Güncelleme Tarihi:
İskoçlar, milli içkileri viskinin atıklarından taşıtlarda kullanılabilecek biyoyakıt üretti.
Dünyada viski atığından yakıt üreten ilk şirket olan Celtic Renewables’ın hedefinde ticari üretim var. Petrol ürünlerinin doğrudan yerine geçebilecek biyoyakıtın ilk numunesini çıkaran şirketin prensibi: “Bir insanın çöpü, bir diğerinin hazinesidir.”
İskoçya, dünyaca ünlü İskoç viskisinin üretiminde oluşan atıklardan taşıtlarda kullanılabilecek biyoyakıt geliştirdi. Yakıtı geliştiren İskoçya merkezli Celtic Renewables’ın hedefi, gelecekte bu yakıtın akaryakıt istasyonlarında, pompalarda satılması. Eğer başarıya ulaşırlarsa, birkaç yıl sonra belki de depoları petrol yerine viski sayesinde doldurmak mümkün olacak. Yıllık 4.3 milyar sterlin (6.8 milyar dolar) cirosu olan İskoç malt viski sektörünün, yüksek miktarda yan ürün ve atık madde ortaya çıkardığına işaret eden Celtic Renewables kurucusu ve projenin lideri Prof. Martin Tangney, “Viski, damıtma işleminin sonucunda ortaya çıkan ürünün yalnızca yüzde 10’unu oluşturuyor. Biz geriye kalan iki başlıca yan ürünü toplayıp yakıta dönüştürüyoruz. Her yıl viski endüstrisi yaklaşık 750 bin ton zerrecik ve 2 milyar litre sıvı yan ürünü üretiyor. Şirketler için ise bu atıklar büyük sorun teşkil ediyor” şekline konuşuyor.
VİSKİDEN DEPOYA
İngiltere Ticaret ve Yatırım Ofisi’nin (UKTI), İskoçya’nın başkenti Edinburgh’a düzenlediği basın gezisinde viski atıklarından biyoyakıt üretimi tanıtıldı. Bilindiği üzere İskoçya, dünyanın en büyük viski üreticileri arasında yer alıyor ve İskoç viskisi tek başına İngiltere’nin gıda ve içecek ihracatının dörtte birini oluşturuyor. Lakin bilim adamlarının çalışmaları sonucunda viski artık sadece bardakları değil depoları da dolduracak. Viski üretiminin başka bir işe yaramayan atık maddelerinden normal otomobillerde kullanılabilecek biyobütanol adlı yeni bir biyoyakıt geliştiren Celtic Renewables’ın kurucusu Prof. Martin Tangney, “Son tüketici için ucuz bir yakıt, viski endüstrisi için ise atıklardan kurtulma yöntemi olacak” diyor. Tangney, Avrupa Birliği’nin, 2020 itibariyle toplam yakıt satışlarının yüzde 10’unu biyoyakıtların oluşturmasına yönelik direktifi olduğunu, yan ürün ve atıklardan elde edilen viski biyoyakıtının, diğer biyoyakıtlara göre daha sürdürülebilir olduğunu vurguluyor. Bazı şirketlerin biyoyakıt üretimi için bitki yetiştirdiğine, kendilerinin ise atık maddeler kullanarak yakıt üretimine yöneldiklerine işaret eden Tangney, yakıtın geliştirilmesinde önde gelen viski üreticileri ile işbirliği yaptıklarını anlatıyor.
İLK NUMUNE ÜRETİLDİ
BİYOBÜTANOLÜN ilk numunelerini üreten ve kısa bir süre önce meydana çıkaran Celtic Renewables’ın hedefinde ticari üretim var. İlk tanıtım tesisisin 2018’e kadar inşa edilmesi planlanıyor. Viski atıklarından yakıt üretimi, mısır ve şeker kamışından biyoyakıt üretimine benzerlik gösteriyor. Ne var ki İskoçya’da viski endüstrisi her yıl 3 milyon ton civarında atık üretirken, bunu biyoyakıta çevirmenin en mantıklı seçenek olduğu vurgulanıyor. Ayrıca mısır ve şeker kamışı gibi diğer biyoyakıt seçeneklerine kıyasla, viski yan ürünlerinin hemen hemen yıl boyunca üretildiği ve mevsimsel değişkenlik göstermediğine işaret ediliyor. Üretilen bu yakıt türü, uçak yakıtlarına ve arabalarda kullanılan benzine, diğer yeşil teknolojilerde olduğu gibi bir alternatif olma özelliği taşıyor.
VİSKİNİN YÜZDE 90’I İÇİLEMİYOR
İSKOÇ viskisinin başlıca üç maddesi su, maya ve tahıl (genellikle arpa). Ancak malt viski üretiminde, sıvının yaklaşık yüzde 90’ı içilemediği için bertaraf ediliyor. Kalan sıvı ve zerrecikler, ticari bir değer taşımadığı için de viski üreticileri için maliyet yaratıyor. Martin Tangney, enerji açısından bakıldığında bir yakıt üretici konumundayken, viski sektörü için ise bir atık yönetimi şirketi konumunda olduklarını anlatıyor. Diageo gibi büyük içki firmaları için bu atıklardan kurtulmanın maliyetinin her yıl 1 milyon Sterlin civarında olduğuna dikkat çeken Tangney, şimdiyse bu şirketlerin atıklarını paraya çevirebileceğini dile getiriyor.
KÖKLERİ 100 YIL ÖNCESİNE UZANIYOR
TANGNEY, “Kullandığımız teknoloji esasen 100 yıllık bir teknoloji. ABE (Aseton-bütanol-etanol) fermantasyonu olarak biliniyor. Patlayıcılarda kullanılan aseton, Birinci Dünya Savaşı’ndan İkinci Dünya Savaşı’nın sonuna kadar Birleşik Krallık tarafından geliştirildi. Fakat bu teknoloji petrokimya endüstrisinin ortaya çıkması ile petrokimya ile rekabet edemeyerek ortadan kayboldu” diyor.