Güncelleme Tarihi:
DÜNYANIN en büyük petrol üreticileri artık elektrikli araçları (Electric Vehicle-EV) çok ciddi bir tehdit olarak görmeye başladı. Düne kadar yapılan araştırmaları ve koyulan hedefleri pek ciddiye almayan petrol devleri, talebin artması ve markaların kısa vadede tamamen elektrikli otomobillere yöneleceklerini açıklaması sonrası bu riski göz ardı edemedi. Çünkü yapılan uluslararası araştırmalara göre elektrikli araçların 2040 yılından itibaren petrol talebini günlük 8 milyon varil düşürmesi bekleniyor. Toplam tüketimin yaklaşık yüzde 10’una denk gelen bu tutar İran ve Irak’ın toplam üretiminin üzerinde bir rakam. Sonuçta elektrik araçların popülaritesinin artmasıyla birlikte önümüzdeki yıllarda petrol talebinin düşmesi ve bu durumun da fosil yakıt endüstrisine yılda 700 milyar dolara mal olabileceği belirtiliyor.
530 MİLYON PİLLİ ARAÇ
Yine uluslararası çapta yapılan bir araştırma lityum-iyon pil ünitelerinin maliyetindeki hızlı düşüşle birlikte elektrikli otomobillerin 2040 yılından itibaren dizel ve benzinli otomobillerden daha çok satacağını ortaya koyuyor. Bir başka değişle 2040 yılında dünyadaki toplam otomobil sayısının 3’te birinin elektrikli araç olması bekleniyor. Bu da 530 milyon elektrikli otomobil anlamına geliyor. İşte bu rapor ve araştırmaları inceleyen Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) de elektrikli araç tahminlerini revize etmek zorunda kaldı. Dünyadaki 14 dev petrol ülkesini temsil eden OPEC yayınladığı petrol piyasası raporunda, 2040 yılında elektrik araç filo tahminini 46 milyondan 266 milyona yükseltirken, yaptığı yeni projeksiyonda pilli araçların 23 yılda pazarın yüzde 12’sini oluşturmasını beklediklerini açıkladı. OPEC’in çok değil daha 2015 yılında bu tahmini toplam pazarın sadece yüzde 2’si yönündeydi. Dizel otomobil satışlarının yarı yarıya düşeceği tahminini koruyan OPEC, elektrikli araç satış hedeflerinin 2018 yılına kadar Asya’nın bazı bölgelerindeki petrol talebini olumsuz etkileyebileceğini de açıkladı.
TÜM TAHMİNLER DEĞİŞTİ
Elektrikli araçlara yönelik projeksiyonlarını revize eden sadece OPEC olmadı. Dünya petrol devleri de art arda yeni hedeflerini ortaya koymaya başladı.
- Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) 2030 yılı elektrikli araç filo tahminini ikiye katlayarak 23 milyondan 58 milyona çıkardı.
- Exxon Mobil, 2040 yılında elektrikli araç tahminini 65 milyondan 100 milyona yükseltti.
- BP, 2035 yılından itibaren yollarda 100 milyon elektrikli araç olacağı tahmini yaptı. Bu da geçtiğimiz yıla göre tahminde yüzde 40 büyüme anlamına geliyor.
Norveçli Statoil ASA, 2030’dan itibaren toplam satışların yüzde 30’unun elektrikli olacağını açıkladı.
Sonuçta her ne kadar OPEC ve petrol devleri elektrikli araçlara yönelik hedeflerini yükseltse de, otomobil üreticilerinden çok daha düşük tahminler yaptığı ortada. Çünkü dünya otomotiv devleri 2025 yılından itibaren yılda 6 milyon, 2030’dan itibaren ise 8 milyon elektrikli araç satmayı planlıyor. Peki petrol şirketleri ile otomobil şirketlerinin söyledikleri niye farklı? İşte trilyon dolarlık bu sorunun cevabında birileri yanılacak gibi duruyor.
2020’DE DİZELİN PAYI % 30’A İNİYOR
DİZEL araçlar, daha düşük maliyetleri sebebiyle Avrupa’da hâlâ tercih edilen seçenek olmalarına karşın, yaşanan dizel skandalı ve devletlerin sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik girişimleriyle payları her geçen yıl düşüyor. Batı Avrupa’da kayıtlı olan yeni dizel binek araçları 2011’de yüzde 55.7 ile zirveyi görürken, 2014’te aşamalı olarak yüzde yüzde 53.1’e düştü. Emisyon skandalının ardından, pazar payı, Avrupa Otomobil İmalatçıları Birliği verilerine göre, 2015’te hızla yüzde 51.6’ya, 2016’da ise yüzde 49.5’e geriledi. Dizel, 2005’ten bu yana ilk kez Avrupa pazarının yarısından az bir kısmına hükmetti. Fakat özellikle filolar için bölgedeki hâkim yakıt tipi olarak kalmaya devam etmekte olup, benzin de 2016’daki yeni kayıtların yüzde 45.8’ine ulaştı. Hakim pozisyonunu kaybetmeye başlayan dizelin payının 2020’ye kadar yüzde 30 oranında düşmesi bekleniyor. Öte yandan elektrikli araçların benimsenmesi ile 2020 yılında şu anki elektrikli araç sayısının on katına çıkarak, 20 milyona ulaşması bekleniyor.
DÜŞÜK EMİSYON BÖLGELERİ ARTIYOR
KYOTO Protokolü ve 2016 yılında Paris Anlaşması’yla birlikte, devletlerin sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik girişimleri sonuç vermeye başladı. Dünyanın en büyük filo kiralama şirketlerinden biri olan LeasePlan’in, “Düşük Emisyon Bölgeleri ve Filolar Üzerindeki Etkileri” başlıklı çalışmasına göre de sera gazı emisyonunu azaltmak için oluşturulan ‘Düşük Emisyon Bölgeleri’nin sayısı hızla artıyor.
Şu anda başta Avrupa olmak üzere ağır hava kirliliği yaşayan Atina, Pekin ve Meksika City gibi şehirlerde, araç plakasının son hanesine göre uygulanan kalıcı kısıtlamalar mevcut.
Paris’te Aralık 2016’da araçlar için kısıtlamalar uygulanmaya başlandı. 1 Haziran 2016’dan bu yana 19 yaşından büyük araçların, iş günlerinde kullanımına yönelik bir yasak uygulanıyor.
Oslo, halihazırda bir dizel yasağı (Euro 6 öncesi dizel araçlar için) ve yüksek kirlilik zamanlarında tek-çift numaralı plaka planı uygulamakta olup, 2020 itibarıyla, şehir merkezinin tüm araçlara yasaklanmasını düşünüyor.
Belçika’daki Brüksel ve Antwerp şehirleri, 2025 sonrasında, Euro 6 öncesi dizel araçları yasaklayacak (benzinli araçlar için de Euro 3 zorunlu olacak).
İtalya’da Milano, kirliliğin yüksek olduğu günlerde, yalnızca elektrikli araçların şehir merkezine girmesine izin veriyor.
Mercedes-Benz ve Porsche’nin evi olan Stuttgart ise en yeni Euro 6 emisyonu standardına uymayan dizel araçları yasaklamaya başladı.
Ekim 2017’den itibaren de Londra şehir merkezine giriş yapan daha eski dizel araçların sürücüleri 13.60 Euro trafik yoğunluk ücretine ilaveten, 11.80 Euro da “toksisite (hava kirliliği) ücreti” ödemek zorunda kalacak. Buna ek olarak şehrin 2020’ye kadar Ultra Düşük Emisyon Bölgesi (UDEB) olması çağrısında bulunuldu.