Güncelleme Tarihi:
İşleri büyük oranda İstanbul'dan yürüttüklerini ancak zeytinyağının işlenme sürecine büyük özen gösterdiklerini belirten Hammaş, "Şişelemeden pazarlamaya, dağıtımdan reklama kadar tüm aşamalarda işin içindeyiz" diyor.
"Zeytinlerimiz, Ayvalık'taki bahçelerimizden elle toplanıyor. Toplandığı gün sıkılıyor. Soğuk sıkım, enzim ve kimyasal yok, tamamen doğal" ifadesini kullanan Hammaş, butik üretimin avantajının daha itinalı bir üretim olduğuna dikkat çekiyor.
Aynı marka altında zeytinyağının yanı sıra zeytin ve sabun da ürettiklerini ancak şu an daha çok İstanbul'daki lokanta ve otellere satış yaptıklarını belirten Hammaş, amaçlarının bireysel tüketiciye inmek olduğunu söylüyor.
“HEDEFİMİZ HEM TÜRKİYE’YE HEM DE DÜNYAYA TANITMAK”
Şirketin kurucularından Soysal, Avrupa Birliği ve Tayvan'a ihracat yaptıklarını anlatarak, "Türk zeytinyağını doğru ambalaj ve kalitede dünyaya tanıtmak istiyoruz" diyor.
Belli dönemlerde düzenledikleri tadım aktiviteleriyle insanlara zeytinyağının farklı kullanım alanlarını gösterdiklerini ifade eden Soysal, "Zeytinyağı genellikle sadece yemekte ya da salatada kullanılıyor. Ama işin aslı öyle değil. Bu etkinliklerde insanlara zeytinyağının nelere iyi geldiğini anlatıyoruz" diye de ekliyor.
Türkiye'nin zeytinyağı üretiminde dünya genelinde ilk sıralarda olmasına karşın, tüketimde Yunanistan, İspanya ve İtalya gibi ülkelerin büyük farkla gerisinde olduğunu belirten Soysal, "Türkiye'de kaliteli bir zeytinyağımız var. İnsanların daha sağlıklı olmasını istiyoruz. Ortalama yaşam süresinin en uzun olduğu yerlerden Girit ve Okinawa'da benzer yağlar kullanılıyor" ifadesini kullanıyor.
EĞİTİMİNİ DE ALACAKLAR
İstanbul'daki mutfak okullarıyla işbirliği yaptıklarını söyleyen Zerenoğlu ise zeytinyağı işinin İtalya ve İspanya'da eğitimini almak istediklerini sözlerine ekliyor.
Ekip olarak ortak noktalarını, "inandığımız, güvendiğimiz insanlarla olmak ve kendi işimizi yapmak" diye tanımlayan Zerenoğlu; insanların zeytin ağaçlarına neden değer vermesi gerektiğini şu sözlerle aktarıyor:
"Zeytini, zeytinyağını seviyoruz. Çünkü bir zeytin ağacı ortalama 400 sene meyve veriyor. 500-600 sene yaşıyor. Bu kadar özel bir ağacın değerini bilmemiz gerektiğini düşünüyorum."
“DAHA AZ KAZANIYORUZ AMA…”
Kısa vadede amaçlarına ulaştıklarını ancak önlerinde uzun bir yol olduğunun bilincinde hareket ettiklerini belirten şirketin kurucu ortakları, eski işlerinde daha fazla para kazandıklarını belirtiyorlar.
Purde, "Maddi kazanç tabii ki önemli. Ama bir yandan da deneyim kazanıyoruz. Marka yaratmak kolay değil. Şu an marka olarak büyümeye çalışıyoruz. Bu işten keyif alıyoruz ve bekleme sürecindeyiz. Acele etmemek lazım. Kendimize minimum üç yıl süre verdik" diyor.
Cengiz Özbek