İşe başladıktan iki hafta sonra iş kazası geçirdi
Güncelleme Tarihi:
Harun Ücün (21), bir peyzaj şirketinde işe girdikten 2 hafta sonra iş kazası geçirdi. Ücün’ün sol eli, ağırlığı 300 kilogramı bulan dev bir saksının altında kaldı ve parmağı koptu. Ücün, iddiaya göre, şantiyeye yakın özel bir hastane yerine devlet hastanesine götürüldü. 5 hastane dolaştırılan Ücün, kazadan 8 saat sonra ameliyata alındı. Ücün, işverenin sorumluluğunu yerine getirmediği gerekçesi ile 101 bin TL’lik tazminat davası açtı. Davalı peyzaj şirketi adına yapılan savunmada ise, kazanın, Ücün’ün kusuru nedeni ile yaşandığı savunuldu.
İŞE BAŞLADIKTAN 2 HAFTA SONRA
Harun Ücün, 15 Temmuz 2015 günü Karaoğlu Peyzaj Mimarlık Müh. Tic. Ltd. şirketinde işe başladı. Ücün, işveren konumdaki T. İnşaat San. A.Ş’nin Ataşehir Kozyatağı’nda bulunan bir plaza inşaatında çalışıyordu. Ücün’ün yaşadığı kaza ise 8 Ağustos günü yaşandı. Anılan gün saat 11:00 sıralarında meydana gelen olay, büyük bir saksının taşınması sırasında yaşandı.
ELLERİ DEV SAKSININ ALTINDA KALDI
Ağırlığı 250-300 kilogram olan büyük bir saksıyı 5-6 işçi taşımaya başladı. Saksının yere bırakılması esnasında Ücün’ün iki eli de saksının altında kaldı. Ücün’ün sol elinde bir parmağı koptu, iki parmağı da ciddi zarar gördü. Ücün olaydan hemen sonra şantiye şefi A.Y. tarafından hastaneye götürüldü. Ancak, Ücün’ün avukatı İbrahim Aycan’ın İstanbul Anadolu İş Mahkemesinde açtığı dava dilekçesine göre, Ücün özel bir hastane yerine devlet hastanesine götürüldü.
DOKTORLAR: ÇOK GEÇ KALINDI
Sırası ile 5 hastane gezdirilen Ücün en son Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’ne götürüldü. Ücün’e ilk müdahaleyi yapan doktorlar çok geç kalındığını, ilk 5 saate ameliyata alınması halinde başarılı bir sonucun alınabileceğini söyledi. Ücün, anılan hastanede saat 19:00’da ameliyata alındı sabah saat 06:00’da ameliyattan çıktı. Kaza sonrası ruh sağlığı bozulduğu belirtilen Ücün bir aylık izin sonrasında yeniden işe döndü. Ancak Ücün 29 Aralık 2015’te işten çıktı. Ücün, 17 Mart 2016’da yeniden aynı şirkette işe başladı. Ancak 4 Ocak 2017’de Ücün işyerinde bir kez daha kaza geçirdi ve bir gün sonra işten çıkarıldı.
SAATLERCE DOLAŞTIRILDI
Dava dilekçesinde, Ücün’ün özel bir hastane yerinde saatlerce hastane- hastane dolaştırıldığı savunularak iş verenin sorumluluğunu yerine getirmediği öne sürüldü. Dilekçede ayrıca, Ücün’ün tedavi giderlerinin tamamının da karşılanmadığı belirtilerek, meydana gelen kaza sonrası başka bir iş de bulamayacağı kaydedildi.
‘HASTANE ODASINDA BASKI’ İDDİASI
Dilekçede şirket yetkilisi U. T.’nin de, Ücün’ün tedavi gördüğü hastaneye giderek, şikayetçi olmaması için baskı kurduğu öne sürüldü. Dava dilekçesinde, hem işveren T. İnşaat şirketinin hem de Karaoğlu Peyzaj Mimarlık şirketinin sorumlu olduğu vurgulanarak 1000 TL maddi 100 bin TL de manevi tazminat ödemeleri talep edildi.
ŞİRKET AVUKATI: KENDİ KUSURU
Peyzaj şirketi adına mahkemeye savunmasını sunan avukat Fatoş Kılıç ise, müvekkili şirkete yöneltilen suçlamaların gerçeği yansıtmadığı kaydedildi. Dilekçede Üncü için yapılaması gereken her işlemin yapıldığı öne sürülerek, oluşan kaza için ise “Kendi kusuru” yorumunda bulunuldu. Dilekçede, Ücün’ün olay günü eldiven kullanmadığı belirtilerek, “Müvekkil şirket adına tüm yükümlülükler yerine getirildi” denildi.
Davanın Son duruşması 6 Eylül'de yapıldı. Mahkeme, davalı şirketlerin tanıklarının bildirilmesi yanı sar sigorta şirketine bildirimde bulunulmasına karar verdi. Davanı bir sonraki duruşması ise 23 Ocak'ta yapılacak.
'TEDAVİ MASRAFLARI DAHİ DÜŞÜNÜLMÜŞ'
Davaya ilişkin konuşan Harun Ücün'ün Avukatı Sıla Doğan "Müvekkil, henüz 19 yaşında iken bu acı olayı yaşadı. Mevzuatlar uyarınca işçilerin sağlığını korumak iş verenin yükümlüğü altında. Müvekkil, işverenin sorumsuz davranışları sebebiyle iş kazası geçirdi; parmaklarını kaybetti ve telafisi imkansız hale gelen sonuçlar doğdu. Kaza sonucunda da Harun Bey'in tedavisi için devlet hastaneleri tek tek gezilmiş. Tedavi masraflarından dahi kısmaya gidilmesi düşünülmüş. Kan kaybeden müvekkil özel hastaneye götürülmek yerine tüm şehir adete gezdirilmiş. Bu nedenle müvekkil hem psikolojik hem de vakit kaybedilmesi nedeniyle telafisi imkansız fiziksel zararlara uğratıldı. Günümüzde, bir çok işyerinde işçiye değer verilmediğini görebiliyoruz. Bu anlayışın kırılması ve bu tür acı olayların bir daha yaşanmaması, başta işveren olmak üzere hemen herkesin sorumluluğu” dedi.