Güncelleme Tarihi:
Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, kıdem tazminatı konusunda duruşlarının çok net olduğunu söyledi. Atalay, “Bir hak kaybını kabul etmemiz mümkün olamaz. Kıdem tazminatı hepimizin hayat boyu yaptığı tek birikim. Kızımızın çeyiz, oğlumuzun düğün parası. Kıdem tazminatımız olmazsa, dikili ağacımız da olmaz” dedi. Bu nedenle kıdem tazminatında geriye gidiş niteliğinde hiçbir uygulamaya göz yummayacaklarını kaydeden Atalay şöyle devam etti: “Kıdem tazminatının 30 gün üzerinden hesaplanması vazgeçemeyeceğiz bir husus. Bir de açıklanan zorunlu bireysel emeklilik, sosyal güvenlik reformu gibi kavramlar acaba çalışanlara dönük ‘ne tür maliyetler gelecek’ sorusunu akla getiriyor. Fatura çalışana, garip-gurabaya çıkarılmasın. Reform çalışana haram olmasın.”
EKSİKLİK GİDERİLSİN
Hak-İş Başkanı Mahmut Arslan da, kıdem tazminatı konusunda düzenleme yapılmasına itiraz etmeyeceklerini, ancak kazanılmış haklara dokunulmasını istemediklerini açıkladı. Arslan, “Biz kıdem tazminatı mevzuatının yetersiz olduğunu düşünüyoruz. Özel sektörde çalışanlar erişim ve almakta ciddi zorluklar yaşıyor. Yeni bir mevzuat gerekiyor. Bunun nasıl olacağını oturur, konuşuruz. Ama biz işçi lehine olan mevcut hakların geriye götürülmesinde yok. Mevcut haklar daha iyi iyileştirilir ona bakıyoruz. Bir de zorunlu bireysel emeklilikten bahsediliyor. Benim anlamadığım 2020 lira alan bir işçi, neden tasarruf edecek? Zorunlulukla yapılacak bir düzenlemeye karşı olacağımızı daha önce de dile getirmiştik” açıklamasını yaptı.
KAPANMIŞ BİR TARTIŞMA
DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu ise kıdem tazminatı tartışmasının yeniden açılmamasını istedi. Çerkezoğlu açıklamasında, “Fon, çok temel bir iş güvencesi dayanağımızı kaybetmek demektir, ekonomik kriz koşullarında daha fazla işsizlik demektir. Fon, kıdem tazminatının miktarının düşmesi demektir. Bireysel emeklilik sisteminin zorunlu hale gelmesi, reel olarak ücretlerin bu kadar gerilediği bir süreçte zorunlu olarak bu kesintilerin yapılması kabul edilemez. Bu çok açıkça işçiden kesip işverenlere kaynak aktarmaktır. Kriz koşullarında korunması gereken işçilerdir” ifadelerini kullandı.