Güncelleme Tarihi:
ATO'nun TÜİK'in Hane Halkı İşgücü istatistiklerinden derlediği araştırmaya göre, Türkiye'de Nisan 2010 tarihi itibariyle 1 milyon 649 bin işsiz aile reisi bulunuyor.
2010 Nisan ayı itibariyle işsizlik oranı yüzde 12 iken, işsiz sayısı 3 milyon 71 bin kişiyi buluyor. İşsizlik rakamlarına, iş aramayıp işbaşı yapmaya hazır olanlar ve mevsimlik çalışanlar da dahil edildiğinde, geniş anlamda işsiz sayısı 5 milyon 118 bine, işsizlik oranı da yüzde 18,5'e yükseliyor.
Aynı dönemde işsiz olan aile reisi sayısı ise 1 milyon 123 bin. Bu rakama iş aramayıp işbaşı yapmaya hazır olan 513 bin aile reisi ile mevsimlik statüde çalışan ancak bu mevsimde işsiz olan 13 bin aile reisi de eklendiğinde işsiz aile reislerinin sayısı 1 milyon 649 bine yükseliyor.
Hanehalkı İşgücü istatistikleri, işsiz aile reislerinin profilini de ortaya koyuyor. Nisan 2010 verilerine göre, işsiz aile reislerinin yüzde 89'unu erkekler, yüzde 10'unu kadınlar oluşturuyor. İşsiz aile reislerinin yüzde 77,3'ü kentlerde yaşıyor.
İşsiz aile reisleri iş arama sürelerine göre değerlendirildiğinde; yüzde 76'sının iş arama süresi bir yıldan az iken, bir yıldan fazla süredir iş arayanların oranı yüzde 24;te kalıyor. 270 bin aile reisi bir yıldan fazla süredir evinin geçimine katkıda bulunamıyor.
2009 verilerine göre, işsiz aile reislerinden yüzde 82'si tam zamanlı iş ararken, yüzde 11,2'sinin aradığı işin süresinin tam ya da yarı zamanlı olması fark etmiyor.
“NE İŞ OLSA YAPARIM”
TÜİK;in 2009 yılı işgücü istatistiklerine göre, işsiz her 100 aile reisinden 28,5;i “ne iş olsa yaparım” diyerek nitelik gerektirmeyen işler arıyor.
İşsiz aile reislerinin yüzde 22'si tesis ve makine operatörü ve montajcı olarak iş ararken, yüzde 26,2'si sanatkarlık ve ilgili işlerde, yüzde 11'i de tarım, hayvancılık alanında iş arıyor.
19,2 MİLYON AİLE REİSİMİZ VAR
TÜİK istatistiklerine göre, 2010 Nisan ayında Türkiye;nin 71,2 milyon sivil nüfusunun 18,8 milyonunu 15 yaşından küçükler; 52,4 milyonunu da 15 üzerinde çalışabilir yaştaki nüfus oluşturuyor. Çalışabilir yaştaki nüfus içerisinde aile reisi sayısı ise 19 milyon 153 bin kişi. Diğer bir ifade ile çalışabilir yaştaki nüfusun yüzde 37;sini hane halkı reisleri oluşturuyor.
22 MİLYON KİŞİ, 49 MİLYONA BAKIYOR
Türkiye;de toplam çalışan sayısı 22 milyon 501 bin kişi iken; 48 milyon 672 bin kişi ise çeşitli nedenlerle bir işte çalışmayanlardan oluşuyor. Bir işte çalışmayanların 3 milyon 71 bini işsizler; 18 milyon 813 binini ise çocuklar oluşturuyor.
Geri kalan 26 milyon 788 bin kişinin; 11 milyon 732 binini ev işleriyle meşgul olanlar, 4 milyon 374 binini eğitim-öğretimle meşgul olanlar, 3 milyon 482 binini emekliler, 3 milyon 359 binini çalışamaz halde olanlar, 694 bin kişiyi iş bulma ümidi olmayanlar, 71 binini mevsimlik işçiler gibi gruplar oluşturuyor.
Diğer bir ifadeyle, Türkiye;de çalışan 22 milyon kişi, çalışmayan 49 milyon kişiye bakıyor. Aileye aş sağlayanların 11 milyon 856 binini aile reisleri oluşturuyor. Buna göre, her 100 aile reisinden 62;si çalışarak evine ekmek götürüyor.
TEK İŞ YETMİYOR
TÜİK;in Eşdeğer Hanehalkı Kullanılabilir Medyan Gelirinin yüzde 50;sini dikkate alarak belirlediği verilere göre; Türkiye;de 11 milyon 580 bin kişi yoksulluk riski altında yaşıyor.
Geçim derdi, yaşam koşulları, bulabildikleri takdirde çalışanların ek işte çalışması sonucunu getiriyor. 2010 Nisan ayı sonuçlarına göre, aile reislerinin 535 bini geçimlerini sağlayabilmek için ek iş yapmak durumunda kalıyor. Ek iş yapanların yüzde 98;ini erkekler oluşturuyor.
Herhangi bir işte çalışan aile reislerinin 406 bini bir yandan çalışırken, bir yandan da yeni bir iş arayışında. Gelirin az olması, çalışma koşullarından memnun olmama, işin geçici veya mevsimlik olması, yeniden iş arama nedenleri arasında yer alıyor.
KAYITDIŞI İSTİHDAM AİLE REİSLERİNİ DE VURUYOR
Çalışanlar için sosyal güvenlikten mahrumiyet, işverenler açısından haksız rekabet, devlet açısından vergi kaçağı anlamına gelen kayıt dışı istihdam aile reislerini de etkiliyor. Türkiye genelinde kayıt dışı istihdam oranı yüzde 43;lere varırken; aile reisleri için bu oranın yüzde 34 olduğu belirtiliyor.
4 milyon 46 bin aile reisi, bir sosyal güvenlik kurumuna bağlı olmadan çalışıyor. Emeklilik başta olmak üzere sosyal haklardan mahrum kalan kayıt dışı çalışanlar, kendisinin ve ailesinin yararlanacağı sağlık harcamalarını da cepten karşılamak zorunda kalıyor.
REİSLERİN ÜÇTE BİRİ İŞGÜCÜ DIŞINDA
15 ve yukarı yaştaki nüfusun 26 milyon 788 bini işgücü dışında bulunuyor. Bunların 6 milyon 174 binini, TÜİK'in “referans kişi” olarak adlandırdığı ve “hanenin yönetim veya geçiminden sorumlu kişi” olarak tanımladığı aile reisleri oluşturuyor.
Aile reislerinin işgücü dışında bulunma sebeplerinin ilk sırasında emeklilik, ikinci sırada ise yaşlı ve hasta olma gibi nedenler yer alıyor. İşgücü dışındaki reislerin yüzde 46'sı emekli, yüzde 24;ü ise yaşlılık ve hastalık gibi nedenlerle çalışmıyor ya da iş aramıyor.
İşgücüne dahil olmayan reislerin yüzde 8,3;ünü oluşturan 513 bin kişi ise; iş bulursa çalışmaya hazır durumda olduğu halde çeşitli nedenlerle iş aramadığı için işgücü dışında sayılıyor. Türkiye;de iş aramayıp çalışmaya hazır olanlar ile iş bulma ümidini yitirmiş olanların dörtte birinden fazlasını (yüzde 26) aile reisleri oluşturuyor.
HANENİN YÜKÜ REİSTE, REİSİN YÜKÜ HİZMET SEKTÖRÜNDE
Hane reislerinin en yoğun çalıştıkları sektörü, yüzde 33 ile mali kurumlar, sigorta, taşınmaz mallara ilişkin işler, yardımcı iş hizmetleri, toplum hizmetleri, sosyal ve kişisel hizmetleri içeren hizmet sektörü oluyor.
Bu sektörü yüzde 28 ile sanayi ve yüzde 20 ile ticaret sektörü takip ediyor. Türkiye'de çalışanların dörtte birini bünyesinde barındıran tarım sektöründe çalışan aile reislerinin oranın ise yüzde 19.
Dört ana sektör itibariyle tarım sektörü hane reislerinin istihdamında son sırada yer almasına rağmen, meslek sıralamasında tarım ilk sırada yer alıyor. Reislerin yarıya yakını tarım, sanatkarlık ve nitelik gerektirmeyen mesleklerle uğraşıyor.
ATO BAŞKANI AYGÜN
Araştırma sonuçlarını değerlendirirken, ithalata dayalı büyüme, yüksek cari açık gibi ekonomi politikaları sonucunda işsizlik sorununun kronikleştiğine dikkati çeken ATO Başkanı Sinan Aygün, ekonomik nedenlerle ortaya çıkan işsizliğin sosyal ve psikolojik boyutlarının da bulunduğunu kaydetti.
Aygün, özellikle evi geçindirmekle yükümlü aile reislerinin işsiz olmasının, geçim sıkıntılarının yanı sıra ailenin diğer bireylerinde psikolojik sorunlar oluşturduğunu bildirdi. Aygün, “Ailede genç işsizliği hafif şiddetli deprem etkisi yaratıyorsa, aile reisinin işsizliği büyük şiddetli deprem etkisi yaratıyor, temel direği yıkılıyor. Aile reisi iş buluncaya kadar da depremin artçı sarsıntıları sürüyor” dedi.
İşsizlikle mücadele konusunda kısa sürede ciddi ve etkili politikalar geliştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Aygün, istihdam öncelikli, yeni istihdam alanları ortaya çıkaracak politikaların uygulanması gerektiğini söyledi. Kayıtdışı işsizliğin yüzde 50;lere yaklaştığını da belirten Aygün, istihdam üzerindeki vergi ve sosyal güvenlik prim yüklerinde indirime gidilmesinin, işsizlikle ve kayıtdışı istihdamla mücadele için şart olduğunu vurguladı.