Güncelleme Tarihi:
ÖNCEKİ gün Beştepe’de ‘Türkiye’nin otomobili’ için ilk somut adımlar atıldı ve 5 babayiğitten oluşan ‘Ortak Girişim Grubu’ ile hükümet arasında atılan imzalara şahitlik ettik. İlk somut adımlar diyorum çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk kez Ocak 2011’de gündeme getirdiği proje için bugüne kadar bir arpa boyu yol alınamamıştı. Büyük gruplar babayiğit olmak istememiş ama konvansiyonel yani benzinli veya dizel motorlu olması planlanan yerli otomobilin intihar olacağını söyleyen patronlar bile çıkmıştı. O dönem Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) de fizibilite raporu hazırlayarak yerli otomobil için en az 2 milyar dolarlık bir yatırımın gerektiğini ortaya koymuştu. Benzinli veya dizel olacak bir yerli otomobilin global dünyada pek şansı olacağına inanılmamış, kimse taşın altına elini koymamıştı.
MİLLİ DEVŞİRME TEPKİSİ
Ardından 2015’te tam genel seçim öncesi, dönemin Sanayi Bakanı Fikri Işık tarafından, ‘İşte yerli otomobilin prototipleri’ denilerek bir kaç kamuflajlı araç sergilenmiş ardından da büyük tartışma yaşanmıştı. Çünkü yerli otomobil denilen araçlar Saab platformunda geliştirilen Cadillac CLS’den başkası değildi. O dönem Hürriyet Gazetesi’nde gelişmeleri ana safyadan ‘Milli Devşirme’ başlıklarıyla vermiş, ertesi gün hükümet cephesinin tepkisiyle karşılaşmıştık. Sosyal medyada vatan hainliğiyle bile suçlanmıştım. Seçimler sonrası Bakan Fikri Işık, TÜBİTAK’ta yaptığımız görüşmede beklenen itirafı yapıp, “Biz bu prototiplerle yerli otomobil değil yerli teknoloji geliştiriyoruz. Saab’dan 40 milyon Euro’ya aldığımız platformla 4-5 yıl zaman kazanıp, yerli otomobilin altyapısını TÜBİTAK’ta geliştiriyoruz” açıklamasını yapmıştı. Yani ortada bir yerli otomobil olmadığını çok net itiraf etmişti.
RİSK 5’E BÖLÜNDÜ
Zaten Fikri Işık daha sonra başka bir bakanlığa geçerek, yerli otomobilin sorumluluğunu da bırakmıştı. Aradan geçen 2 yılda başka bir ses çıkmayınca Cumhurbaşkanı Erdoğan, talebi yerine getirilmediği için kızmış ve önce TÜSİAD sonra TOBB Genel Kurulu’nda yerli otomobil çağrısını yinelemişti. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu bu çağrının üzerine ciddi bir çalışma başlatıp Erdoğan tek bir babayiğit isterken, 5 ayda 5 tane birden buldu. Kulislerde, ‘İşte Kayserili tüccar zekası’ diye nitelendirilen Hisarcıklıoğlu, yerli otomobil projesinin temelindeki problemi çözmüştü. Türkiye’de hiç bir grup tek başına böylesine kritik bir projeyi üstlenmek istemiyordu. Bunun farkında olan TOBB Başkanı, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü ile ortak girişim grubu adı altında alanlarında uzman dev şirketlerle görüştü. Bu noktada 30 büyük grupla görüşüldüğü ve aralarından 5 tanesinin seçildiği söyleniyor. Bu sayede eğer proje başarılı olamasa dâhi risk 5’e bölünecekti. Bu da büyük grupların alabileceği bir riskti. Ama eğer başarı gelirse de bu gruplar önemli bir proje imza atacaklar ve isimlerini tarih yazacaktı. En azından Cumhurbaşkanı ve hükümet nezdinde takdir edileceklerini de biliyorlardı. Beştepe’deki tören bunu görmek adına da önemliydi. Son bir not TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu ve Bakan Özlü’nün şu anda 5 babayiğidin yer aldığı proje için uluslararası bir danışmanlık şirketi ile imzaları atmak üzere olduğunu öğrendim.
HANGİ BABAYİĞİT NE YAPACAK?
BEŞTEPE’deki törende Zorlu Grubu’nun patronu Ahmet Nazif Zorlu ve Turkcell’in yöneticilerinin projede yer almanın verdiği gurur ve mutluluk yüzlerinden okunurken, Ethem Sancak ve Katarlı ortağında benzer gülümseme yoktu ama gururla tebrikleri kabul ediyorlardı. Projenin belki de kilit isimlerinden biri olan İnan Kıraç ise 50 yıllık tecrübesinin verdiği deneyimle, ciddiyetini korurken, yüzünden bu işi yapabileceği okunuyordu. Yüz ifadesinden kafasında en fazla soru işareti olan kişinin ise Tuncay Özilhan olduğu anlaşılıyordu. Pek gülümsemeyen Özilhan, bakışlarıyla projenin öneminin farkında olduğunu açık bir şekilde ifade ediyordu.
- Beştepe’deki kulislerde projenin ciddiyeti adına Tuncay Özilhan isminin yer almasının çok önemli olduğu konuşulurken, İnan Kıraç’ın ise projede başrole sahip olacağı söyleniyordu. Çünkü Kıraça Holding bünyesindeki Karsan, New York taksi ve ABD posta şirketinin açtığı ihalelere katılıp geliştirdiği araçlarla finale kalmış bir şirketti. Hexagon isimli tasarım şirketine sahip Karsan’ın V1 isimli geliştirdiği bir otomobil ve bu otomobilin üzerinde rahatlıkla oynanabileceği platformu olması ‘Türkiye’nin otomobili’ adına önemliydi.
- Akıllı şarj ünitesinden pil teknolojilerine kadar çok sayıda alanda 30’a yakın patent alan ve 2015 yılında Taşıt Araçları ve Yan Sanayicileri Derneği’ne (TAYSAD) üye olan Vestel, yerli otomobilin elektronik aksamı ve pili konusunda iddiasını ortaya koyuyor. Ama şu ana kadar otomobil konusunda deneyiminin olmaması soru işaretlerini de beraberinde getiriyor.
- Yazılım konusunda projenin içinde yer alan Turkcell’in asıl önemli gücü ise Derindere Motorlu Araçlar (DMA) ile yaptığı işbirliğinden geliyordu. Çünkü aracın en önemli parçası olan elektronik beyin üniteleri ve buna ait yazılımları konusunda Turkcell, DMA ile ortak projeler geliştirmişti. Açıkçası Turkcell’in DMA’dan yararlanacağı söyleniyordu. Zaten törende DMA yetkililerinin de bulunması bunu ortaya koyuyordu. Şu an DMA tarafından geliştirilen elektrikli araçlar, tek şarj ile yaklaşık 280 km yol yapabiliyor.
- Anadolu Grubu’nun ise projenin hangi aşamasında olacağı şu an için pek net değil. Bazı yetkililer motor üretimi konusunda tecrübesinden yararlanacağını söylerken bazıları ise grubun yurtiçi ve yurtdışı pazarlama ve satış altyapısı ile bilgi ve tecrübesinden yararlanabileceğini belirtiyordu. Anadolu Grubu tarafından Japon ortağı Isuzu’nun bu projede kesinlikle olmadığının açıklanması bu olasılığı daha da güçlendiriyor.
- Kulislerde BMC hakkında konuşulan ise Türkiye’nin otomobili projesinde üretimi üstleneceği yönündeydi. TMSF tarafından satışa sunulan ve Ethem Sancak’ın aldığı BMC’nin Katarlı ortağı ile birlikte Sakarya’da bu projeyi üretebileceği kulislerde ağır basıyordu. Her ne kadar otomobil üretme tecrübesi olmasa da hükümete yakınlığı ile bilinen Ethem Sancak’a projede bu görevin verilebileceği belirtiliyor.
TÖRENDEN NOTLAR
BMC NEDEN Bİ-EM-Sİ OLDU?
- Törene katılan 400’ye yakın otomotiv sektörü temsilcisi ve işadamının görüşü bu kez projenin doğru temeller üzerine kurulduğu yönündeydi.
- Konuştuğum bir çok yetkili ‘Türkiye’nin otomobili’ projesinin sadece 2019 seçimleri için geliştirilmemesi yani seçim kampanyası olmamasını, ciddiyetle en kısa zamanda hayata geçmesi gerektiğini belirtiyordu.
- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BMC’yi İngilizce olarak, ‘Bi-Em-Si’ olarak telaffuz etmesi şaşırttı. Sonra Erdoğan’ın bunu BMC’nin Katarlı ortağının da törende olduğu için İngilizce telaffuz ettiği anlaşıldı.
- 5 babayiğidin TOBB tarafından bulunmasına ve ortak girişim grubuna dahil edilmesine rağmen TÜSİAD üyeleri olması dikkat çekti. Tüm gruplar aynı zamanda TOBB üyesi de olmasına rağmen bu ironi de çok konuşuldu.
- İmzalar atılırken kalemlerin bazılarının yazmaması ortaklar arasında gülüşmelere sebep oldu. Özellikle İnan Kıraç’ın imzasında bu anlaşılıyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da imzayı kendi kalemiyle atması bunu daha net ortaya koydu.
- Yerli otomobil projesinin mimarlarından Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü’nün yüz ifadesi tam konuşma sırası kendine geldiğinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın salondan çıkmasıyla değişti. Önemli bir telefon geldiği için salondan çıkan Erdoğan’a hitaben konuşma yapmaya hazırlanan Özlü’nün moralinin bozulduğu ve konuşmasına ‘Sayın Başbakanım’ diye başlaması dikkat çekti.
PROJE NASIL BAŞARILI OLUR?
- ‘Türkiye’nin Otomobili’ eğer yüzde 100 elektrikli olacaksa hem Türkiye’de hem de dünyada başarı şansı olur. Yeter ki batarya maliyetlerini düşürüp, yüksek menzile ulaşılabilsin. Bu konuda dünya devleri gibi yazılımı biz yazsak da Çinli üreticilerden destek almak gerekiyor. Çünkü Çin’de elektrikli motor ve batarya daha çok sayıda üretildiği için fiyatlar ortalamanın altına düşebiliyor.
- Elektrikli otomobil konusunda menzili arttırmak ve hızlı şarj için yeni teknolojileri takip etmek gerekiyor. Grafen gibi daha hızlı şarj olabilen, daha fazla elektrik depolayıp menzili arttıran teknolojiler ortaya çıkıyor. Bunlar yakından takip edilmeli.
- Eğer ‘hibrit’ otomobil de planlanıyorsa bu kez benzinli bir konvansiyonel motor da geliştirmek gerekecek. Bu hem daha fazla yatırım hem de yüzde 100 elektrik otomobile olan konsantrasyonu etkileyecektir.
- Hükümetin ciddi teşvikler ama en önemlisi ‘Türkiye’nin otomobili’ için alım garantisi vermesi şart. Yani en az 20 bin adetlik bir otomobili kamuya alımı garanti edilirse, babayiğitlerin eli çok güçlenir projeye daha sıkı sarılırlar.
- Tasarım ve sahip olduğu teknolojilerin bugünü değil yarını yakalaması gerekiyor.
- Aracın tasarımı ve tanıtımı için uluslararası şirketlerle anlaşma yapmamız, danışmanlık ve destek almamız gerekiyor. Hükümetin bu konuda ciddi maddi destek vermesi büyük önem arz ediyor.
SON 24 SAATTE NE OLDU?