ANKA
Oluşturulma Tarihi: Şubat 27, 2009 11:16
İstanbul Serbest Muhasebeci, Mali Müşavirler Odası (İSMMMO) Başkanı Yahya Arıkan, şeffaflık ve hesap sormanın olmadığı sistemde vergilerin nereye harcandığının belirsiz kalacağını belirterek, dünyanın en büyük krizini yaşadığı bu dönemde Türkiye için tek çarenin “üretmek, çalışmak, sanayisini ve işletmelerini korumak, tasarruf etmek” olduğunu kaydetti.
İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan, 1 Mart Muhasebe Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Meclis Genel Kurulu’nda 1 Mart 1989 tarihinde, 3568 Sayılı Muhasebe Meslek Yasası’nın kabul edilmesinin üzerinden 20 yıl geçtiğine dikkat çekerek “Muhasebenin, hala, sadece yüksek vergi oranları ve kayıt dışı ile anılması kabul edilemez.
Denetim ve şeffaflığın Türkiye’nin bütün yapılarında, ekonominin bütün unsurlarında hakim olması; hesap sorma ve hesap verme mekanizmasının işletilmesini sağlayacaktır. Bu mekanizmanın işlemesi, aynı zamanda demokratik gelişimin de göstergesi olacaktır” dedi.
BELEDİYELERE 1.2 MİLYAR TL AKTARILDIBütçede cari transferler kaleminden, bu yılın Ocak ayında, geçen yılın aynı dönemine göre, 2 milyar TL daha fazla harcama yapıldığına dikkat çeken Arıkan, 14 milyar TL’lik borçlarıyla gündemde olan belediyelere
seçim hazırlığı çerçevesinde 1.2 milyar TL para aktarıldığını, bunun artmasını beklendiğini kaydetti.
Bütçenin en büyük gelir kaleminin, ücretli çalışan kesim başta, halkın tüketim üzerinden ödediği vergiler olduğunu ifade eden Arıkan, “Şeffaflık ve hesap sormanın olmadığı sistemde vergilerin nereye harcandığı belirsiz kalır. Dünyanın en büyük krizini yaşadığı bu dönemde Türkiye için tek çare, tek reçete; üretmek, çalışmak, sanayisini ve işletmelerini korumak, tasarruf etmektir. Gerekçe ne olursa olsun, vergi gelirlerini, bütçesini buharlaştırma lüksü yoktur” dedi.
“KRİZ DÖNEMİNDE MUHASEBE VE DENETİMİN ÖNEMİ ARTTI”Muhasebe, mali müşavirlik mesleğinin, günümüzün bilgi üreten, katma değer yaratan meslekleri arasına girdiğini belirten Arıkan şöyle devam etti:
“Ekonomik kriz de muhasebe ve denetimin önemini bir kat daha arttırmıştır. Ancak bu dönemde ekonomik krizi yönetmekten aciz kalan Türkiye’deki hakim irade, pek çok alanda ciddi zaman kaybetmiştir. Şeffaflık için gerekli yasal düzenlemeler ve etik kurallar, Türk Ticaret Kanunu ile güven ortamının yaratılması için gerekli düzenlemeler yine seçime takılmıştır. Oysa ekonomik birimlerin, topluma finansal bilgilerini açıklamaları ve bağımsız denetime sunmaları, Türkiye’nin en önemli ihtiyaçları arasındadır. Tüketimin azalmasına bağlı olarak 1-2 puan gerileyen dolaylı vergilerin toplam vergi pastasındaki payı, hala, yüzde 65.7 düzeyindedir. Yerel seçimler nedeniyle acil olan pek çok yasal düzenleme ile krize önlem çerçevesindeki kararı erteleyen hükümet, kayıt dışı ekonomi ile dolaylı vergileri yarış içine sokmuş, her iki kalemde de büyümeye imza atmıştır. Oysa, yarışa sokulması gereken adımlar; şeffaflık, refah düzeyi ve vergi vermek ile hesap sormak bilinci gibi demokratik gelişime hizmet edecek yürekli adımlardır.”