Güncelleme Tarihi:
Özkan, yaptığı açıklamada, iş arayanlar ile iş verenler arasındaki bağlantıyı kurmak için temel problemleri de dikkate alarak çözüm yolları bulmaya çalıştıklarını söyledi.
Bütün ülkelerde genel işsizliğin iki katı kadar bir genç işsizlik mevcut olduğunu, Türkiye'de bunu çözmek için birçok program ve proje geliştirdiklerini ifade eden Özkan, 2012 yılından itibaren, "her işsizin bir danışmanı olacak" sloganıyla hareket ettiklerini vurguladı.
Özkan, ilk etapta bütün işsizlerin bir danışmanı olduğuna işaret ederek, şu an itibarıyla İŞKUR'da 3 bin 600 iş ve meslek danışmanlarıyla 81 ilde ve büyük ilçelerde yaygın vaziyette hizmet sürdürdüklerini anlattı.
İş ve meslek danışmanlarının, gençlerle bir araya gelerek onların kendilerini tanımalarına, kendi yeteneklerini ve yeterliliklerini bilmesine imkan sağladığını bildiren Özkan, "Daha sonra gençlerimiz eğer iş gücü piyasasının aradığı niteliklere sahip değilse İŞKUR olarak yaptığımız aktif iş gücü programları kapsamında gençlerimizin niteliklerini artırarak, iş gücü piyasasına kazandırmak istiyoruz." diye konuştu.
Özkan, İşbaşı Eğitim Programı'nın gençlerin tecrübe eksikliğini ortadan kaldırmaya yönelik bir çalışma olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
"Bugün gençlerimiz üniversiteden ya da okullarından mezun olduklarında, işverene gittiklerinde, iş görüşmesi esnasında kendilerine yöneltilen temel soru şu; 'tecrübeniz var mı?' Okuldan yeni mezun olmuş gencin tecrübesinin fazla olması tabii ki beklenemez. Bu programlarla bu açıklığı ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. Program kapsamında işverenler kendi yanlarında bir yıla kadar süreyle daha önce çalışmamış olan kişileri istihdam etme imkanına sahip oluyorlar. Bu süreç içerisinde de gençlerimiz işi öğreniyorlar, iş gücü piyasası, çalışma hayatı hakkında yeterli bilgiye sahip oluyorlar. İşverenlerimiz de gençlerimizi daha iyi tanıyorlar, yanında çalıştıracak insanları yakından tanıma imkanına sahip oluyorlar."
"İŞ KAZASI, MESLEK HASTALIĞI SİGORTA PRİMLERİ YATIRILIYOR"
Özkan, İşbaşı Eğitim Programı kapsamında çalışan katılımcılara günlük 54 lira olmak üzere bir ücret ödendiğini, ayda 26 gün çalışan birisinin bir asgari ücret düzeyinde ücret aldığını belirtti.
Bunun bir program olduğunu, bir çalışma olmadığını, emekliliğe yansıyan sigorta kollarının bu kapsamda yatırılmadığını anlatan Özkan, "Gerek genel sağlık sigortası gerekse iş kazası, meslek hastalığı sigorta primleri yine İŞKUR tarafından yatırılıyor. Bunun için bu programlar önemli. Mevcut itibarıyla işletmenin buradaki kullanabileceği hak, mevcut çalışanlarının yüzde 10'u ile sınırlı, yani 100 çalışanı olan bir kişiye biz yanına 10 kişi vererek iş tecrübelerinin artmasına imkan sağlıyoruz. Onun için gençlerimiz hiçbir zaman çekinmesinler, çünkü bu programlar aynı zamanda okullardaki staj programlarının yerine de geçiyor." şeklinde konuştu.
Özkan, Mesleki Eğitim kurslarının da gerek gençler gerek diğer işsizler açısından önemli olduğuna işaret ederek, "İş gücü piyasasında şunu çok sıklıkla görüyoruz. İş verenler işçi arıyor, işçiler ise iş arıyorlar. Fakat arada bir boşluk var, bir araya getirdiğimizde bu örtüşmüyor. Bunun temel sebeplerinden bir tanesi gençlerimizin nitelik eksikliği, yani herhangi bir mesleğe sahip olmamaları. Bu programlarla da biz gençlerimizi meslek sahibi yaparak iş gücü piyasasına katkı sunmayı arzu ediyoruz." ifadelerini kullandı.
"İnsanın kendini tanıması çok önemli"
Gençlere, Girişimcilik Eğitim Programları sayesinde kendi işlerini kurmaları için fırsat sağladıklarını belirten Özkan, bu eğitimlerin sonrasında KOSGEB'e müracaat eden gençlerin kendi işlerini kurduğunu, başlangıçta sıfır faizli kredi ya da düşük faizli kredi imkanı sağlandığını kaydetti.
Özkan, iş verenlerin engelli çalıştırma zorunluluğu olduğunu hatırlatarak, bu zorunluluğu yerine getirmeyen işverenlere ceza uygulandığını, bu cezaların İŞKUR bünyesinde oluşturulan fonda toplandığını, bu fonlarla 592 engellinin kendi işini kurduğunu bildirdi.
İşverenle iş arayan arasındaki eşleştirme yapamamanın en önemli hususlarından birisinin iş beğenmeme olduğunu kaydeden Özkan, şöyle konuştu:
"Maalesef iş beğenmeme hususu var. Fakat ben yine gençlerimizden, işsizlerimizden İŞKUR'a gelmelerini tavsiye ediyorum. İş beğenilmiyor ama kendi nitelikleri acaba istediği iş için yeterli mi, değil mi? İnsanın kendini tanıması çok önemli. Burada aslında meslek seçiminin çok önemi var. Başlangıç itibarıyla sıralardayken, daha ilköğretimden itibaren biz gençlere meslek seçimi hakkında gerekli bilgilendirmeyi yapabilirsek gelecekte daha doğru meslek seçimi ve daha mutlu bir hayat garantisi verilebilir. Onun için mutlu insanlar mutlu çalışırlar, mesleğini seven insanlar mesleğinde çok mutlu olurlar. 'Mutlu bir gelecek mutlu bir Türkiye' demektir. Önümüzdeki yeni büyük Türkiye açısından da gençlerimizin daha bilinçli meslek seçimi daha büyük önem arz etmekte."