Güncelleme Tarihi:
Bugüne kadar akademisyen olarak istihdam ve işsizlik konularında çalışmalar yapan Doçent Doktor Kemal Biçerli, ‘Genel Müdür’ kimliğiyle daha dinamik ve etkin bir kurum yaratma planları yapıyor. “Ne iş olsa yaparım abi” dönemi kapandı diyor.
Yanlış meslek seçimini, gömleği yanlış iliklemeye benzeten Biçerli, “Çocuklarınızın en doğru mesleği seçmesini sağlayın. Yanlış düğme sonuna kadar yanlış gider… Tembellik kültüründen kurtulmaları için, yaz çırağı olarak berber, terzi, oto tamircisi yanına verin ki; iş kültürünü küçük yaşta öğrensinler” diyor.
Herkesin kendine uygun mesleği seçmesi için 60 soruluk yeni bir test modeli üzerinde çalışan İş-Kur’un yeni dönemi, projeleri ve iş bulmanın ‘püf’ noktalarını Genel Müdür Biçerli ile konuştuk:
Her yıl işgücüne yeni katılan yüz binler, iş bulma ümidini kaybetmiş milyonlar ve her şeye rağmen iş aradığını söyleyen 2.8 milyon insan… İş-Kur olarak bu tablonun ne kadarında varsınız? Ne kadar aktifsiniz?
KEMAL BİÇERLİ: Resmi istatistikleri göre 2 milyon 846 bin işsizin Haziran itibariyle 1 milyon 690 bini bize kayıtlı. Oysa daha çok kişiyi kaydetmeli, daha çok kişiyi işe yerleştirmeliyiz. 2009’da 118 bin; bu yıl Haziran itibariyle ise 106 bin kişiyi biz işe yerleştirmişiz. 23 milyonluk emek piyasası düşünüldüğünde piyasada etki oranımızın daha yüksek olması gerekir. Temel hedefim de sayısal göstergelerimizi bir an evvel yükseltmek.
Nasıl yapacaksınız bunu?
BİÇERLİ: Birkaç şekilde yapacağız. Bazı şeyler eksik yapılıyor,diye suçlayabilirsiniz. Ama 2 bin 769 personelle çalışıyoruz. Oysa Almanya 93 bin; İngiltere 45 bin; Fransa 40 bin; küçücük İsveç bile 11 bin kişiyle çalışıyor. Dolayısıyla bu kadar az sayıyla hiç de az iş yapmıyoruz. Batıda bir personele 100-150 işsiz düşerken; bizde 768 kişi düşüyor. Kısa vadede, bir iki yıl içinde personel sayısını 10 bine çıkaracağız.
BİNLERCE İŞ KOÇU ALINACAK
Yani 7 binin üzerinde personel mi alacaksınız?
BİÇERLİ: Personel sayımızı hizmet alımı yöntemiyle artıracağız. Pratik olmalıyız, kaybedecek zamanımız yok. Bunun için hizmet alımı yapacağız. Birinci tur görüşmeleri yaptık, bayramdan sonra alım yöntemini ve sayısını netleştireceğiz.
Hangi hizmeti alacaksınız?
BİÇERLİ: İlk etapta iş danışmanlığı hizmeti almayı planlıyoruz. Ankara hariç 15 büyük şehirde iş danışmanları, iş koçları alacağız. Onlar işsizin kaydıyla başlayacaklar. Mümkünse birebir görüşerek işsizin kişisel özelliklerini, yeteneklerini anlayarak, en uygun işe veya meslek edindirme programına yönlendirecekler.
Bazı kişiler mesleki eğitime gerek duymadan, basit bir danışmanlık hizmetiyle iş bulabilirler. Bazılarının eksikliklerini tespit edip mesleki eğitim vermeniz gerekir. Bazıları biraz da ümitsiz vak’adır. Mesleksizdir. Birkaç modda eğitim alması gerekir. Bir eğitim alıp, üstüne başka bir modül verilmesi gerekir. İşte bu görüşmelerin birden fazla yapılarak işinin takip edilmesi lazım. Maalesef bu hizmeti şuanda 2 bin personelle yeterince veremiyoruz.
Meslek edindirme yöntemi, danışmanlığa göre 7 kat daha pahalıdır. Oysa işsizlerin büyük bir kısmı çok fazla eğitime ihtiyaç duymadan, basit bir danışmanlık faaliyetiyle iş bulabilecek nitelikte kişiler. Bunları emek piyasasına çabuk entegre etmeyi düşünüyoruz. Çok aktif olacağız. Bu sayede işsizliğin aşağı çekilmesinde önemli bir rol oynayacağımızı düşünüyorum.
İş danışmanlarında ne gibi özellikler aranacak?
BİÇERLİ: Beşeri sermaye, psikoloji, sosyolojiye vakıf; iş danışmanlığı sertifikası olan kişilerden alacağız. Sayısı ve aranacak özelliklere ilişkin teknik detaylar ikinci tur görüşmede netleşecek.
Kendi ofislerinde mi çalışacaklar yoksa caddelerde, alışveriş merkezlerinde masalar kurup, bankaların kredi kartı pazarlaması gibi işsiz mi kaydedecekler? Çok aktif deyince bunlar geliyor aklıma…
BİÇERLİ: Tam oturtamadık ama ben bu kişilerin İş-Kur ofislerinde, kendi personelimizle çalışmaları gerektiğini düşünüyorum. Bazı hizmetleri dışarıya çıkarırsak tanınabilirliğimize zarar verebileceğini düşünüyorum.
İyi ama tam tersine tanınmak için sokağa çıkmanız gerekmiyor mu?
BİÇERLİ: Sokağa çıkıyoruz aslında. Tüm illerde ve 40 büyük ilçede şubemiz var. Geçen yıl çok akıllıca bir adımla, belediyelerle protokol imzaladık. İl ve ilçe belediyelerde 775 hizmet noktası oluşturduk.
Ayrıca ticaret ve sanayi odalarından da işe yerleştirmeye aracılık etme talebi alıyoruz. Bunun için de çalışma yapıyoruz.
Kaldı ki kredi kartı pazarlaması tarzı yöntemler agresif, saldırgan bir politika. Bu da aklımdan geçmiyor değil ama bazı şeyleri ete kemiğe bürünmeden kamuoyu ile paylaşmak da sakıncalı. Ama kafamda uçuşan fikirlerden biri de bu.
İşsizler ticaret ve sanayi odalarına da mı başvurabilecekler?
BİÇERLİ: Örneğin işsiz, İş-Kur logolu Ankara Sanayi Odası (ASO) hizmet noktasına gidecek. ASO’nun bizim eğitimimizden geçmiş personeli kaydını yapacak, açık işlere bakacak. Eşleştirme yapmaya çalışacak. Biz büroda ne yapıyorsak aynısını yapacak.
İŞSİZİN AYAĞINA GİDECEK!
Yeni dönemde nasıl bir İŞ-Kur göreceğimizi özetler misiniz?
BİÇERLİ: İş-Kur önümüzdeki dönemde pasif, oturan, işsiz bana gelsin tarzında olmayacak. İşsizin ayağına giden, daha çok işyeri ziyareti yaparak özel sektörden daha çok açık iş toplayacak. Biz portföyü ne kadar çok genişletebilirsek, o kadar çok eşleştirme yapabiliriz. Bu da bizim kredibilitemizi yükseltir. Firmayı çekersem, açık işim duyulursa, işsiz suyun yatağını bulması gibi burayı bulacak.
TÜM ELEMAN İLANLARI İŞ KUR’DA OLACAK
İş koçlarını aldınız, peki ikinci adımınız ne olacak?
BİÇERLİ: Yeni dönemde hedeflerimden biri de İş-Kurun portalını genişletmek. Açık işlerin tümünün İş- Kur üzerinden duyurulmasını hedefliyorum. Örneğin firma, bizden eşleştirme hizmeti istemese dahi ben onun açık iş talebini portalıma koymalıyım. Benden istesin istemesin, zaten ücret almıyoruz, sayfamda duyurmak istiyorum. İşsizin kafasını daha çok bize çevirmesini sağlamak için bunu yapacağız. Yasal altyapı çalışmamız sürüyor.
Beyaz yakalı, dediğimiz eğitimli işsizler de sizi pek tercih etmiyor gibi…
BİÇERLİ: Kurumu, beyaz yakalılara açmak istiyoruz. İş-kur Beyaz Yaka projesi üzerinde çalışıyoruz. Bu kurumda 4 aydır çok ciddi zihin jimnastiği yapılıyor.
ÇOCUĞUNUZ İŞSİZ OLMASIN
Gençler arasında işsizlik yüzde 25’e kadar çıkmıştı. Son veriler yüzde 20’ye düştüğünü gösterse de hala çok yüksek. Aileler çocuklarının işsiz kalmaması için ne yapmalılar?
BİÇERLİ: Dünya genelinde genç işsiz sayısı ortalamanın üzerindedir. Bunun azaltılmasında seçilen meslek çok önemlidir. Yanlış meslek seçimi, gömlek düğmesini yanlış iliklemeye benzer. Aşağıya kadar yanlış gider. Burada mesleki bilgi, rehberlik ve danışmanlık önem kazanıyor. Bu benim atak yapmayı planladığım alanlardan bir tanesi.
TESTLE MESLEK SEÇİMİ
Bunu nasıl sağlayacaksınız?
BİÇERLİ: 80 tane mesleki bilgi ve danışmanlık merkezimiz var. Bu yetersiz. İkincisi bu kısımda kullanılan materyaller de gençlere çok hitap etmiyor. Eski tarz dosyalarla mesleki bilgi vermeye çalışıyoruz. Bunu da değiştireceğiz. Animasyon teknolojilerini kullanarak, hangi mesleğin hangi alanlarda çalışabileceğini anlatacağız. En önemlisi de meslek seçimini daha doğru yapmalarını sağlayacak, daha spesifik sonuç verecek bir test modülü üzerinde çalışıyoruz. 60 soruluk bir testle insanlar hangi mesleğe yatkın olduklarını çözebilecekler.
Özellikle 1980 sonrası doğanlarda, bir tembellik sorunu gözlüyor musunuz? İş beğenmiyorlar, sanki çalışmak istemiyorlar…
Aileler sıkça çocuklarının hareketsizliğinden yakınıyorlar…
BİÇERLİ: Çok doğru bir tespit. Tembellik kültürü bu. İnsanlar fazla gayret göstermeden iş bulmak istiyorlar. Kendileri için bulunan işleri beğenmiyorlar. İstihdam garantili kurslar açıyoruz, ceplerine 15 lira harçlık koyuyoruz, gel meslek öğren, sertifikan olsun. Kursun sonunda da işe başla, diyoruz. Ama kursiyer bulamıyoruz. Dolayısıyla ülkede ciddi bir tembellik var. Sosyal politika araçlarının gözden geçirilmesi gerekiyor.
Bu sorun nasıl aşılabilir?
BİÇERLİ: Gençlere çalışmanın erdemini hatırlatmalıyız, yeniden öğretmeliyiz. Bir Amerikan başkanına soruyorlar; en iftihar ettiğiniz şey nedir, diye. “Bir çift oduncu gömleğim” diyor. Gençler bazı şeyleri hazır buluyor. Beklentileri çok yüksek. Üniversite mezunu olan hemen ‘müdür’ pozisyonunda işe başlamak istiyor. Mühendis bile fabrikaya inmek, araziye çıkmak istemiyor. Masa başında otursun, mümkünse bir de sekreteri olsun…
YOKSULA ÖNCELİK
Yoksulluk yardımı alanların artık İş-Kur’da önceliği var değil mi?
BİÇERLİ: Bununla ilgili bir protokol imzaladık. Sosyal yardım isteyen kişilerin ailesinde çalışabilecek durumda olanlar varsa İş-Kur’a kaydının yapılacak. Biz de bu kişiye öncelik vererek, 15 gün içinde iş bulmamız gerekiyor. Böylece bu kişilerin en kısa sürede devlete yük olmaktan ve tembellik kültüründen çıkmaları hedefleniyor.
KATOLİK NİKAHINA HAYIR
Başbakanlık’ın yaptırdığı yoksulluk kültürü araştırma yoksulluğun en önemli nedenleri arasında taşeronlaştırma ve esnek çalışmayı gösteriyor. Oysa hazırlanan Ulusal İstihdam Stratejisinde esnek çalışma modelleri öneriliyor. Bu bir çelişki değil mi?
BİÇERLİ: Yoksullaşma ile taşeronlaşma arasında bir bağlantı var. Türkiye’de esneklik itibariyle bizim getirmeye çalıştığımız düzenlemeler kadar olmasa bile taşeronlaşma bir hayli yaygın. Kamuda da özel sektörde de yaygın. Dolayısıyla birebir bağlantı yok. Kabul edelim koralasyon var ama bizim hedeflediğimiz şey; taşeronlaştırma ile yoksulluğu artırmak, değil. Emek piyasasında OECD istatistikleri baz alındığında Türkiye esnekliğin çok az olduğu ülkeler arasında zikrediliyor. Bizde mevhum yanlış. İşçiyi mi işi mi koruyacağız? Tabii ki işle işçiyi aynı anda koruyacağız. Stratejiyi iyi okursak, hedefimiz şuydu: Mevcut anlayışta işçi bir işyeri ile Katolik nikahı kıysın, işveren bunu oradan atamasın. Biz bunu istemiyoruz açıkçası.
Yani işveren işçisini tazminatsız atabilsin mi diyorsunuz?
BİÇERLİ: İşçi iş değiştirebilsin, işveren işçisini değiştirebilsin. Çünkü emek piyasaları dinamik organizmalardır. Siz istediğiniz kadar kural koyun. Bir şekilde su yolunu bulur. Yani kayıt dışılığın bu kadar yüksek olmasının, kıdem tazminatı alan işçi sayısının sadece yüzde 7 olmasının altında yatan nedenler bu katılıklardır. Biz burayı biraz daha esnek hale getirmek istiyoruz. Sosyal devlet olmanın gereği şudur, işçiyi işe yerleştirirsiniz orada da korursunuz; ama işçiyi orada tutacağım derseniz işverene zulmetme noktasına gelirsiniz.
CÖMERT İŞSİZLİK MAAŞI
Şuanda işverene zulmedildiğini mi söylüyorsunuz?
BİÇERLİ: Hayır, öyle söylemek çok iddialı bir laf olur. Şunu diyorum; eğer işverenin önünü çok tıkarsanız istihdamı tıkarsanız. Hedefimiz bu memlekette istihdam yaratılsın. Sosyal devlet şunu yapmalı, işçiyi işte korudunuz ama işveren onu çıkardı, yerine bir başkasını koyacak veya başka bir hal aldı. Hemen o işçiyi pasif tedbirlerle koruma altına alacaksınız. Bu nedir? İşsizlik sigortasıdır. Türkiye’de uygulanmayan işsizlik yardımları olabilir. İşsizlik sigortasının belki biraz cömert uygulanması olabilir.
İşsizlik maaşı alma koşullarını mı kolaylaştıracaksınız, yoksa maaş miktarını mı artıracaksınız?
BİÇERLİ: Hem işsizlik sigortası hem de kıdem tazminatıyla ilgili düzenlemeler olacak. Bu bir paket paket olarak algılanmalı. Biri değil hepsi birden yapılmalı. Çünkü kıdem tazminatında düzenleme yapılmaz, sadece işsizlik sigortası değiştirilirse kamuya maliyet yükleriz.
MUCİZE REÇETE YOK
İşsizlere kolay iş bulmaları için mucizevi bir reçete yazabilir misiniz?
BİÇERLİ: Yok öyle bir reçete. Mucizeleri kendimiz yaratmalıyız. Birincisi iş arama kanallarını açık tutacağız, İş-Kur’a başvuracağız. İkincisi kendimizi tanıyacağız, becerilerimizi vasıflarımızı tanıyacağız. Mesleğimiz yoksa beceri kazandırma programlarına başvuracağız.
İŞSİZ GÖRÜCÜYE ÇIKACAK!
Nedir beceri kazandırma programı?
BİÇERLİ: Beceri 10 programı, Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri Projebi. 81 ilde 111 meslek lisesi seçtik. Makine teçhizatlarını üst düzeye yükseltiyoruz. 6 bin öğretmeni hizmet içi eğitimle bilgi ve becerilerinin güncelleşmesini sağlıyoruz. Bu okullar uzmanlaşmış meslek edindirme merkezi olarak görev yapacaklar. Örgün eğitim bittikten, saat beşten sonra, bu merkezlerde İş-Kur’un meslek edindirme kursları düzenlenecek. Güncel makineler, bilgisi güncellenmiş hocalarla bu eğitim verilecek.
Bugüne kadar yapılan meslek edindirme kurslarından farkı ne olacak?
BİÇERLİ: Bu kurslar o ilde yapılacak piyasa araştırmasına göre yani işverenin talebine göre açılacak. Ve TOBB’a bağlı firmalar büyük ölçüde istihdam garantisi verecekler. Ayrıca kursun 3 ayı teorikse, 3 ayı da staj şeklinde fabrikada makine başında pratik olarak olarak verilecek. Böylece işveren ya da personel sorumlusu, o esnada kursiyeri gözleme fırsatı bulacak. İşine yaradığını düşünene iş teklifinde bulunacak.
NE İŞ OLSA YAPARIM DEVRİ BİTTİ
Ne iş olsa yaparım abi, diyen iş bulamayacak mı?
BİÇERLİ: Hayır bu dönem kapandı. Mümkün olduğunca UMEM’LERE katılsınlar, beceri edinsinler. Becerileri varsa bunun aşınmamasına dikkat etsinler, yenilesinler. İş arama teknikleri konusunda İş-Kur’dan yardım alsınlar. İş arama teknikleri, CV hazırlama seminerlerine katılsınlar.
Anne babalara önerileriniz nedir?
BİÇERLİ: Ben anne babalara, genel müdür olarak değil, bir baba olarak şunu söylemek istiyorum: Çocuklarında bir tembellik gözlüyorlarsa bunu kırmaya çalışmalılar. Eskiden çocuklar ustaların yanına çırak verilirdi. Babam beni de 7-8 yaşımda berber çırağı vermişti. Böylece sabah bir işyerine gidip akşama kadar orada olmanın kültürünü, haftalık harçlık alma ve bunu kullanmayı öğrendim. Ne yazık ki yeni nesil bundan uzak yetişiyor. Varlıklı veya orta gelirli ailelerin çocukları üniversiteyi bitirene kadar bu şansı yakalayamıyorlar. Bu tür yaz çıraklıklarının faydalı olacağı kanaatindeyim. Bu, çocuklara sorumluluk aşılar. Bir de aileler bütçe kullanmayı, planlamayı çocuklarıyla birlikte yapmalılar. Çocuk ailenin bütçesi hakkında bilgi sahibi olmalı. Babasının neyi alıp neyi alamayacağını bilmeli. Beklentilerini ona göre revize etmeli.
Bir de aileler meslek seçiminde dominant değil ama başat rol oynamalı. Çocuklar hiçbir şeyi tam kavrayamadıkları bir yaştalar. Yanlış seçim yapabilirler. Çocuğun yeteneğini ölçerek doğru işe yönlendirmeliler. Gerekiyorsa MEB sitesinden, İş-Kur sitesinden ya da diğer internet sitelerinden yardım alabilirler.