Güncelleme Tarihi:
HER taşın altında petrol ve doğalgaz aramamak lazım belki de, ancak aynı haftada önce Rumların Rusya ile sürpriz yakınlaşması, arkasından İsrail’in beklenmedik özür hamlesine bakıldığında kendinizi alıkoymanız da pek mümkün değil.
Dışişleri Bakanlığı Çok Taraflı Ekonomik İlişkiler Genel Müdürü Büyükelçi Mithat Rende, geçkiğimiz kasım ayında Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi’nde, İsrail gazı için ticari açıdan en mantıklı seçeneğin Türkiye’ye boru hattı çekmek olduğunu belirtti. Açıklama İsrail basınına da yansıdı ve geniş yankı uyandırıyor. Yaklaşık 4 ay sonra İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Mavi Marmara baskınından dolayı Başbakan Tayyip Erdoğan’dan özür dilemesi ise artık söz konusu boru hattının önünün açıldığı yorumlarına neden oluyor.
REZERV İŞTAH KABARTIYOR
Uluslararası enerji analistleri, İsrail’in özür haberini “İsrail doğalgaz bilmecesi çözüldü. Bundan böyle gazı Türkiye üzerinden satabilir” şeklinde yorumlarken, Türk uzmanlar ise bir adım ileri giderek “İsrail-Ceyhan Doğalgaz Boru Hattı’nın önü açıldı” cümlesini kurdu. Doğu Akdeniz gaz rezervleri, pek çok enerji devinin iştahını kabartırken, İsrail ve Kıbrıs açıklarından elde edilen gazın önce Türkiye pazarına ulaşması, Türkiye üzerinden de Avrupa’ya taşınması en ekonomik çözüm olarak öne çıkıyor. Büyükelçi Rende, Atlantik Konseyi’nde, Doğu Akdeniz gazıyla ilgili “Türkiye çok büyük bir pazar. Türkiye üzerinden Avrupa pazarlarına da ulaşabilirler. Öbür türlü 10 milyar doları aşkın para harcayarak, LNG tesisleri kurulması gerekecek” demişti.
TÜRKLER SIRADA
Netanyahu’nun özrü ise işte bu açıdan siyasi olduğu kadar jeopolitik ve ticari önem de taşıyor. Türk yetkililer, bu konuda şu değerlendirmede bulunuyor: “İsrail gazının son 10 yılın en önemli keşfi olduğu kabul ediliyor. Bu gazın piyasaya ulaştırılması İsrail için çok önemli. Tabii ki bunun için en iyi pazar Türkiye. Türk özel sektörü ve orada yatırım yapan uluslararası yatırımcılar bir araya gelerek, bu projeyi gerçekleştirebilir. Şu anda İsrail açık deniz yataklarında yatırım yapan ABD’li Noble Energy ile İsrailli Delek şirketi var. Aralarında Zorlu, Genel Enerji, Turcas, Çalık, Ege Gaz gibi Türkiye’den İsrail gazını getirmeye talip olan çok sayıda Türk şirketi de var. Bu konuda Türk şirketlerin arasında ciddi bir rekabet de var.”
DOĞU Akdeniz gazının diğer ayağı ise Kıbrıs adası civarı. Enerji uzmanları, Rumların, Türkiye ve KKTC’nin itirazlarına rağmen tek yanlı parselleyerek doğalgaz bulduğu Afrodit adlı ihtilaflı bölgeden çıkacak gaz için kimsenin ayrı bir hat yapmayacağı, bu gazın da İsrail gazıyla beraber aynı hattan Türkiye’ye ulaştırılması gerektiği görüşünde. Ancak Kıbrıs gazından elde edilecek gelirden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin de (KKTC) eşit pay alması konusunda uzlaşmaya varılması gerekiyor. Uzmanlar, ABD’li şirketlerin Doğu Akdeniz’de yaptığı hamlelere dikkat çekerek, özrün Obama’nın İsrail ziyaretinde gelmesine özellikle dikkat çekiyor.
5 milyar varil petrol eşdeğer gaz
SORULARIMIZI yazılı olarak yanıtlayan ABD’nin önde gelen düşünce kuruluşlarından New America Foundation’dan araştırmacı Steve LeVine, Türk-İsrail diplomatik ilişkisinin birkaç seviyede işlediğini, son derece de önemli olduğunu vurguladı. Netanyahu’nun kararında doğalgaz ihracatı meselesinin hatırı sayılır ölçüde rol oynadığını dile getiren LeVine, şunu söyledi: “İsrail sıkıştı. Güncel tahminlere göre İsrail’de 5 milyar varil petrol eşdeğeri doğalgaz rezervi var. Yakında İsrail hükümeti bunun ne kadarının ihracat için uygun olduğuna karar verecek.”
Fiyat müzakeresi
İSRAİL gazının Türkiye’ye getirilmesinde bir yanda doğalgazın ticari üretimine başlanması konusu, diğer yanda doğalgazın fiyatı konusu da var. Enerji Bakanlığı yetkilileri, gazın satış fiyatının çok önemli olduğunu vurguluyor. İsrail’den çıkacak gazı Türkiye’nin alması konusunda belirleyici etkenlerden biri fiyat olacak. Ayrıca, Avrupa’ya re-export için ise iyi bir transit ücret belirlenmesi önem taşıyor.