Güncelleme Tarihi:
TİKAD Başkanı Nilüfer Bulut, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından bugün açıklanan yapısal reform paketi, ile ilgili olarak,
Bulut şu açıklamayı yaptı:
"Diğer yandan reel sektörün can suyunu sağlayan finans sektöründe atılacak adımlar, bankacılık, sigortacılık sektörlerinin güçlendirilmesine yönelik yapılacağı ifade edilen düzenlemeler de Türkiye’nin son dönemde karşı karşıya kaldığı zorlukların aşılması adına somut adımlar olarak görülmektedir. Özellikle ucuz kaynak yaratacak bireysel emeklilik ve kıdem tazminatına ilişkin atılacak adımlar iş dünyasının ve finans sektörünün daha etkin çalışmasının önünü açacaktır. Açıklanan reform paketi içinde ifade edilen yeni vergi mimarisinde kurumlar vergisinde yapılacak düzeltmeler de iş dünyası açısından hayati öneme sahip olacaktır.
Reform paketinin geniş kapsamlı bir şekilde planlanması, Türkiye ekonomisinin tüm ihtiyaç alanlarına yönelik tespit ve çözüm önerileri getiriyor olması, makro ve mikro ölçekli bütüncül yaklaşımı bundan sonraki süreç için iş dünyası olarak umudumuzu arttırmaktadır.
Türkiye’nin içinden geçtiği bu ekonomik süreçte Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Berat Albayrak’ın Yeni Ekonomik Program (YEP) kapsamında ortaya koyduğu yol haritasının sıkı bir şekilde takibinin ülkemizi ve milletimizi refaha ulaştıracağına inancımız tamdır."
"REFORMİST AKLIN YANSIMASI"
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, yapısal dönüşüm adımlarının reformist bir aklın yansıması olduğunu belirtti.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın açıkladığı "Yeni Ekonomi Programı Yapısal Dönüşüm Adımları 2019"a ilişkin değerlendirmede bulunan Avdagiç, "Reform paketi, ekonomi yönetiminin Türkiye’nin değişim ve dönüşüm sürecini, reformist bir akılla yönetmek istediğini açıkça ortaya koyuyor. Yapısal Dönüşüm Adımları, reformist bir aklın yansımasıydı." ifadelerini kullandı.
Avdagiç, programın reel sektörün beklentilerini karşılayan ekonominin temellerini güçlendiren nitelikte olduğunu kaydetti. Çok önemli birinci adım atıldığına ve reform başlıklarının belirlendiğine dikkati çeken Avdagiç, şu anda kararlı ve etkin şekilde bu başlıkların hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.
Avdagiç, paketin kredibilitesini uygulamadaki başarısının belirleyeceğini dile getirerek, bunun için de görevin ekonomi yönetimi, özel sektör ve ekonominin diğer tüm paydaşlarına eşit oranda düştüğünü aktardı.
Reform paketinin; finansal sektöre destek, ihracat ve üretim odaklı kredi arzı, kurumlar vergisinin kademeli düşürülmesi, enflasyonla mücadeleye yönelik tarımda milli birlik projesi gibi ciddi bir açılım ortaya koyduğunu belirten Avdagiç, ortaya konulan programın Türkiye’nin meydan okuması gereken başta dışa bağımlılıkların azaltılması olmak üzere, temel sorunlarını aşıp, çıtayı yükseltmesini sağlaması için bir fırsat olduğunu vurguladı.
"Yeni Ekonomi Programı Yapısal Dönüşüm Adımları 2019" un piyasa dışı yaklaşımlara prim vermeden, aksine içeride ve dışarıda piyasalara ve ekonominin aktörlerine güven veren, dolayısıyla ekonomiyi ve hayatı normalleştiren bir politika setine işaret ettiğini vurgulayan Avdagiç, "Açıklanan reform programının her bir maddesi, ekonomimize ikinci bir ivme kazandırmamız için önemlidir. Biliyoruz ki Türkiye, üretim artışını, katma değer oluşturmasını, yenilikçi tarafını ancak ve ancak ‘teknoloji üreterek’ geliştirebilecektir. Uzun süredir içinde bulunduğumuz orta gelirden üst gelir seviyesine çıkışımız, ancak böylesine reformist bir dönem yaşamamızla mümkün olacak." değerlendirmesinde bulundu.
"EKONOMİMİZİ GELİŞTİRİP, GÜÇLENDİRECEKTİR"
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklanan "Yeni Ekonomi Programı Yapısal Dönüşüm Adımları 2019"a ilişkin, "Paket, ayakları yere basan, uygulanabilir, etkili, yapısal sorunlara reçete içeren etkili bir pakettir. Yapısal dönüşüm adımları ekonomimizi geliştirip, güçlendirecektir." ifadesini kullandı.
Baran, yaptığı yazılı açıklamada, yeni ekonomi programının, disiplin, dengelenme ve değişim olmak üzere üç ayak üzerine kurulduğunu belirterek, değişim döneminin yapısal reformlarla gerçekleştirilecek olmasının önemine işaret etti.
Türkiye'nin üretim ve vergilendirme alanlarında da reforma ihtiyaç duyduğunu bildiren Baran, Kurumlar Vergisi'nin kademeli olarak düşürülecek olmasından duyduğu memnuniyeti ifade etti.
Baran, kıdem tazminatı konusunun da çözüm beklediğini belirterek, "Kıdem tazminatı bu haliyle ne işçiyi ne de işvereni memnun ediyor. İş barışına hizmet etmediği gibi mahkemelerdeki iş yükünün artmasına da neden oluyor. Kıdem tazminatının Bireysel Emeklilik Sistemi ile entegre değerlendirilmesi çok önemli bir gelişmedir. Bu süreçte kıdem tazminatı şartlarıyla tazminata esas çalışma süresi de yeniden ele alınmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
"DÖNÜŞÜM ADIMLARI PAKETİ KABUK DEĞİŞİMİNİN İLK SAFHASI"
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, Dönüşüm Adımları Paketi'nin Türkiye'nin ihtiyacı olan kabuk değişiminin ilk safhası olduğunu belirtti.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın açıkladığı "Yeni Ekonomi Programı Yapısal Dönüşüm Adımları 2019" a ilişkin değerlendirmede bulunan Kaan, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklanan YEP kapsamındaki Yapısal Dönüşüm Adımları paketinin Türkiye'nin ekonomik hayatı için güzel gelişmelere vesile olmasının en büyük temennileri olduğunu belirtti.
Yeni Ekonomi Paketi başta olmak üzere, ağustos ayından itibaren hazırlanan ekonomik tedbir ve reform çalışmalarının, MÜSİAD'ın içinde aktif olarak bulunduğu, iş dünyası temsilcileri ile istişareler ekseninde hazırlanmış olmasının çoğulcu yönetim anlayışının hayata geçirilmesi adına oldukça önemli ve kritik bir yöntem olduğunu aktaran Kaan, bu husustaki tercihlerinden ve hassasiyetlerinden ötürü ekonomi yönetimine teşekkürlerini sunduğunu bildirdi.
Kaan, MÜSİAD olarak sıklıkla dile getirdikleri kalemlerin bu pakette yer almış olmasının kendilerini memnun ettiğini ve ulusal refaha katkı sağlamak adına "Meselesi Türkiye" olan her kesimin beraberlik duygusu içinde nasıl kenetlenebileceğini bir kez daha gösterdiğini aktardı.
Kaan, "4,5 yıl sürecek seçimsiz yönetim döneminde açıklanan Dönüşüm Adımları Paketi'nin,Türkiye'nin ihtiyacı olan kabuk değişiminin ilk safhası ve yeni hikayemizin ilk adımı olarak hepimize hayırlar getirmesini dileriz." değerlendirmesinde bulundu.
BEKLENTİLERİ KARŞILAYAN ARGÜMANLAR
Tüm Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜMSİAD) Başkanı Yaşar Doğan, "31 Mart yerel seçimler sonrası da ilk değerlendirmemizi yaptığımızda önümüzde 4,5 yıl seçimsiz bir dönem olduğunu, bu yeni döneme 'ekonomik gelişim süreci' adını verdiğimizi belirtmiştik. Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Berat Albayrak da bu yönde önemli açıklamalar yaptı. Açıklanan reform paketi Türkiye ekonomisinin 2019'daki rotasını gösteriyor ve iş dünyasının beklentilerini karşılayan argümanlardan oluşuyor." ifadelerini kullandı.
Pakette; finansal sektörler, tasarruf, üretim, enflasyonla mücadele, mili tarım politikası gibi Türkiye ekonomisini güçlendirecek başlıklar olduğunu vurgulayan Doğan, ekonomik yapısal dönüşüm adına tasarruf, üretim, ihracat, enflasyonla mücadele ve milli politikaların hayati önem taşıdığını kaydetti.
Doğan, "Türkiye'nin önceliği ekonomi reformuydu ve şu anda hükümetimizin yaptığı çalışmalar da ekonomi alanında yapılacak reformların süreceğini gösteriyor. Türkiye milli üretimle, ihracatla ve ekonomide oluşacak olumlu hava ile daha güçlü temellere oturacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
UMUT VERİCİ ADIMLAR
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan da "Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Berat Albayrak tarafından bugün açıklanan Yapısal Dönüşüm Adımları, hep savunduğumuz Türkiye’nin artık üretim ekonomisine yönelik yeni adımlar atması açısından bize umut vermiştir." ifadelerini kullandı.
Sanayi için çok önemli ve değerli buldukları konuların başında, özellikle finans kesimini rahatlatacak, temel sorunlarının azaltılmasına yönelik alınan kararların geldiğini dile getiren Bahçıvan, şunları kaydetti:
"Bankacılık kesiminin kaynak kalitesini artırmaya yönelik düşüncelerin, reel sektör açısından kredi arzını artıracağını ümit ediyoruz. İstanbul Sanayi Odası olarak yıllardır, uzun vadeli tasarrufları güçlendirmek adına yapılacak en önemli hamlelerden birinin de kıdem tazminatı reformu olduğunu dile getiriyoruz. Bu nedenle, Yapısal Dönüşüm Adımları kapsamında kıdem tazminatının da reforma tabii tutulacak olmasını, Türkiye’nin en büyük ihtiyacı olan uzun vadeli fon birikimine güçlü bir katkı sağlayacağı için çok anlamlı ve değerli buluyoruz.
Özellikle geçici vergiyle ilgili getirilecek yeni uygulamalar, sanayicimizin ve üretim hayatımızın finansman kalitesini bir nebze de olsa rahatlatacaktır. Sanayimizde yerlileşme programının, özellikle orta ve yüksek teknolojiye önem verilerek daha inovatif bir bakış açısıyla desteklenecek olmasını da uzun vadeli nitelikli büyümeye katkı sunması açısından çok önemli bulduğumuzu özellikle ifade etmek isterim. Programda, geleceğimiz adına üzerinde titrenmesi gerektiğini her platforma dile getirdiğimiz eğitimin de yer bulması çok değerlidir. Sanayiciler olarak bu alanda atılacak adımları, eğitim çalışma ve hedeflerimize yönelik katkıda bulunulmasını önemli buluyorum."
"TAKVİMLENDİRİLMİŞ REÇETE BİZE GÖRE"
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu Başkanı (DEİK) Nail Olpak, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklanan Yeni Ekonomik Program Yapısal Dönüşüm Adımları ile ilgili yazılı bir değerlendirme yaptı.
Olpak değerlendirmesinde şunları kaydetti:
"31 Mart yerel seçimleri sonrası 4,5 yıllık seçimsiz zamanın, YEP çerçevesinde planlanan tüm ekonomik reformların adım adım hayata geçeceği stratejik önemi yüksek bir dönem olacağını dile getirmiştik. Nitekim Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Berat Albayrak da bu yılın sonuna kadar atılacak adımları açıkladı. Açıklanan adımlar, ülkemizin ekonomideki temel sorunlarının tespitinin doğru yapıldığını ve ülkemizin ihtiyaçlarına özel bir reçete çalışıldığını gösteriyor. Bununla birlikte, bu süreci kendi tedavilerimizi geliştireceğimiz ve daha sağlıklı ilerleyeceğimiz bir dönem olarak da değerlendirmek gerekiyor. Ayrıca, iş dünyası olarak, bu adımların yılsonuna kadar takviminin açıklanmasını önemsiyoruz.
Bu çerçevede;
Finans sektörü kapsamında; banka sermayelerin güçlendirilmesi, aktif kalitesinin artırılması, BES ve kıdem tazminatı fonunun hayata geçirilmesi, ihracat ve üretim odaklı kredi arzı, reel sektörde mali şeffaflığın artırılması ve kurumsal yönetim standartlarının yükseltilmesi,
Enflasyonla mücadele kapsamında; Tarımda Milli Birlik Projesi ile üretici ve tüketici arasında değer zincirinin sağlanması ve özellikle gıda enflasyonu ile mücadele, SERA A.Ş., küçükbaş hayvancılık, hal yasası ve gıda regülasyonu,
Bütçe disiplini kapsamında; tasarrufların devamlılığının sağlanması, sıkı maliye politikasının sürmesi,
Vergi dönüşümü kapsamında; yeni vergi mimarisiyle vergi adaleti sağlanması ve verginin tabana yayılması, kurumlar vergisinin kademeli olarak düşürülmesi ile kayıt dışıyla mücadele ve mükellef haklarının korunması.
Bu başlıklar, ülkemizin kırılganlıklarını ortadan kaldıracak ve yabancı yatırımcının da güvenini artıracak adımları oluşturuyor. Yanı sıra, yargı reformu gibi önemli başlığın da planda yer alması, bütüncül bir yaklaşımın benimsendiğinin bir göstergesi.
DEİK olarak, ülkemizin sürdürülebilir büyümesine ivme katacak bu gerçekçi adımların takvimlendirilerek hayata geçmesinde üstümüze düşen ne varsa yapacak ve ticari diplomasi faaliyetlerimizi yoğunlaştıracağız."
İHRACATI ARTIRMA YÖNÜNDE ÖNEMLİ ADIM
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle ise Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin dinamik, hızlı ve nokta atışı politika üretebildiğini, ilettikleri taleplere süratle verilen cevaplar ve alınan sonuçların kendilerinin en önemli güç kaynakları olduğunu vurgulayarak, "Sayın Hazine ve Maliye Bakanımız Berat Albayrak ve Ticaret Bakanımız Ruhsar Pekcan önderliğinde, kamuoyunda bavul ticareti olarak bilinen, yolcu beraberinde ve lojistik firmalarınca taşınan malları kapsayan ihracatı kayıt altına alıyoruz." ifadelerini kullandı.
2018 yılında ülkemizde yapılan bavul ticaretinin toplam 4,6 milyar dolar olarak hesaplandığına işaret eden Gülle, "Bilindiği gibi Laleli, hem İstanbul’un hem de Türkiye’nin mikro ihracat anlamında en önemli merkezlerinden bir tanesi. Sayıları 7 bine ulaşan esnafımızın artık kayıtlı birer ihracatçı olmasının önü açılmış durumda. Artık bavul ticaret rakamının azalarak, yerini kayıtlı mikro ihracata bırakmasının tam zamanıdır. Bu sayıdaki esnafımızın ihracat ailesine katılmaları hem kendi işlerini büyütmelerinin yolunu açacak, hem de ülkemiz ihracatını artırma adına önemli bir katkı sağlayacak." değerlendirmesinde bulundu.
2018 yılı ile birlikte ihracat rakamlarının Özel Ticaret Sistemi’ne göre açıklanmasının yanı sıra serbest bölgelerden yapılan ticaretin de dahil edildiği Genel Ticaret Sistemi’ne göre de hesaplandığını anımsatan Gülle, şu ifadeleri kullandı:
"Bu sayede Ocak ve Şubat aylarında, her ay yaklaşık 700 milyon dolar olmak üzere 1,4 milyar dolarlık ihracatımızı artık ölçebiliyoruz. Genel Ticaret Sistemi olarak adlandırılan bu sisteme göre, 2018 yılının geneline baktığımızda 9 milyar dolarlık bir ihracat rakamı artık kayıt altında. Bu da Türkiye’nin serbest bölgelerden yaptığı ihracatın, hangi boyutlara ulaştığı ve serbest bölgelerin ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor."
DEVRİM NİTELİĞİNDE BAŞLIKLAR
İstanbul Ticaret Borsası Başkanı Ali Kopuz, “Her başlığı bir devrim niteliğindeki açıklama iş dünyamızın beklentilerinin üzerindedir.” ifadelerini kullandı. Yatırımların fonlanmasından vergi reformuna kadar, tüm ekonomik alanları kapsayan geniş reform açıklamalarıyla ilgili “Çok umutluyum” ifadesini
kullanan Kopuz, "Yıllardır güçlü ve kararlı bir şekilde sürdürülen yapısal reform adımlarının en büyüğü olduğunu gördüğümüz bu açıklamalar, iş dünyası olarak bizleri çok umutlandırdı. Her bir başlık bir devrim niteliğinde ve doğrusunu söylemek gerekirse bizlerin beklentilerinin çok üzerinde." değerlendirmesinde bulundu.
Kopuz, özellikle tarım sektörüyle ilgili reformların çok önemli olduğunu belirterek, tarımla ilgili açıklanan tedbirlerin Türk tarımının makus talihini değiştirecek nitelikte olduğunu kaydetti.
Tarımda Milli Birlik Projesi olarak isimlendirilen tarım tedbirlerin, yıllardır süregelen sorunları çözeceğine inandığını dile getiren Kopuz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Özellikle sektör temsilcisi olarak ısrarla vurguladığımız ve ilgili bakanlıklara öneriler sunduğumuz; Bölgesel Ürün Bazında Arz Talep Planlaması, Sözleşmeli Tarım, Değer Zinciri, Gıdada Markalaşma, Hal Yasası, Küçükbaş Hayvancılık Hamlesi gibi adımların atılması Türk tarımının dünya ile rekabetinde dev bir adım olacaktır."
"YOĞUN, KAPSAMLI VE BÜTÜNSELLİĞİ OLAN BİR PAKET"
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklanan "Yeni Ekonomi Programı"nın yoğun, kapsamlı ve bütünselliğe sahip bir paket olduğunu belirterek, "Özellikle reform alanlarının başında finansal sektörün ön plana çıkmasını önemsiyoruz." ifadesini kullandı.
Özdebir, yaptığı yazılı açıklamada, programda ekonomik hayatın her alanını ilgilendiren hukuk reformuna kuvvetle vurgu yapılmasının önemine işaret etti.
Reform adımlarını memnuniyetle karşıladıklarını belirten Özdebir, "Yoğun, kapsamlı ve bütünselliği olan bir paket. Özellikle reform alanlarının başında finansal sektörün ön plana çıkmasını önemsiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Özdebir, bankacılık sistemi ve özel sektör borçları konusundaki verilerle bunların çevrilebilirliğini gösteren rasyoların moral verdiğini vurgulayarak, kamu bankalarının sermayelerini güçlendirmek için 28 milyar lira hazine kağıdı verilecek olmasının önemli adımlardan olduğunu bildirdi.
Özellikle kredi yapılandırmada faizlerin ödenebilir bir orana gelmesinin ve bu yapılandırmaların bankalara bırakılmamasının da önemli olduğuna işaret eden Özdebir, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Sanayicilerin en önemli gündemi kredi faizlerinin yüksekliğidir. Kredi faiz oranlarının yüksek seviyede gerçekleşmesi krediye reel sektörün ulaşmasının önündeki en önemli engeldir. Ekonomi politikası yapıcılarının bu konu üzerinde yoğunlaşması yaşanan olumsuzlukların bertaraf edilmesi açısından oldukça önemlidir."
BÜYÜME VE İSTİHDAM ÖNCELİKLİ
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın ise Türkiye'nin önünde 4,5 yıl gibi kesintisiz bir icraat dönemi olduğunu belirtti. Bu fırsatın çok iyi değerlendirilmesi gerektiği aktaran Aydın, şu ifadeleri kullandı:
"Bunun için de ülke ekonomimize yeni bir yol haritası ile birlikte yapısal dönüşümlere ilişkin adımlar atılması gerekiyordu. İş dünyası olarak makro ve mikro düzeyde detayların belli olduğu bir icraat dönemine adım atmak istiyoruz. Sürdürülebilir büyüme, artan istihdam, piyasalardaki fiyat ve finansal istikrara yönelik adımları gözlemlemek istiyoruz. Yeni vergi mimarisi, finans sektörünün öncelenmesi, finans mimarisi, finansal istikrara yönelik çözümler, hizmet, tasarım, eğitim, istihdam, yargı, tarım ve turizme ilişkin atılacak adımları çok önemsiyoruz. İthalatımızın yüzde 85’inden fazlası hammadde, yatırımlara, üretime yönelik. Üretim yapabilmemiz adeta ithalata yapmamıza bağlı. Bu noktada özellikle ithalata bağımlı olduğumuz sektörlere ayrı bir parantezle odaklanmamız gerekmektedir."
Yeni adımları çok önemsediklerini dile getiren Aydın, şunları kaydetti:
" Sürdürülebilir büyüme ve istihdamın öncelendiği, finans sektörü başlığı altında bankacılık, tasarruf ve sigorta, ihracat ve üretim odaklı kredi arzı, reel sektöre yönelik reformlar, yerlileşme, ihracat, yüksek katma değerli üretim finans sektörümüzü rahatlatacaktır. Tarımda milli birlik projesi ile birlikte Sera AŞ, küçükbaş hayvancılık hamlesi, hal yasası ve gıda regülasyonu gıdanın tetiklediği yüksek enflasyona fren olacaktır. Gelir arttırıcı adım projeksiyonu, sıkı maliye politikası yeni ekonomi programında öncelediğimiz bütçe disiplininden taviz vermeyeceğimizin göstergesidir.
Yeni vergi mimarisi, kayıt dışı ile mücadele, mükellef hakları verginin tabana yayılmasını ve istihdam oluşturulmasına yönelik yerinde ve çok olumlu adımlardır. Ekonomik refahın oluşması, sosyal tabana yaygınlaştırılması için adil yargı reformunun hayata geçirilecek olması, eğitim ve istihdamın aynı potaya alınması topyekun bir kalkınmanın da işaretidir. Esnafımızdan, sanatkarımıza kadar ihracatın tabana yayılacağı yeni bir yol bizi beklemektedir. Türkiye’nin önünde 4,5 yıl gibi kesintisiz bir icraat dönemi var. Bu dönemi avantajımıza çevirecek, iş dünyamıza yeni bir yol haritası gerekiyordu. Açıklanan yeni yapısal dönüşüm adımları sayesinde topyekun kalkınma yolunda yeni bir rota belirlenmiş oldu. Bu adımlar şüphesiz beraberinde yeni bir heyecan getirecek ve ekonomimiz açısından arzulanan girdiler sağlanmış olacaktır."
BEKLENTİLERİ KARŞILAYAN ARGÜMANLAR
Tüm Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜMSİAD) Başkanı Yaşar Doğan, "31 Mart yerel seçimler sonrası da ilk değerlendirmemizi yaptığımızda önümüzde 4,5 yıl seçimsiz bir dönem olduğunu, bu yeni döneme ‘ekonomik gelişim süreci’ adını verdiğimizi belirtmiştik. Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Berat Albayrak da bu yönde önemli açıklamalar yaptı. Açıklanan reform paketi Türkiye ekonomisinin 2019’daki rotasını gösteriyor ve iş dünyasının beklentilerini karşılayan argümanlardan oluşuyor." ifadelerini kullandı.
Pakette; finansal sektörler, tasarruf, üretim, enflasyonla mücadele, mili tarım politikası gibi Türkiye ekonomisini güçlendirecek başlıklar olduğunu vurgulayan Doğan, ekonomik yapısal dönüşüm adına tasarruf, üretim, ihracat, enflasyonla mücadele ve milli politikaların hayati önem taşıdığını kaydetti.
Doğan, "Türkiye’nin önceliği ekonomi reformuydu ve şu anda hükümetimizin yaptığı çalışmalar da ekonomi alanında yapılacak reformların süreceğini gösteriyor. Türkiye milli üretimle, ihracatla ve ekonomide oluşacak olumlu hava ile daha güçlü temellere oturacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
GÜÇLÜ TÜRKİYE YOLUNDA ÖNEMLİ ADIM
İNDER Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım ise şunları kaydetti:
"Bakanımızın açıkladığı reform paketini, Güçlü Türkiye yolunda atılan önemli bir adım olduğunu söyleyebiliriz. Açıklamalar, güçlü bir ekonomik yapının güçlü bir Türkiye için olmazsa olmazı olduğunu gösteriyor. Ekonominin çarklarını döndürecek olan tasarruflar, üretimin adil ve sürdürülebilir olmasını sağlayan vergi dağılımı, büyüme ve istihdamdaki istikrarın sağlanması için mevcut finansal sorunların aşılması; başta inşaat olmak üzere tüm sektörlerin arzuladığı bir reformist adımlardı.
Bunların gerçekleşeceğini duymak umudumuzu artırırken, bizi ekonomik krize sokmaya çalışan dış mihraklara karşı direncimizi de arttırdı. Rekabet reformu içerisinde alınacak her türlü tedbir ve atılacak her bir adımın zincirleme etki yaratarak ülkemizin kalkınmasına ivme kazandıracağı ortadadır. Mikro bazda bakıldığında ise inşaat sektörü olarak her zaman dile getirdiğimiz ‘eşit şartlar altında rekabet ve üretim, her zaman tüketiciye menfaat sağlar’ anlayışını ortaya çıkaracağını düşünüyorum."