Güncelleme Tarihi:
Türkiye’deki işsizlik ve iş bulma konusunda yaşanan sıkıntıları ve gerek işverenlerin gerekse iş arayanların yaptıkları temel hataları, iş ararken neler yapılması gerektiğini Kariyer Planlama Uzmanı Çağlar Çabuk’a sorduk.
- Türk insanının iş ararken yaptığı en önemli hatalar nelerdir?
İş arayanlar, öncelikle kriterlerini iyi belirlemeleri ve iş ilanlarını ona göre değerlendirmeliler. Türkiye’de bu konuya pek önem verilmiyor. Fakat özellikle kariyer sitelerinde iş ilanlarını filtrelerken kişiler kendi önceliklerini belirleyerek araştırma yapmalı.
-Ne gibi öncelikler olabilir mesela?
İş ilanlarında araştırdıkları pozisyona uygun muyum, bu mesleğin önü açık mı, pozisyonun piyasadaki ücret aralığı ile sizin ücret beklentiniz uyuşuyor mu gibi hususların iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Mesela insanlar ilgilendikleri ve çalışmak istedikleri işlerde bir yandan da sosyal bir yaşantılarını sürdürmek isteyebilirler. Fakat seçtikleri meslekte haftanın 5-6 günü çalışılması gerekiyorsa sosyalleşebilmek pek mümkün olmaz. Kişiler bu gibi durumlara karşın ne yapmak istediğini, ne yapmaktan hoşlandığını ve hangi işin kendisini zorladığını çok net bilmesi gerekiyor.
SADECE MEZUN OLDUĞUNUZ İŞİ YAPMAK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ!
İş hayatına yeni başlayacak kişilerin en sık yaptığı hatalardan birisi ise, kişilerin sadece mezun oldukları mesleklerde başarılı olabileceklerini zannetmeleri oluyor. Okulda öğrenilenleri kullanarak, bu bilgiden destek alarak yapılabilecek birçok şey olabilir. Bu tamamen kişiye özel, az önce de bahsettiğimiz gibi böyle durumlarda da kişinin kendisini doğru analiz etmesi çok önemli.
-İş ararken ekonomik öncelikleri nasıl değerlendirmek gerekiyor?
Sırf para kazanmak, faturaları ödemek, sorumluluklarımızı yerine getirmek için mutsuz olduğunuz bir işi yapamazsınız. Bu sorumluluklara rağmen yıllarca çalıştıktan sonra ‘nasıl bir hayat yaşadım’ düşüncesine kapılarak çöküşler yaşanabiliyor. Psikolojik çöküşleri yaşamamak için iyi bir denge kurmak gerekiyor.
PARA KAZANDIĞIMIZ İŞ TEK SEÇENEĞİMİZ DEĞİL!
Bu noktada ise köprüden önceki son çıkışlara dikkat edilmeli. Yani sorumluluklarımızı yerine getirdikten sonra başarıyı da yakalayabileceğimiz fırsatları kaçırmamak gerekiyor. Bazen para kazandığınız iş tek seçenekmiş gibi görüyoruz. İyi ya da kötü başarılı ya da başarısız olduğumuza aldırış etmeden katlanıyoruz. Çevrelerine dönüp bakmadıkları için başka şekilde para kazanma ihtimallerini akıllarına dahi getiremiyorlar.
Çağlar Çabuk kimdir? İş yaşamına 1992 yılında Samtaş A.Ş.’de personel bölümünde başlayan Kişisel Gelişim Uzmanı Çağlar Çabuk, 2008 yılı Haziran ayında Standard Bank Plc Türkiye Temsilciliğinde İnsan Kaynakları Yöneticisi olarak iş yaşamını noktaladı. Bu tarihten beri, kurucu ortağı olduğum “Berkarda Akademi”de direktör, eğitmen ve profesyonel koç olarak çalışıyor. |
Yeterince açık olmayan iş ilanları ile karşılaşınca ne yapılmalı?
Türkiye’de kariyer sitelerindeki bazı iş ilanlarında da çok büyük sıkıntılar var. İş arayanların kendi kriterlerini belirlemeleri kadar hazırlanan iş ilanlarının da iş arayanlara yardımcı olacak şekilde hazırlaması gerekiyor. Basit gibi görünse de çok önemli bir konu bu. İşverenle iş arayan arasındaki ilk temas bu ilanlar aracılığı ile sağlanıyor.
-İş ilanlarında ne gibi sıkıntılar gözlemliyorsunuz?
Gazetelere ve internete verilen bazı iş ilanlarında ciddi sıkıntılar gözlemliyorum. Kurumsal şirketlerde pek rastlanmasa da hiç üzerinde düşünülmeden tartışılmadan öylesine hazırlanmış bir sürü ilana rastlıyorum. Bazı kurumlar bu ilanları kriterlerine uygun yazamıyor. Kişi ile ilgili öyle kısıtlamalar getiriliyor ki, aranan özelliklerde bir çalışan bulabilmenin mümkünatı yok.
Örneğin, 28 yaşından gün almamış, üniversite mezunu, askerliğini yapmış aynı zamanda da 5 yıl deneyimli çalışan arayan enteresan ilanlar var. Ülkemizin gerçekleri göz önünde tutulduğunda 28 yaşından küçük askerliğini yapmış ve 5 yıl deneyimli bir üniversite mezunu aramak çok gerçekçi bir durum değil. Ama çok sık yapılıyor.
HERKES KAMU PERSONELİ OLMAK İSTİYOR
-Ekonomik krizin iş arayanlar üzerinde nasıl bir etkisi oldu?
Benim gözlemlediğim en büyük değişiklik krizle birlikte özel sektörlerde yaşanan işten çıkarmalar insanları daha çok kamudaki iş alanlarına yönlendirdi. İnsanlar görevin kişiliğine ne kadar uygun olduğunu düşünmeden iş kaybı riskini en aza düşürmek için kamu personeli olmak istiyor.
Kamu personeli olmak güvenli bir hayat, her ay maaş, her zaman akan bir gelir demek. Ama risk alarak daha fazla kazanıp daha yeni şeyler öğrenmeye meraklı insan daha farklı şeyler seçebiliyor. Şu an ülkemiz şartlarında insanlar, istekleri hayalleri bir yana, eğer faturalarını ödeyemezse, çok ciddi anlamda sorunlar oluşacağını düşünüyor ve ona göre hareket ediyor.
TERCİHLER BİLİNÇLİ YAPILMIYOR
Aslında bu eğitim sistemimizle çok alakalı bir durum. Örneğin derse girdiğim lojistik okulunda, lojistik mezunu olunca bu mesleğin hangi alanında çalışacaksınız diye soruyorum. Öğrenci “Üniversite mezunu olmak için geldim” diyor. İşletme öğrencisine soruyorsunuz, “İnsan kaynaklarında çalışmak istiyorum” cevabını alabiliyorsunuz.
Benim karşıma çıkan örneklerde çok bilinçli tercih yapılmadığını görüyorum. Gerçekten tıp fakültesi, hukuk fakültesi için hazırlanan çocuklar da biliyorum. Bu aileden aileye kişiden kişiye değişiyor.
İŞ YERİNDE MUTLULUK YILLAR İTİBARIYLA ANLAŞILIYOR
İşsizler bir yana ekonomik kriz, sorumluluklar derken sizce çalışanların ne kadarı işinde mutlu?
Yapılan işte mutluluk ve mutsuzluk olayına baktığımızda, iş hayatına giriş ve 10 yıl sonrasıyla değerlendirilmek daha doğru olur. Yıllar itibarıyla orayı seviyor muyuz, oraya uygun muyuz diye karar veriyoruz aslında. Önemli olan başlangıç aşamasında bilinçli kararlar verebilmek.
Biz eğilip bükülüp orta kariyer döneminde kendimize uygun iş yapmaya başlamıyoruz. Mutsuz da olsak iş değiştirmek yerine güven eksikliği nedeniyle aynı işte çalışmaya devam ediyoruz. Ben de çocukken ne olmak isterken başka bir iş yaptım. Ama şimdi insanlarla daha aktif bir şekilde iletişim kurduğum bir iş yapıyorum. İlk yıllarda çok kolay olabilen bir şey değil bu