İran: Türkiye talep ederse gazımızı veririz

Güncelleme Tarihi:

İran: Türkiye talep ederse gazımızı veririz
Oluşturulma Tarihi: Kasım 24, 2006 12:37

İran Ekonomik İşleri Bakan Yardımcısı Alireza Attar, önümüzdeki dönemde İran’ın kaynaklarının Avrupa’ya mı yoksa Çin ve Hindistan’a mı taşınacağı konusunda karar vereceklerini ifade ederek, “Türkiye ile geleneklere, tarihe dayanan ilişkilerimiz var. Batıya dönük kaynak aktarabileceğimiz altyapımız var. Türkiye talep ederse gazımızı veririz” dedi.

Dünya Ekonomik Forumu toplantısı kapsamında düzenlenen “Avrupa’nın Enerji Güvenliği” konulu panele İran Ekonomik İşleri Bakan Yardımcısı Alireza Attar, OMV Gas International Avusturya Genel Müdürü Werner Auli, International Crisis Group Başkanı Gareth Evans, BP Ortadoğu ve Afrika Grup Başkanı Richard Paniguian, Petrol Ofisi Genel Müdürü Jan Nahum ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Müsteşar Yardımcısı Selahattin Çimen katıldı.

“İRAN’IN ENERJİ TÜKETİMİ HIZLA ARTIYOR”

Alireza Attar, panelde yaptığı konuşmada, İran’ın gaz rezervi bakımından Rusya’dan sonra ikinci, petrol rezervi bakımından ise OPEC’in en büyük ikinci ülkesi olduğunu ifade etti. İran’ın kaynak rezervinin yanı sıra jeopolitik açıdan da önemli avantajlara sahip olduğuna dikkat çeken Attar, önümüzdeki dönemde İran’ın kaynaklarının Avrupa’ya mı yoksa son yıllarda büyük bir gelişme gösteren Çin ve Hindistan’a mı taşınacağı konusunda karar vereceklerini kaydetti. Attar, “Kime öncelik vereceğimiz sratejik bir karar. İran’n enerji tüketimi hızla artıyor. Bu kararı bir an önce vermemiz gerek” dedi. Türkiye ile İran arasında tarihe dayanan ilişkiler olduğunu dile getiren Attar, “Türkiye ile batıya dönük kaynak aktarabileceğimiz altyapımız var. Türkiye talep ederse gazımızı veririz” diye konuştu. Şu anda 20 bin megavatlık bir elektrik santrali kurma aşamasında olduklarını ifade eden Attar, “Bu da 20 santrale eşit bir büyüklüğe denk geliyor” dedi.

“ABD, ENERJİ KONUSUNDA İŞBİRLİĞİNİ ENGELEMEYE ÇALIŞIYOR”

İran’ın mevcut tüketim trendinin devam etmesi halinde 10-15 yıl içinde enerji ithalatçısı haline geleceğini ifade eden Attar, “Hükümetimiz enerji tüketimiyle başa çıkabilmek için fosil ve nükleer enerjiye yöneliyor. Ülke içinde nükleer enerji kullanıp, kaynaklarımızı ise ihraç edeceğiz. Bu konuda kararlıyız ve kendimize güveniyoruz” diye konuştu. Attar, nükleer enerji konusunda uluslararası normlara uygun hareket ettiklerini vurgulayarak, “ABD politik baskılarla ülkelerin İran ile enerji alanında işbirliği yapmasını engellemeye çalışıyor” dedi.

“EKONOMİK YARAR EKONOMİK BASKILARDAN ÖNDE GELİR”

Attar, ABD’nin baskılarına rağmen ekonomik yararın ekonomik baskılardan önde geldiğini ifade ederek, buna örnek olarak ABD’nin çabalarına rağmen şu anda Kazakistan ile iş yapmaya devam ettiklerini hatırlattı. “ABD ne derse desin, biz enerji güvenliği üzerinde çalışıyoruz” diyen Attar, İran’ın Pakistan ve Türkiye gibi komşu ülkelerle çok yakın ilişkileri bulunduğunu, bunun da enerji güvenliği konusunda büyük öneme sahip olduğunu söyledi. Attar, Türkiye ile İran arasında, özellikle PKK'yla mücadele konusunda tam bir uyum olduğunu kaydetti. LNG (sıvılaştırılmış doğalgaz) ve boru hattı arasında bir seçim aşamasında olmadıklarını da belirten Attar, “Şu anda boru hattını kullanıyoruz ama LNG’yi de görmezden gelmiyoruz” dedi.

“JEOPOLİTİK KONUM ENERJİ KORİDORU OLMAKTAN DAHA ÖNEMLİ”

International Crisis Group Başkanı Gareth Evans da, konuşmasında, Türkiye’nin bir yandan AB’ye üye olmak için çalışırken, öte yandan Asya kaynaklarını Avrupa’ya aktaracak bir enerji köprüsü olmak istediğini vurgulayarak, “Gerçeği görmek lazım. Türkiye’nin AB üyesi olma hevesi daha jeopolitik bir konu. Bu bir enerji koridoruna yapışmaktan daha önemli” dedi.

TÜRKİYE’DEN GELEN PETROL DÜNYA ARZININ SADECE YÜZDE 4’Ü”

Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşan petrolün, AB’nin petrol ihtiyacının yüzde 20’sine denk geldiğine dikkat çeken Evans, “Şu anda Türkiye’den gelen petrol, toplam dünya arzının sadece yüzde 4’ü. Yani Türkiye petrol akışını tamamen durdursa bile, bu yıkıcı bir etki yaratmaz” diye konuştu. Evans, ABD ile Rusya arasında enerji alanında yaşanan gerilimin sürdüğünü dile getirerek, Türkiye’nin Avrupa’ya Rusya dışı kaynaklardan gaz taşınması konusunda önemli bir avantaja sahip olduğuna da dikkat çekti.

“TÜRKİYE NABBUCCO PROJESİ İLE ENERJİ KÖPRÜSÜ OLACAK”

OMV Gas International Avusturya Genel Müdürü Werner Auli ise, doğalgazın geleceğin enerjisi olduğunu söyledi. Avrupa ülkelerindeki yerel üretimin artan talebi karşılayamadığına işaret eden Auli, “6 milyar Euro değerindeki Nabbucco projesiyle Hazar Denizi üzerinden Avrupa’ya gaz taşımak mümkün olacak. Türkiye, bu süreçte bir enerji köprüsü haline gelecek” dedi.

“TÜRKİYE’NİN TARİHİ GEÇMİŞİ PİYASALARA GÜVEN VERİYOR”

BP Ortadoğu ve Afrika Grup Başkanı Richard Paniguian da, Türkiye’nin enerji alanında inanılmaz bir rolü olduğunu belirterek, “transit ülke” olmanın sadece üzerinden çelik ve beton geçen bir ülke olmak anlamına gelmediğini söyledi. Türkiye’nin enerji güvenliği konusunda piyasaları önemli oranda rahatlattığının altını çizen Paniguian, “Türkiye’nin tarihi eşsiz bir mercek sağlıyor ve bu mercek piyasalara güven veriyor. Bundan birkaç yıl önce Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) boru hatttı projesi bir hayal gibi gelirken, başlangıcından altı yıl sonra bu proje hayata geçti. Artık günde 1 milyon varilin boğazlardan geçmesine gerek yok” diye konuştu.

“BİR ENERJİ KRİZİNDE TÜRKİYE TARAFINI SEÇMEK ZORUNDA KALIR”

Petrol Ofisi Genel Müdürü Jan Nahum ise, bölgede olası bir enerji krizi çıkması halinde Türkiye’nin müşteriye mi yoksa üreticiye mi yakın olacağı konusunda bir karar vermek zorunda kalabileceğini belirtti. Türkiye’nin mevcut büyümesini 10-15 yıl boyunca devam ettirmesi halinde, 20 milyon aracın daha trafiğe gireceğini, bunun da petrol konusunda inanılmaz bir baskı oluşturacağını dile getirdi.

“SAMSUN-CEYHAN PROJESİ İLE AVRUPA’NIN ENERJİ İMKANI ARTACAK”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Müsteşar Yardımcısı Selahattin Çimen de, enerji rezervlerinin ekonomik ve güvenli bir şekilde dünya pazarlarına taşınması için yeni projelere ihtiyaç olduğunu söyledi. Enerji talep eden ülkelerle enerji arz eden ülkeler arasında bir uyum sorunu olduğuna dikkat çeken Çimen, “Sadece proje yapmakla değil, aynı zamanda uyumlu bir piyasa yapısını oluşturmakla ilgili de çalışmalıyız” dedi. BTC’nin şu anda muntazam çalıştığını, önümüzdeki dönemde de Samsun-Ceyhan Projesi için düğmeye basacaklarını vurgulayan Çimen, “İtalya-Yunanistan-Türkiye Güney Avrupa enerji halkasını Kazak ve Türkmen kaynakları ile birleştirdiğimiz zaman, hem Avrupa’ya çok önemli bir enerji imkanı sağlamış olacağız hem de bölgedeki enerji güvenliğinin daha da güçlendireceğiz” diye konuştu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!