Güncelleme Tarihi:
BİRLEŞMİŞ Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Başkanı Achim Steiner, Türkiye ile 2011’den bu yana geliştirdikleri ortaklığın Avrupa ve Orta Asya’daki kalkınma projelerinin sürdürülmesi ve uygulanması açısından bir başarı hikayesi olduğunu belirterek, UNDP’nin önemli birimlerine ev sahipliği yapan İstanbul’un “bölgesel kalkınma merkezi” haline geldiğini kaydetti. Steiner, Türkiye’nin insani yardımlarının BM açısından yaşamsal olduğunu belirtirken, 3.6 milyon Suriyeliyi ağırlayan Türk halkının en derin takdiri hak ettiğini bildirdi.
BAŞARI HİKâYESİ
Resmi bir program için Türkiye’ye gelen Steiner, Hürriyet’e verdiği özel demeçte, Türk hükümeti ile Kalkınma Programı arasında son dönemde gelişen özel ortaklığı ve sonuçlarını anlattı. UNDP Başkanı, 2011’de Türkiye’nin İstanbul’da Uluslararası Özel Sektör ve Kalkınma Merkezi kurma olanağı verdiğini ve böylece BM kuruluşunun Avrupa ve Orta Asya’da gerçekleştirdiği kalkınma amaçlı çalışmalarına büyük destek sağladığını kaydetti. Steiner, “BM Kalkınma Programı’nın böyle bir kalkınma merkezine sahip olması bir başarı hikâyesine döndü. Bugün İstanbul merkezimizde 200’den fazla çalışanımız sadece geniş bir bölgeye değil aynı zamanda Avrupa ve Orta Asya ötesine de hizmet sağlıyor. Burada uzmanlarımız ve özel sektör stratejistlerimiz var ve küresel innovasyon çalışmamızın önemli bir kısmı İstanbul’daki takımımız tarafından üretiliyor” dedi.
Kalkınma konularıyla ilgili olarak yılda ortalama 50-60 önemli toplantı ve konferansa ev sahipliği yapan İstanbul’un da BM birimlerine ev sahipliği yapmasından ekonomik olarak yararlandığını belirten Steiner, Türkiye’nin hem UNDP hem de diğer BM kuruluşlarına yaptığı katkılara ilişkin şunları söyledi: “Türkiye’nin sadece UNDP değil diğer tüm BM kuruluşlarıyla özellikle insani alanda önemli bir ortak olarak çalışma kararlılığı çok önemli ve pozitif bir sinyal. BM’nin ilkesel zemini uluslararası iş birliğine dayanır. Ancak Türkiye’nin angajmanı bölgede, Orta Asya ve
son 10 yılda Afrika kıtasında ikili anlamda da ortaklıklar içeriyor. Bu da hem kamu politikaları hem de siyasi yükümlükler açısından Türkiye’nin profilini yükselten dinamik ve yeni ilişkiler yarattı. Bundan Türkiye’nin özel sektörü ve ekonomisi de yarar
sağladı.”
KATKISI YAŞAMSAL
Doğal afetlerin ve çatışmalar sonucunda ortaya çıkan yıkımların her yıl arttığını, yardıma muhtaç insan sayısının katlandığını kaydeden Steiner, “BM açısından bakıldığında Türkiye gibi ülkelerin kalkınma işbirliği ve insani yardımlar açısından başlıca destekçilerden biri olması yaşamsal. Elimizdeki imkanlar sona geliyor ve kaynaklarımız krizlerin yol açtığı ihtiyaca yanıt verecek kadar artmıyor. Bu nedenle Türkiye’nin giderek artan angajmanı ve ortaklığından memnuniyet duyuyoruz” şeklinde konuştu.
Steiner, Türkiye’nin BM’nin 2030 sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşma konusundaki çalışmalarıyla ilgili soruları da yanıtladı. Türkiye’nin bu hedefleri gerçekleştirme kararlılığı konusunda bir sorun olmadığını, kalkınma ile ilgili olarak ekonomik, sosyal ve çevresel boyutlara odaklanması gerektiğini anlatan UNDP Başkanı, “Ekonomik ilerleme sürerken kalkınmadan kaynaklanabilecek eşitsizlik sorunlarını yönetmek bu işin kritik tarafı. Ekonomik sorunlarına karşın, ben Türkiye’nin bu yoldan sapacağını sanmıyorum” dedi.
YANINIZDA OLMALILAR
ULUSLARARASI toplumun Türkiye’nin yanında olması gerektiğini, bu konuda BM ile Türk hükümeti arasında görüşmelerin sürdüğünü belirten Steiner, “BM, Türkiye ile çalışma konusunda kararlı. Şu ana kadar ki desteğimizin beklentileri ve ihtiyaçları karşılamadığını biliyoruz. Daha fazlasını yapmak durumundayız” dedi. Türkiye’nin mültecileri kamplarda tutmak yerine şehirlerde yerleşmelerine izin vermelerinin de örnek bir politika olduğunu vurgulayan Steiner, şöyle devam etti: “Şunu bilmek de yarar var; bugün, bir mültecinin bir kampta geçirmek zorunda kaldığı ya da mülteci statüsüyle geçirmek zorunda olduğu süre ortalama 17 sene. Bu korkunç bir süre. Türkiye’nin mültecilerin şehirlerde yaşamasına olanak sağlayan koşullar sayesinde, uluslararası toplumla beraber olarak başlatılan ve binlerce kişiyi üretken hale getiren yetenekleri geliştirebilmelerini amaçlayan yatırım ve finansmanı da azımsamamalıyız. Bu konuda yeniden Türk halkına sözü getirmek istiyorum çünkü günün sonunda bu işi tanımlayan tek başına hükümet değil. Bu aslında, bu kadar çok sayıda mülteciyi ağırlama meydan okuması karşısında bir halkın gösterdiği ruhla ilgili. Bu nedenle hayranlığımızı hak
ediyor.”
HAYRANLIK DUYUYORUZ
TÜRKİYE ile işbirliği yaptıkları bir alanın da savaştan kaçan yaklaşık 3.6 milyon Suriyeli mültecinin barınması ve onlara gerekli yeteneklerin sağlanması konusunda olduğunu anımsatan UNDP Başkanı, Türkiye’nin tek başına “muazzam yük” taşıdığını kaydetti. Steiner, şunları söyledi: “İlk olarak şunu söylememe izin verin, ben ve BM ailesinin birçok diğer üyesi, Türk halkına büyük bir hayranlık duyuyoruz. Çünkü travma ve mutlak bir felaketten kaçan insanları karşılarken ve kucaklarken gösterdikleri dayanışma ve isteklilik bizleri insan olarak tanımlayan örnek bir tavır. Siyasetin, mülteciler hakkındaki tartışma ve negatif hissiyatın geliştiği bir ortamda, Türkiye halkı olağanüstü umut ve ilham ışığı olarak ortaya çıktı. Bunu laf olsun diye değil gerçek olduğu için söylüyorum.”