Güncelleme Tarihi:
Koronavirüs sürecinde ülkelerin ihtiyaçları olmadığı halde görülmemiş miktarda, yüklü alımlar yaptığını ifade eden tarım sektörünün önde gelen isimlerinden, Toprak Mahsulleri Ofisi eski Genel Müdürü İsmail Kemaloğlu, ithal fiyatlarının iç piyasa fiyatlarını geçtiğini, bazı ürün fiyatlarının yüzde 60 arttığını kotalar ve kısıtlamalar ile gıda güvenliğinin yanında gıda enflasyonunun dünyanın ana gündemi haline geldiğini söyledi.
REKOR SEVİYE
Yeni hasat dönemine ilişkin beklentilerini ve önerilerini Hürriyet’e değerlendiren Kemaloğlu, “Uluslararası Hububat Konseyi’nin son raporuna göre yeni sezonda dünya tahıl üretiminde arz yönlü bir sorun görülmüyor. Aksine buğdayda rekor seviye ile 790 milyon ton üretim öngörülüyor. Bizi yakından ilgilendiren Karadeniz bölgesinde ise üretimde bir miktar düşüş görüleceği, Rusya’nın buğday üretiminin 85 milyon tondan 77 milyon tona gerileyeceği belirtiliyor. Ancak rapor, yeni sezonda fiyatları talep yönlü reflekslerin belirleyeceğine dikkat çekiyor. Bunun anlamı şudur: Dünya tahıl stokları rekor seviyededir, üretim yönlü sıkıntı görülmemektedir, ancak COVID etkisi gibi sebeplerle ülkelerin alacağı önlemler fiyatlarda belirleyici olacaktır.”
‘İNSANİ DEĞİL’
Ülkelerin gıda enflasyonu veya iç dengeler gerekçesi ile aldığı önlemlerin dünya tarım ürünleri ticaretini ve gıda güvenliğini tehdit ettiğini kaydeden Kemaloğlu, “Pandemi sürecinde 88 ülke çeşitli tarım ürünleri ihracına yasak getirdi. 30’a yakın ülkede ihracata kota getirilirken, ithalat kolaylaştırıldı. Oysa halen dünyada 50 civarındaki ülke gıda desteğine ihtiyaç duyuyor. Ukrayna, Rusya, Arjantin 30 küsur ülke tedbir aldı, ihraç edecek malı olduğu halde etmedi, parası olan bile mal alamadı. Bu insani değil. Tarım ve gıda sektörü yaşamın devamı için vazgeçilmezdir, her hal ve şartta ulaşılmalıdır. Dünya barışı ve huzuru için kritiktir, insanlık meselesidir. Dolayısı ile ülkelerin şu veya bu gerekçe ile ihracatı kısıtlaması, yasaklar getirmesi uluslararası kurumlar vasıtası ile önlenmelidir. Aksi halde, arz sorunu olmayan bir tarım piyasasında suni önlemler ile ithalatçı ülkeler büyük bedeller ödemek zorunda kalacak, bu durum iç barış ve toplumsal huzuru tehdit edebilecektir” diye konuştu.
‘5 ÜLKEYE BIRAKILAMAZ’
Dünyanın her geçen gün sınırlı sayıda ülkenin, şirketin hegemonyasına doğru gittiğinin altını çizen İsmail Kemaloğlu, “Cumhurbaşkanımızın dediği gibi dünya 5’ten büyüktür. Çelik ihracatına sınırlama getirebilirsiniz, en fazla sanayi durur ama gıda var olma meselesidir; bu durum Amerikalı, Asyalı, Afrikalı, Avrupalı için de aynıdır. Bu nedenle gıdaya erişimi engelleyenleri durduracak bir mekanizma kurulmalı. Türkiye, dünyada en fazla yardım, iyilik ihraç eden ülke olarak dünya gıda krizlerini önlemek üzere uluslararası tarım piyasaları düzenleyici kurumu kurulmasına öncülük etmeli, bunu BM nezdinde dünya gündemine taşımalıdır. Uluslararası mekanizmanın bu suni refleksleri engellemesi lazım. Nasıl dünya ticaretinde DTÖ var, uluslararası ticareti bozan olursa kırmızı, mavi, yeşil kutu yaptırımlar uyguluyor. Bunun gibi ülkelerin keyfi hareket etmesine izin vermeyecek, bolluğu olduğunda dünyayla paylaşmasını sağlayacak bir mekanizma kurulmalı” ifadelerini kullandı.