İsrail, Mavi Marmara için sadece ‘üzüldü’, ilaç devi Teva Türkiye’yi merkez seçti

Güncelleme Tarihi:

İsrail, Mavi Marmara için sadece ‘üzüldü’, ilaç devi Teva Türkiye’yi merkez seçti
Oluşturulma Tarihi: Ekim 15, 2010 00:00

İsrail’de siyasi gelişmelere ticari açıdan bakınca Mavi Marmara’da olanlara hemen herkes üzgün. Ortak görüş her şeyin daha farklı ele alınabileceği yönünde. Siyasi gerilime karşın İsrail’in Türkiye’ye ihracatı 8 ayda yüzde 34, Türkiye’den ithalatı yüzde 31 artmış. 14 milyar dolar cirolu İsrailli ilaç devi Teva, Türkiye’yi bölgenin merkez üssü yaptı, üretim için yatırıma hazırlanıyor.

İSRAİL, 10’uncu büyük ticari partneri Türkiye ile siyasi gerilimlere rağmen artan dış ticaretini korumaktan yana tavır koyuyor. İsrail’in Türkiye’ye ihracatı 2010’un 8 aylık döneminde yüzde 34, Türkiye’den ithalatı ise yüzde 31 artmış. Türkiye resmi bir özür beklerken, 2010 yılını Türkiye ile yaklaşık 4 milyar dolar ticaret hacmiyle kapatmayı ümit eden İsrail iş dünyasından üzüntü mesajları geldi. Jenerik ilaçta dünyanın en büyüğü olan İsrailli Teva ise Türkiye’yi Afrika ve Ortadoğu merkez üssü seçti ve başına Türk yönetici Şenol Pak’ı oturttu. Bölgeye ilaçlar Türkiye üzerinden satılacak.

Satın almalar mümkün

60 ülkede faaliyeti olan, 40 bin çalışanı ve 14 milyar dolar cirosu bulunan Teva’nın Başkan Yardımcısı Yossi Koren, “En çok büyüme gelişmekte olan ülkelerde. Türkiye, Ortadoğu, Afrika ve Rusya büyüyo. Biz hem organik, hem satın almalar hem de işbirlikleriyle büyüyoruz. Türkiye’de bir satınalma yaptık. Pazarda büyümek için ne gerekiyorsa onu yaparız” dedi. Koren, İran ve Suriye dahil gerekli her yerde yatırım yapabilecekerini, Türkiye’nin çok değerli bir pazar olduğunu söyledi. Çok geniş bir coğrafyanın kendisine bağlandığını belirten Şenol Pak “Türkiye’deki son düzenlemeler üretime yöneltiyor” diye konuştu. Firmanın, Türkiye’de satın almalar yapacağı yönünde söylentiler var. Ayrıca Ada Bank’a talip olan Hapolaim’in başka Türk bankalarına da talip olacağı da konuşuluyor.
/images/100/0x0/55ea666ff018fbb8f87d7044


Siyaset baş ağrıtıyor

2009’un en iyi geçirdikleri yıl olduğunu vurgulayan Yossi Koren, şöyle konuştu: “Belki ekonomik kriz yüzünden çok baş ağrısı vardı. Siyaset çok baş ağrısı verir, biz acıyı alırız. Hayat politikacıların konforlu koltuklarından daha önemli. Siyasi krize rağmen bizim Türkiye ile rakamlarımızda hiçbir negatif etkilenme olmadı.”

Raflarda Türk malları

İsrail İhracat ve Uluslararası İşbirliği Enstitüsü (IEICI) CEO’su Avi Hefetz, Türkiye ve İsrail’in birbirine ihtiyacı olduğunu, yaşanan politik krizlerin ticareti etkilemediğini belirterek, “Ticaret karşılıklı arttı. Raflarımız Türk mallarıyla dolu. Ticari ilişkilerimizi sürdürmek zorundayız” dedi.

Konya’da Yahudi işadamının yüzüne evrak fırlattılar

İSRAİL ve Türkiye arasındaki siyasi krizler nedeniyle İsrailli firmalarla çalışan Türk üreticilerin, Tarım Kredi Kooperatif’inden ve Ziraat Bankası’ndan kredi almakta zorlandığını söyleyen İsrailli işadamları var. Tel Aviv’e giderken uçakta tanıştığım profesyonel mutfak ekipmanları şirketi Kitchen-Line’ın sahibi Ori Lavie, gazeteci olduğumu öğrenir öğrenmez anlattı: “Türkiye’den ayda 3 konteyner mal alırım. Konya’da alım yaptığım firmanın ihracattan sorumlu kadın çalışanı ‘Yahudilerle iş yapmıyoruz’ deyip yüzüme evrakları fırlattı. Türkiye’den mal alan birkaç arkadaşım da gümrükler de sıkıntı yaşadı.”

Teknoloji alın kullanın Araplara bile satın

İSRAİL-Türkiye İş Konseyi Başkanı Menashe Carmon, Ortadoğu’daki tek modern ülkenin İsrail,olduğunu belirterek, “Krizler İsrail ve Türkiye’de iş yapanları hiç etkilemedi. İsrail bazı hataları yüzüden haksız dudruma düştü. Daha çok İsrail tarafında bir ürkme oldu” dedi. Carmon şöyle devam etti: “İsrail’deki şirketlerin çoğu global; merkezleri burada üretimleri başka yerlerde. Kriz, İsrailli şirketlerin Türkiye’de yapmayı planladıkları yatırımları erteledi. İsrail ve Türkiye’nin ortak girişimleri bir artı bir iki değil, üstüdür. İşbirliğimizin avantajları: İsrail’de üretim pahalı, Türkiye’de üretince Türk malı oluyor, Türk çalışanlar daha verimli, Türkiye Azerbeycan, Irak gibi çevre ülkelere daha kolay ihraç ediyor. İsrail gerekli know-how ve tecrübeye sahip. Türkiye tek başına da yapabilir ama bu 10 yılını alır. Biz de hazır gelin alın kullanın. Bütün Ortadoğu teknolojiye aç, Türkiye satabilir; İsrail satamaz. Bunun için 100 milyon dolarlık yatırıma gerek yok. 10 milyon dolar bile yeter. Türkiye-İsrail iş konseyinde 200 israilli şirket var. Şu anki krizin etkilerini 2 yıl sonra daha iyi ölçeceğiz.”

Türkiye’de evimizde gibiyiz

İSRAİL’in TÜSİAD’ı denebilecek İsrail Üreticiler Birliği’nin Başkanı Shraga Brosh, şu tespitlerde bulundu: “Hükümetler arasında yanlış anlaşmalar olabilir ama iş insanlarının durumu farklı. Ticaretimiz etkilenmedi ama yine de TÜSİAD ve TOBB ile bu konuda görüşmelerimiz oldu. Türkiye ile çok işbirliğimiz var. Örneğin Gazze’de Filistinliler’e iş yaratacak endüstri bölgesi planladık. Hamas iktidara gelince proje dondu. Biz siyasetin iş ilişkilerini etkilediğini duymadık, tam tersi duyumlar aldık. İki ülke çok benzer. Çinli’yle iş yapmak gibi değil. Türkiye’de kendimizi evde gibi hissediyoruz. Fakat iki ülkenin iş insanlarına fırsatlar, potansiyel anlatılmalı. Ticari heyetler düzenlenebilir. Resmi ağızlardan, bakanlardan pozitif mesajlar işe yarar.”

Türkiye’yle ticarete çok hassas bakıyor

DAVOS’ta Başbakan Tayyip Erdoğan’ın çıkışı ve Mavi Marmara gemisi baskınıyla hassas dönemden geçen Türk-İsrail ilişkilerinin, ekonomik boyutunu anlatmak için İsrail, Türkiye’den 6 kişilik bir gazeteci grubunu ağırladı. Ülkenin en dev şirketleri, en büyük ihracat ve işadamları örgütleri, teknoloji geliştiren enstitüler, insanların birlikte yaşayıp üretip paylaştığı komünizme gönül vermiş kibbutzler gezildi. Radyoları, Türkiye’den 6 gazetecinin ziyarette bulunduğunu haber yaptı.

İsrail, tohumunu sattığı domatesleri almaya talip

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın İsrail ve ABD’den alınan, genleriyle oynanmış domates tohumlarının Türk milletini yok edebileceği söylemini IEICI CEO’su Avi Hefetz, “Bu yıl yaz çok kurak geçti ve domates üretimi azaldı. Domatesin kilosu 7.5 dolara çıktı. Türkiye’den 2 bin ton domates alacağız. Tohumunu satıp, domatesi sizden alıyoruz. Bazı politik gruplar böyle şeyler söylüyor ama asla olamaz. Bir şeye ihtilacımız olsa almak için aklımıza gelen ilk ülke Türkiye olur” dedi. Kibbutzlarla ilgili bilgi veren IEICI’nin Tarım Teknolojileri Komitesi sorumlusu Amnon Often ise, “Domatesle ilgili bu düşünce suç. Hang insanoğlu böyle şey söyleyebilir? Bu mümkün mü? İsrail domates tohumları dünyanın en iyilerinden. Bazı özel küçük domates tohumlarının kilosuna Japonlar 1000 dolar ödüyor. Ama yahudilerle ilgili böyle şeyler hep söylenmiştir. Ortaçağ’da Hıristiyan çocukların kanlarını içtiğimizi de söylüyorlardı” diye konuştu.

Mavi Marmara için üzgünüz insanlar orada ölmemeliydi

TÜSİAD’ın muadili olan İsrail Üreticiler Birliği’nin Başkanı Shraga Brosh, Mavi Marmara baskınıyla ilgili “Farklı şekilde ele alınabilirdi. Gemi olayına üzüldüm. İnsanlar ölmemeliydi. Tabii oturduğum yerden bunu söylemek kolay” dedi. İsrail’deki Türk Birliği Başkanı Rifat Sadi de, İsrail ordusunun bile ‘ölümler olmamalıydı’ dediğini aktararak, iyi çalışıp, önlem alamayan İsrail istihbarat birimlerini suçladı. Arap Yahudi ve Hırıstiyanlara iş veren, ‘Barış için dünyada 100 ada’ projesinin yaratıcısı, ISCAR şirketinin sahibi Stef Wertheimer, Mavi Marmara’yla ilgili olarak, “Davos da Mavi Marmara da yardımcı olmadı. Ama o gemi Türkiye’den hiç gelmemeliydi. Olanlardan dolayı iki taraf için de üzgünüm” dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!