Güncelleme Tarihi:
Türkiye Deri Vakfı (TÜRDEV) çatısı altında düzenlenen fuarın açılışını Türkiye Deri Vakfı Başkanı Ruken Mızraklı, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi yaptı.
Fuarın açılışında bir konuşma yapan TÜRDEV Başkanı Ruken Mızraklı, bu yılki fuarın, geçmiş yıllara göre bambaşka bir misyonu gerçekleştirdiği vurgulayarak şöyle konuştu:
“Artık bir marka haline gelen İDF’yi bu yıl bambaşka bir misyonla gerçekleştirerek olayı farklı bir boyuta taşımak istedik. Amacımız, 4 milyar dolarlık ihracat hacmine sahip ve yaklaşık 400 bin kişiyi istihdam eden deri sektörümüzün bu önemli fuarın artık uluslar arası boyutu ağır basan ve tabakhanesiyle, konfeksiyonuyla, ayakkabılık ve saraciyelik ürünleri ile, kürk, makine ve kimyasal tedarikçileri ile hiç ayrım yapmadan tüm alt sektörleri kucaklayan bir yapıya taşımak.”
Mızraklı, fuarda 23 ülkeden 300’ü aşkın firma ve firma temsilciliğinin katıldığını söyleyerek, ”İDF 2013’te, tamamı kendi fuar tanıtım bütçemizden olmak üzere katılımcılarımızın belirlediği hedef müşterilerinin uçak ve otel konaklamalarını karşılayarak 18 ülkeden 140 profesyonel alıcıyı fuarımıza davet ettik. Ekonomi Bakanlığı’nın destekleriyle bu yıl 13 ülkeden 51 kişinin katıldığı bir alım heyetini de ayrıca ağırlıyoruz” dedi.
Deri sektörünün ihracatı artıyor
Türkiye Deri Konfeksiyoncuları Derneği (TDKD) Başkanı Mehmet Ali Dinç de konuşmasında derideki ihracat artışına dikkat çekti. Dinç, "Avrupa ülkelerinde süregelen durgunluk ve yeni açıldığımız orta doğu ve Kuzey Afrika pazarlarındaki Arap Baharı sonrası istikrarsızlık etkileriyle ülke ihracatımız bu yılın ilk 10 ayında geçen yıldaki seviyesini ancak koruyabilirken, deri sektörü ihracatını yüzde 17.7 oranında artırdı. Deri ve kürk konfeksiyon grubu ise yüzde 14.4 oranında bir artış kaydetti. Sektörümüz mevsimsel özellikler taşıyan bir istihdam deposudur. Bu nedenle çalışma mevzuatında belirli süreli iş sözleşmeleri, ücretsiz izin kullandırma, kısa çalışma ve telafi çalışması gibi esnekliklere imkan yaratılması gibi mekanizmalar, gerek istihdamın artırılması ve kalifiye işgücünün korunması ve gerekse kalıcı bir çalışma barışının korunması açısından büyük önem taşımaktadır.”