Güncelleme Tarihi:
Başbakan Davutoğlu, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili önemli çalışmalar yaptıklarını, Sosyal Güvenlik Reformu’nu hayata geçirdiklerini söyledi. Başbakan Davutoğlu İş Güvenlik Paketi’ni bu hafta Meclis’e vereceklerini söyledi.
Davutoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
İŞTE YENİ PAKET
1- Çok tehlikeli işlerde çalışan 2 milyon 700 bin çalışanımıza mesleki yeterlilik belgesi alma zorunluluğu getireceğiz. Bundan sonra inşaat işçisi diye, amele diye bir kavram yok. İşçilerimizin profesyonel olarak yaptıkları işle ilgili mesleki formasyonu, sertifikası olacak.
2- Üniversite ve meslek yüksek okullarına zorunlu iş sağlığı ve güvenliği dersi getirilecek
3- Yapı denetim firmalarına iş sağlığı ve güvenliği konusunda sorumluluk getirilecek.
4- İnşaatlarda şantiye şefine iş güvenliği uzmanı olma şartı getirilecek
5- Yaptırımlarda ödül-ceza dengesi getireceğiz, iş kazası olmayan iş yerlerini ödüllendireceğiz. Örneğin çok tehlikeli iş kategorisindeki bir firmada 3 yıl içinde iş kazası yoksa, işsizlik primini yüzde 2 değil yüzde 1 olarak tahsil edeceğiz. Ancak ölümlü iş kazası meydana gelen bir iş yerinde yüzde 2 değil yüzde 3 olacak.
6- İdari para cezalarında ciddi artışlar getireceğiz.
CHP’ Lİ GÖK: İKTİDAR SAMİMİ DEĞİL
CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı yeni iş güvenliği paketini değerlendirdi. Gök, “Ben genel anlamda değerlendirmek isterim. İktidar samimi değil. İktidar 12 yıldır Türkiye’yi yönetiyor ve bu tür olaylar 12 yıldan beri oluyor. Herkeste neler yapılması gerektiğini çok önceden beri yüksek sesle ifade ediyor. İLO sözleşmesinin uygulamalarını Türkiye’de gerçekleştirme şansımız var mı yok mu? İktidar bundan neden kaçıyor. İLO sözleşmelerini niye uygulamıyoruz. Bunu Türkiye’de uyguladığınız zaman çok ciddi değişiklikler olacak. İktidar günü kurtarmak çerçevesinde sıkışmış vaziyette, Ermenek’teki 16 işçimizin daha akıbetlerini bilmiyoruz ve ümitlerimizin azaldığı bir dönemde daha işçilerimize ulaşmayı beceremeyen bir iktidarın şu anda getirmekte olduğu tedbirlerin kalıcı tedbirler olmadığı ortadadır. Biz elbette işçiden yana, iş güvenliğinden yana olan her türlü çabaya destek veririz ama bununda sağlıklı ve güvenilir iktidar eliyle yapılabileceğini biliyoruz. İşçinin her zaman karşısında olan, sendikasızlaşmayı teşvik eden ve işverenle iç içe olup denetimleri haberli olarak yapan bir iktidarın ne maden ocaklarını, nede başka yerlerdeki iş yerlerini denetlemekten bahsetmesi söz konusu değildir. Bu iş cinayetlerin birinci siyasal sorumlusu iktidardır. Bu iktidar bir kere ölümlerin, kazaların cinayetlerin hesaplarını verecektir ki ondan sonra ortaya çıkıp konuşma hakkını kendisinde bulacaktır.”
7- Kimse üretim zorlamasında bulunamayacak.
8- Rödovans sözleşmelerini 15 yıldan az olmayacak şekilde yapacağız.
9- Kamuda rödövans olacak ama bütünüyle başka işverene devredilemeyecek. Özel sektörde rödovans olmayacak
10- Acil durdurma halleri müfettiş insiyatifine bırakılmadan karar alınacak.
11- İşveren ölümlü iş kazasında kusurlu bulunursa ceza kanununda yer alan cezaya ilaven 2 yıl kamu ihalelerinden men edilecek.
12 - Yer altı planlarının üç boyutlu hazırlanması zorunlu olacak.
13- Kamu ihalelerinde iş sağlığı ve güvenliğine yönelik bir kalem olacak
14- Standartlara uygun kişisel donanım sağlamayan iş verene idari para cezası verilecek
15- Madenler iki yoldan yer üstüne bağlanacak
16- Maden çalışmalarında her aşama elektronik ortamda kaydedilecek. Bilgiler bilgisayara işlenecek. Aynı anda Enerji Bakanlığı 'nda bilgiler geçilecek. An be an durumu takip edebilecek.
17- Maden ve inşaat sektöründe iş sağlığı tegftişleri görüntülü ve fotoğraflı olacak. Müfettişler bizzat görüntüleyecek. Acil durumlarda çıkış için fosforlu hayat hattı yapılacak.
18- Yılda 1 olan acil durum plan ve tatbikatlarının 6 ayda bir yapılacak. Tatbikat yapılıp bildirimle yetinilmeyecek. Sadece madenlerdeki şikayetleri değerlendirmek için ayrı bir hat kurulacak.
19- Madenlerdeki iş güvenliğine yönelik tedbirler ise şöyle:
* Maden şirketleri geçiş sürecinde çalışanlarına hayat sigortası yapacak. Tüm madenlerde bu sisteme geçmeyi düşünüyoruz.
* Maden sahalarının denetimi ve faaliyetlerinin izlenmesi bağımsız kuruluşlar tarafından yapılması sağlanacak.
* Ruhsat sahiplerinden toplanan harç bedellerini ruhsat bedeli altında tek kalemde toplanacak. Çeşitli bakanlıkların ayrı bedelleri alınca bürokratik işler artıyor. Bunları tek bir ruhsat bedeli adı altında tek kalemde toplayacağız.
* Ruhsat bedelinin bir kısmını faaliyeti biten ve devam eden madenlerin rehabilitasyonu için kullanacağız.
* Küçük işletmelere devlet katkısı konusunda kolaylık sağlanacak.
* Maden arama çalışmaları için teşvik mekanizmaları oluştaracağız. Milli arama kapasitemiz zayıf. Maden arama konusunda arama şirketlerinin ve milli kapasitenin artırılmasına çalışacağız. Yurtdışında arama yapan kuruluşların da teşviklerini artıracağız.
* Maden işletmelerinde görev alacak teknik personelin niteliklerine yönelik eğitimler yapılacak.
* Ruhsat harçları madenin büyüklüğüne göre yeniden değerlendirilecek
* Madenin değeri borsadaki iniş çıkışa ve uluslararası piyasadaki değere göre belirlenecek
* Maden arama çalışmaları için keşif mekanizmaları oluşturulacak
* Maden işletme ruhsatı verirken mali yeterlilik şartı getirilecek
* Maden işletme projelerinin yüksek standartlarda hazırlanması için gerekli düzenlemeleri yapacağız
"SAMİMİYSE GENELGEYİ İPTAL EDEREK İŞE BAŞLASIN"
Başbakan Davutoğlu'nun açıkladığı iş güvenliği paketini değerlendiren CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, "Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı yeni iş güvenliği paketi, ilk bakışta iş güvenliği konusunda kapsamlı önlemler alındığı izlenimi veriyor. Ancak kâğıt üzerinde getirilen önlemlerin içeriği değil, uygulamasındaki kararlılık önem taşıyor. Davutoğlu, getirdikleri önlemlerin “mükemmelliğine” vurgu yaparak, neredeyse iş kazalarında sorumluluğu işçiye yüklüyor" dedi.
Oran, "Öncelikle bu hükümetin, Davutoğlu’nun samimiyet testinden geçmesi gerekmektedir. Testin birinci maddesi de 16.06.2012 tarih ve 28325 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 2012/15 sayılı Başbakanlık genelgesidir. Selefi Recep Tayyip Erdoğan’ın getirdiği ve tüm maden izinlerini kendisine, Başbakana bağlayan genelgesi halen yürürlüktedir. Bir başbakan nasıl olur da binlerce maden ruhsatı başvurusunu tek tek kendisi inceler, devlet mekanizması, Enerji Bakanlığı niye var? Başbakan Davutoğlu da selefinin yolundan yürümektedir. Ekonomik ve Sosyal Konseyi (ESK) referandumla anayasal kurum haline getirmelerine rağmen halen altını oyup iyice zayıflatıyorlar. İş güvenliği paketi, reformu gibi iddialı bir sunum yapılıyor ama bu konu ESK ile istişare edildi mi acaba, hiç sanmıyorum! Anayasaya saygılı olup ESK’yı acilen bu çalışmaya dahil etmeleri gerekmektedir. Eğer hükümet samimiyse neden “Hemen bugün taşeron sistemini kaldırıyoruz” diyemiyor? Bütün sendikalar bundan yakınmıyor mu, iş güvencesi olmayan insanın iş güvenliği nasıl olacak?" diye konuştu.
"ILO SÖZLEŞMELERİ BEKLİYOR"
23 yıldır TBMM’ye gelmeyi bekleyen Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) 167 ve 176 sayılı maden ve inşaat işleri güvenlik sözleşmelerinin TBMM Genel Kurulu’nda da 15 gündür beklediğini belirten Umut Oran, şöyle devam etti:
"Maden sektöründe taraflar ve tüm veriler sendika varsa iş kazalarının yok denecek kadar azaldığını ortaya koyuyor. Neden hemen bugün özellikle maden sektöründe sendikayı zorunlu kılmıyoruz, iş güvenliği seferberliği başlatmıyoruz! Davutoğlu, tehlikeli işlerde çalışan 2.7 milyon çalışana “mesleki yeterlilik belgesi” alma zorunluluğu getireceklerini söylüyor. İşçilerin mesleki yeterlilik belgesi alması ile iş güvenliğine kavuşturulacağı iddiası gerçekçi değil. Çünkü Türkiye’de bu işler adet yerini bulsun kabilinde yapılıyor, işçiler yeterli bir eğitimden geçirilmeden bu tür belgeler veriliyor. Bu uygulamanın amacına uygun hale getirilmesi şart… Davutoğlu devletin hiçbir sorumluluğunun, suçunun olmadığını nasıl söyleyebilir, ortada bir denetimsizlik sorunu varsa bunun sorumluluğu kamunundur, devletindir, hükümetindir, ilgili bakanındır. Kağıt üzerinde düzenleme yapmak artık yetmiyor, bunun anlaşılması için daha kaç kurban verilmesi lazım? Soma, asansör, Ermenek gibi facialar üzerine, yaklaşan genel seçimi de düşünerek, şimdi 12 yılın ardından bir paket açıklayarak sorunu çözdüğünü ilan ediyor. Açıklanan paket, son dönemlerde art arda yaşanan iş cinayetleri üzerine sıkışan hükümetin, kamuoyunda büyüyen tepkiyi yatıştırmaya yönelik bir girişimi izlenimi veriyor. Davutoğlu ve kabinesine 12 yıldır hükümette olduklarını bir kez daha hatırlatır, artık biraz samimi olun çağrısı yapmak isterim."