İspanyol Uterqüe: Lüksü ve modayı ulaşılır yapıyoruz

Güncelleme Tarihi:

İspanyol Uterqüe: Lüksü ve modayı ulaşılır yapıyoruz
Oluşturulma Tarihi: Mart 29, 2010 00:00

Yunanistan, Portekiz, Belçika, Güney Kıbrıs ve Arap ülkelerinde mağaza açan Uterqüe’nun hedefi Meksika, Rusya ve Türkiye’de yaygınlaşmak. Uterqüe Genel Müdürü Costas Antimissaris, markayla ilgili “Lüksü demokratikleştiriyoruz” dedi.

ZARA, Zara Home, Massimo Dutti’yi bünyesinde bulunduran İspanyol Inditex Group’un bünyesindeki “ulaşılabilir lüks marka” Uterqüe’nun Genel Müdürü Costas Antimissaris, Türkiye’ye dönük planlarını, “Rusya ve Meksika’dan ne beklediysek, burada da aynı doğrultuda yürüyeceğiz” sözleriyle açıkladı. Antimissaris, sorularımızı yanıtladı.

Uterqüe ne zaman, nasıl bir ihtiyaçla yaratıldı?
- 16 Temmuz 2008’de İspanya’da eş zamanlı beş mağaza açarak başladık. Madrid, Barselona ve A Coruña şehirlerinde? Öncesinde ise bir yıllık hazırlık sürecimiz oldu. Mağaza içi atmosferi, koleksiyonları, materyalleri, logomuzu, ambalajlarımızı, renklerimizi her şeyi o bir yıllık süreçte belirledik.

Marka yaratılırken ne planlandı? Kimliği nasıl belirlendi?
- Uterqüe piyasadaki bir boşluk yüzünden yaratıldı. Lüks markalarla, orta kademe markalar arasında bir boşluk olduğunu fark ettik. Bu alanda bir zincir gerekiyordu. Eş zamanlı olarak aksesuvar mağazalarından güçlü bir yükseliş trendi izlediğini gözlemledik. Grubun sadece aksesuvar satan bir markası da yoktu üstelik. Yola bu düşüncelerle çıktık ama fikir olgunlaştıkça Uterqüe mağazalarına sınırlı sayıda bir tekstil grubunu da koymaya karar verdik.

Haftada iki kez

Fiyatlara bakıldığında Zara ve Massimo Dutti’den daha yukarıda. Tüketici kaliteli ürünü daha pahalıya mı almak istiyor?

- Avrupa’daki son trend akıllı alışveriş. Tüketici artık verdiği paranın karşılığını almak istiyor. Satın aldığı ürünün iki günde yıpranmamasına, daha fazla değer taşımasına dikkat ediyor. Bizim bütün müşterilerimiz lüks markalardan geliyor. Kalitemizi görünce, onlar yerine uygun fiyata bizden alışveriş yapmaya karar veriyor. Biz modayı takip eden, kaliteden anlayan, önceleri lüks markalardan alışveriş yapan kadınları hedefliyoruz. Biz de tıpkı Zara gibi modayı herkes için ulaşılabilir kılıyoruz. Yani lüksü demokratikleştiriyoruz.

Mağazadaki koleksiyonlar ne sıklıkla yenileniyor?
- Bizim için çok önemli bir ayrıntı bu söylediğiniz. Haftada iki kere mağazaya en az 50 parça yeni ürün giriyor. Yenilenmeye hiç ara verilmiyor.

Grubunuzun diğer markaları hazır giyimin içinde aksesuvar da satıyorlar. Siz aksesuarların içinde tekstil ürünleri satıyorsunuz. Yanılmıyorsam bu dünyada ilk kez denenen bir konsept, öyle mi?
- Evet. Biz sütlü kahve değil de, kahveli süt satıyoruz. Bir numaralı ürünümüz aksesuvar, yanında temel kıyafetlere de yer veriyoruz. Onları da sınırlı sayıda ve çok kaliteli materyallerle üretiyoruz.

Kaç adet ürün çeşidiniz var?
- Ürün tipi olarak 400 çeşit ürün var. Bunları 200 metrekarelik alanda sergiliyoruz. Mağazamıza giren kadın ortalama bir saat geçiriyor. Çünkü oyalanacağı çok farklı ürünler var. Ayakkabılar, el çantaları, takılar, bilezikler, yüzükler, bileklikler, broşlar, güneş gözlükleri, kemerler, fularlar, şapkalar, şemsiyeler... Kısacası bir kadının ihtiyacı olan her şey var.

Türkiye pazarından ne bekliyorsunuz? Türkiye yatırımı Rusya ile eşzamanlı yapılıyor. Pazar beklentileri aynı mı?
- Türkiye bizim için çok önemli bir pazar. Grubumuzun diğer markaları burada çok iyi ilerliyor. Üstelik krizden de diğer ülkeler kadar etkilenmediniz. Türk tüketicisi her zaman yenilik istiyor. Biz de bunu getiriyoruz. Meksika, Rusya ve Türkiye’ye aynı anda yatırım yapıyoruz. Bu iki ülkeden ne bekliyorsak, Türkiye’den de onu istiyoruz.

Şu anda markanızın yıllık dünya cirosu ne kadar?
- 2009’u 58 mağazayla, 45 milyon Euro ciroyla kapattık. Nişantaşı ile 62. mağazamızı açtık.

İstanbul çok büyük fazla mağazayı kaldırır

2010 sonuna kadar Türkiye’de kaç mağaza açmayı hedefliyorsunuz?

- İstanbul çok büyük şehir. Daha fazla mağazayı kaldırır. Ama bizim için mağaza açacağımız yer çok önemli. En iyi AVM’de, en iyi alışveriş caddesinde olmak istiyoruz. Bu tüm dünyada böyle. Bu tanıma uyan yerler bulursak mağaza açmaya devam edeceğiz. İstanbul’da iyi bir alışveriş merkezine girmek ya da iyi bir cadde de mağaza açmak gerçekten zor. Aslında bu sorunla bütün şehirlerde karşılaşıyoruz. Ama daha hızlı büyümek adına standardımızı düşünmeyiz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!