Güncelleme Tarihi:
ULUSLARARASI danışmanlık ve denetim şirketi PwC Avrupa yönetim kurulu, Türkiye’de yatırımı olan Alman şirketlerle İstanbul’da bir araya geldi. Alman şirketleri dinledi, kendi yaptıklarını anlattı. PwC Türkiye Başkanı Haluk Yalçın, toplantıdan çıkan mesajlardan en önemlisinin Türkiye’nin ıskalanabilecek bir pazar olmadığı olduğunu vurgulayarak, “Politik yaklaşım ne olursa olsun ekonomi gerçeği ortaya çıkarıyor. Ve gerçek Türkiye çok önemli bir pazar, Avrupa ile doğu arasında sınır” dedi.
PwC Avrupa yöneticileri, Türkiye’deki en büyük 5 Alman şirketi Allianz, Borusan, Bosch, Mercedes ve Siemens’in üst düzey yöneticileriyle bir araya geldiler. Toplantı sonrasında ise PwC EMEA ve Küresel Yönetim Danışmanlığı Hizmetleri Lideri Holger Herbert, PwC Almanya Yönetim Kurulu üyesi, Operasyon ve Mali İşler Başkanı Harald Kayser, PwC Almanya Yönetim Kurulu üyesi Aile Şirketi Hizmetleri Lideri Peter Bartels, PwC Almanya EMEA Mevzuat ve Kamu İlişkileri Lideri André Brose ve PwC Türkiye Başkanı Haluk Yalçın Hürriyet’in sorularını yanıtladı.
Almanya ile Türkiye’nin ilişkilerindeki son dönemde yaşanan gerilim göz önüne alınınca oldukça önemli olan toplantıdan çıkan en önemli mesajı Yalçın, şöyle özetledi: “Bu toplantı Türkiye’nin ıskalanabilecek bir piyasa olmadığının tescilidir. Politik yaklaşım ne olursa olsun ekonomi gerçeği ortaya çıkarıyor. Türkiye ve Almanya birbirini tamamlayan iki ülke. Bunu bizimle aynı masayı paylaşan şirket katılımıcıları da teyit etti. Türkiye’nin Avrupa ile gücün gittiği doğu arasında önemli bir sınır teşkil ettiğini görüyoruz. Sorunlar her yerde var.”
TÜRKİYE’DE İŞ SAĞLIKLI
Holger Herbert ise Türkiye’nin hem kendisinin büyük bir pazar olarak fırsat sunduğunu hem de doğuya yönelik bir açılış fırsatı sağladığını vurguladı. Herbert, “Türkiye’ye strateji danışmanlığı yatırımına başladık. Ve Türkiye’de işin sağlıklı olduğunu düşünüyoruz. Politik sorunlar işe yansımıyor” dedi.
Harald Kayser de, Türk pazarına ilgi duymalarının beş sebebini şöyle anlattı: “İlk olarak Türkiye’de yatırım ve operasyonları süren pek çok Avrupalı müşterimiz var. İkincisi Türk ekonomisinin bazı türbülanslar yaşasa da iyi gittiğini düşünüyoruz. Üçüncü olarak coğrafi konumu itibariyle doğuya yönelik geçiş noktası. Dördüncü olarak kıta Avrupası olarak yetenekli insanlara ulaşmakta zorluk çekiyoruz, Türk pazarı iyi yetişmiş genç ve dinamik bir nüfusla bizim yetenek havuzumuzu oluşturuyor. Beşincisi ise dijitalleşme.”
André Brose, Brüksel’de bir çok bürokrat ve işadamıyla görüştüğünü vurgulayarak, “Bunlar birebir konuştuğumuzda Türkiye hakkında çok pozitifler” dedi. Peter Bartels de Türk aile şirketlerinde yürüttükleri projelerin geliştiğini vurguladı.