaparak, istikrarsızlık kaynaklarını ortadan kaldırmayı henüz baÅŸaramadı" diye konuÅŸtu. Sabancı, vergi reformu, sosyal güvenlik, özelleÅŸtirme ve yatırım ortamının iyileÅŸtirilmesi gibi konularda cesur ve radikal düzenlemelerin beklediÄŸini vurguladı.2005'TE RÄ°SK UYARISI: "Dış dengede izlemeye baÅŸladığımız olumsuzluk, iyi yönetilemediÄŸi taktirde, 2005'te ekonomik istikrara yönelik ciddi riskler oluÅŸturabilir" diyen Sabancı'nın bu konuda ÅŸunları söyledi: "Henüz finanse edilemez bir seviyeye ulaÅŸmamış bulunan ancak dikkatle izlenmesi gereken cari açık, büyümenin hızlanmasının doÄŸal bir sonucu. Yükselen petrol fiyatları gibi konjonktürel olumsuzlukların da devreye girmesiyle cari açığın daha da büyümesi olası. Bugünkü iÅŸsizlik seviyesi ile Türkiye’nin büyümenin hız kazanmasını ve sürdürülebilir bir seviyede istikrara kavuÅŸmasını desteklemekten baÅŸka çaresi yok. Son altı ayda cari açığı artıran faktörlerin yatırım ve ara malı ithalatı olduÄŸu dikkate alınırsa, tüketimi kısmaya yönelik polisiye önlemlerin bir yarar getirmeyeceÄŸi görülecek. Türkiye ne zaman hızlı büyüme sürecine girse, cari açık da büyür ve bu açıkların finansmanı sorun yaratır. Bu eÄŸilim sorunun yapısal olduÄŸunu bize gösteriyor. Kısa dönemde dalgalı kur politikası bir fren etkisi yapabilir ama, büyümeye iradi bir fren koymak yerine, orta vadede açığı saÄŸlıklı biçimde finanse etmenin yollarını aramak gerekiyor."AVANTAJA ÇEVRÄ°LEBÄ°LÄ°R: Bu boyuttaki cari açıkların ancak doÄŸrudan yabancı sermaye giriÅŸi ile finanse edilebileceÄŸini savunan Sabancı, "Hükümet, ayakları yere saÄŸlam basan bir politika ile bu gidiÅŸatı ülke ekonomisi için bir avantaja çevirebilir" dedi. Sabancı bunun dayanaklarını ise şöyle sıraladı: "IMF anlaÅŸması mali piyasalara güven verir. Cari açığın finansmanında güven faktörü birinci derecede önemli. Siyasi güven ve istikrar ortamı hassas dengelerden kaynaklanan olumsuz beklentileri en aza indirir.. Beklenti yönetimi, baÅŸarının önemli koÅŸullarındandır. AB ile müzakerelerin baÅŸlaması, ya da bu doÄŸrultuda çok açık bir kararın açıklanması, ekonominin geleceÄŸi açısından ciddi olumlu beklentiler yaratarır. Yatırım ortamının iyileÅŸtirilmesi ekonomik büyümenin nihai amacına yani istihdam ve refah artışına ulaÅŸmak için en kritik faktör olarak önümüzde duruyor."'Ä°lerleme'den önce hukuk boÅŸluÄŸu kalmasınAVRUPA BirliÄŸi (AB) Türkiye ilerleme raporu öncesindeki eleÅŸtirel deÄŸerlendirmelere de dikkati çeken Sabancı, ‘Olumlu uygulama örneklerinin bulunmayışı bir yana, Avrupa kamuoyundaki olumsuz Türkiye imajını destekleyen olaylar da iÅŸlerimizi zorlaÅŸtırıyor" dedi. Sabancı, 6 Ekim’de açıklanması beklenen AB Türkiye Ä°lerleme Raporu öncesinde Türkiye’nin hiç deÄŸilse hukuk alanında bir boÅŸluk bırakmaması gerektiÄŸini belirterek, yasa deÄŸiÅŸikliklerinin arzu edilen reformların ruhuna zarar verecek sapmalara uÄŸramadan gerçekleÅŸmesinin zorunluluÄŸuna dikkat çekti. Kamu reformu çalışmaları çerçevesinde Sabancı, "Mevcut yönetim sistemini baÅŸtan aÅŸağı yeniden düzenleyen ve onun felsefesini deÄŸiÅŸtirmeyi öngören bu kapsamda bir reform çalışmasının, gerekli Anayasa deÄŸiÅŸiklikleri yapılmaksızın gündeme gelmesini doÄŸru bulmuyoruz" dedi. TCK deÄŸiÅŸikliklerini kaygıyla izliyoruzÖMER Sabancı, Türk Ceza Kanunu'na iliÅŸkin düzenlemelere iliÅŸkin gündeme gelen deÄŸiÅŸikliklerini "kaygıyla karşıladıkların" ve "hayretle izlediklerini" söyleyerek, ÅŸu deÄŸerlendirmeleri yaptı:Terörle Mücadele Kanunu’nun ifade özgürlüğünü sınırlayan eski maddelerini çaÄŸrıştıran düzenlemelerin TCK’nda da yer alması gibi olumsuzlukları kaygıyla karşılıyoruz. Kadın hakları konusunda, bir utanç abidesi olan 'töre cinayetleri' ve 'ırza geçme' konularındaki ceza indirimi ve ceza infazının kaldırılması gibi maddelerin, artık hukuk tarihimize gömüleceÄŸini umuyoruz. 6 yıl önce suç olmaktan çıkarılmış bulunan zinanın yeniden TCK kapsamına alınması giriÅŸimlerini ise bir 'geriye gidiÅŸ' olarak görüyor ve bu konudaki tartışmaları hayretle izliyoruz.OlaÄŸan görevleri yapmayı erdem saymaya baÅŸladıkBAÅžARININ tarifinin artık, "kriz çıkarmadan ekonominin yönetilmesi" ile yapılamayacağını söyleyen Sabancı, şöyle konuÅŸtu: "Hepimiz, yıllardır öyle sorunların altında ezildik ki, hükümetlerin ve kamu görevlilerinin olaÄŸan görevlerini yerine getirmelerini bir erdem saymaya baÅŸladık. BaÅŸarının tarifini deÄŸiÅŸtirmek zorundayız. Bize göre baÅŸarı, yılların kemikleÅŸmiÅŸ sorunlarına neÅŸter vurulması, sorun kaynaklarını kurutarak, kalıcı bir deÄŸiÅŸimin egemen kılınmasıdır. BaÅŸarıya götüren yolu katedebilmek için, akılcılığı elden bırakmadan, radikal deÄŸiÅŸimler yaratacak cesur adımlar atabilmek gerekir."Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!