İstanbul emlakta getiri potansiyeli en yüksek şehir

Güncelleme Tarihi:

İstanbul emlakta getiri potansiyeli en yüksek şehir
Oluşturulma Tarihi: Mart 23, 2006 14:54

Urban Land Institute (ULI) ve PricewaterhouseCoopers (PwC) tarafından hazırlanan “Avrupa Gayrimenkul Sektöründe Yeni Trendler” konulu raporuna göre İstanbul, Avrupa emlak piyasasında getiri potansiyeli en yüksek şehir olarak görülüyor.

ULI Avrupa Kentsel Dönüşüm ve Sürdürülebilirlik Merkezi Genel Müdürü Andrea Carpenter, Avrupa'da 27 farklı emlak piyasasında gerçekleştirilen çalışmada, sektörün üst düzey yöneticileriyle 250'den fazla birebir görüşme yapıldığını bildirdi.

Carpenter, sonuçlarda piyasalara yönelik genel bir iyimserlik bulunduğunu, ancak bu iyimserliğin ileriye yönelik bazı endişeler nedeniyle geçen yılki düzeyde olmadığını söyledi.

Andrea Carpenter, raporda risk ile değer ve kira artışı kriterleri gözönünde bulundurularak yapılan genel değerlendirmede Paris'in ilk sırada bulunduğunu, bunu sırasıyla Londra, Helsinki, Madrid, Barselona, Stockholm, Dublin, Lyon, Kopenhag ve Edinburg şehirlerinin izlediğini kaydetti. Carpenter, geçen yıl genel değerlendirmede 13. sırada olan İstanbul'un ise gerileyerek 27 piyasa arasında bu yıl 19. olduğunu bildirdi.

İSTANBUL RİSKTE 26. SIRADA

Andrea Carpenter, İstanbul'un getiri potansiyeli ve değer artışında ise ilk sırada yer aldığını kaydetti. Getiri potansiyelinde lider olmasına rağmen İstanbul'un risk sıralamasında 26. sırada yer aldığına dikkat çeken Carpenter, “İlk sıralarda yer alan ülkelerde şeffaflık çok iyi. Türkiye'de ise maalesef riskler hala var. İstanbul'un genel sıralamadaki düşüşünün nedeni, şeffaflığın diğer ülkelere göre az olması” dedi.

Carpenter, araştırmaya katılanların yüzde 60'ının yatırımcılara İstanbul'da alım tavsiyesinde bulunduğuna işaret ederek, kentin özellikle perakende sektörü gayrimenkul yatırımları açısından Prag, Budapeşte, Lyon ve Helsinki ile birlikte en cazip ülkeler arasında görüldüğünü söyledi.

Raporda, 3 ve 4 yıldızlı oteller açısından Türkiye'nin önemli fırsatlar yaratan bir ülke olarak görüldüğünü vurgulayan Carpenter, ayrıca genç nüfusundan dolayı ülkede konut sektörünün önemli büyüme potansiyeli bulunduğunu ifade etti.
Carpenter, yatırımcıların genellikle Türkiye'de arazi alıp sıfırdan herşeyi inşa etmeyi istediğine dikkat çekti.

PERAKENDE VE ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ İLK SIRADA

Rapor sonuçlarına göre yapılan sektörel dağılım değerlendirmesinde, perakende ve alışveriş merkezlerinin ilk sırada bulunduğunu belirten Carpenter, ofis gayrimenkul piyasası bakımından da şehir merkezindeki ofislerin en gözde ikinci alım alanları olarak görüldüğünü kaydetti.

Carpenter, uluslararası yatırımcıların artık daha önce girmedikleri Hırvatistan, Romanya ve Baltık ülkeleri ile Orta Avrupa'ya yoğunlaştıklarını söyledi. Andrea Carpenter, “Tabii ki emlak piyasasında da spekülatif hareketler olabilir. Ama kontrol edilemeyecek gelişmeler olması, mesela kuş gribinin insanlara da bulaşır hale gelmesi durumunda yatırımcıların hedeflerinde değişiklik olabilir” diye konuştu.

ULI Türkiye Başkanı Hakan Kodal ise yabancı yatırımcıların Türkiye'deki potansiyelin farkında olduğunu, ancak bürokrasi, kayıtdışı ekonomi, vergisel ve hukuksal düzenlemeler gibi nedenlerden dolayı hala riskli gördüklerini belirtti.
PwC Türkiye Kıdemli Ortağı Adnan Nas da, dünyada gayrimenkulün artık ciddi bir yatırım enstrümanı haline geldiğine işaret ederek, İstanbul'un geçen yıl Moskova ile birlikte gelişen pazarların yıldızı olduğunu, bu yıl da yükselişte olmasına rağmen aynı performansı gösteremediğini kaydetti.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!