Oluşturulma Tarihi: Kasım 12, 2004 00:00
ENFLASYON inişe geçtiğinde bir özlemimiz depreşiyor: Bankalarımızın ipotek karşılığında düşük faizli, uzun vadeli konut kredileri vermesi.Bu özlemimiz yeniden depreşti. Bir yasa çıkarılacakmış. İpotek karşılığı konut kredileri yaygınlaşacakmış.Bazı şeyler vardır ki, Meclis’ten yasa çıkarılarak gerçekleştirilemez. Bunlardan biri de bankaların nereye, ne kadar, hangi vadede ve hangi faizle
kredi verecekleridir. Arzulandığı biçimiyle ipotek karşılığı konut kredilerinin yaygınlaşabilmesi için doğru altyapının kurulması gerekir.Bankalarımız bugün de ipotek karşılığı konut kredileri vermektedir. Ama, en uzun vadeli konut kredisinin vadesi 3-4 yılı geçmemektedir. 2000 yılında bazı bankalarımız 12 yıl vadeli konut kredisi vermeye kalktılar. Hálá, maliyetini ödüyorlar.Bugün bankalarımızın 2-3 yıl vadeli verdiği konut kredilerinin en ucuzu yıllık yüzde 28 faiz maliyeti vardır. Bu kredilerinin vadelerinin diğer kredilere göre çok daha uzun olması nedeniyle, bugünkü şartlarda konut kredilerinin faizi ucuz bile denebilir. Unutmayalım, devletin hazinesi daha kısa vadede yüzde 23-24 faiz vererek borçlanabilmektedir. ÖNCE ALTYAPIYasa çıkarılarak ne yapılacaktır? Konut kredilerinin faizlerinden alınan bir takım vergiler düşürülebilir ya da kaldırılabilir. Ama, yasayla bankaların otuz yıllık konut kredisi vermesi sağlanamaz. Ya da, Hazine’nin dahi 18-20 aylık borçlanmasına yıllık yüzde 23-24 ödediği bir ortamda, konut kredilerinin çok daha düşük faizli olması beklenemez.Önce makro ekonomik şartların değişmesi gerekmektedir. Değişmesi gereken makro ekonomik şartların başında parasını bankalarda değerlendirenlerin vade perspektifinin değişmesidir. Parasını en fazla üç ay vadeli mevduat yaparak değerlendiren bir toplum aynı bankalardan 20-30 yıllık konut kredisi almayı hayal edemez.Hazine’nin 20-30 yıl vadeyle borçlanamadığı bir ekonomide kişilerin 20-30 yıl vadeli borçlanabilmesi mümkün değildir. Mümkün olduğu iddia ediliyorsa, aldatılıyorsunuz demektir. İktisadi kurallar Meclis’ten çıkan yasalarla değiştirilemezler. Dolayısıyla, kısa dönemde ‘kira öder gibi borç ödeyip ev sahibi olmak’ hayaldir, gerçekçi değildir.Makro ekonomik ortam uygun dahi olsa, konut kredilerinin yaygınlaşabilmesi için bu kredilerin ikinci piyasası olması gerekmektedir. Yani, konut kredileri veren bankalar istediklerinde portföyündeki bu çeşit kredileri başkalarına satabilmelidirler. İkinci piyasanın derinleşmesi ancak konut kredilerine yatırım yapmaya niyetli kurum ya da kuruluşların varlığı ile mümkündür. Bu kuruluşlar da Hazine faizine yakın ve uzun dönemli borçlanabilmelidirler. Borçlanılacak kesim vatandaşlardır. Hazine ya da bankalar uzun vadeli borçlanamazken, konut şirketi nasıl uzun vadeli borçlanacaktır? Konut kredilerine yatırım yapmaya niyetli kuruluşlar ancak konut kredilerinin ortalama vadesine yakın vadelerde borçlanabildiklerinde konut kredilerine yatırım yapabileceklerdir. Bir yıl vadeli borçlanıp 20-30 yıl vadeli konut kredilerini bankalardan satın almaya çalışan bir kurum düşünemeyiz. Böyle kurumlar ortaya çıksa dahi, bu kurumların piyasada işlem yapmasına izin vermemeliyiz. Bugünkü şartlarda, bu amaçla gelecek yabancı sermaye de çok kısıtlı olacaktır.BOŞ HAYALLERKonu karmaşıktır. Herkesin işine gelen bir çözüm bulunması zordur. Her şeyden önce, makro ekonomik istikrarın kalıcı olarak tesis edildiğine dair toplumdaki inanç güçlenmeden konut kredilerinin yaygınlaşması, ya krediyi verenler açısında ya da krediyi alanlar açısından iktisadi değildir.Yasa çıkararak, gazetelerde birkaç Bakan’ın demeçlerinin çıkmasıyla ipotek karşılığı konut kredileri ‘kira ödeyerek ev sahibi olma’ şekline dönüşseydi, bugüne kadar bu iş çoktan başarılmıştı.Kısa dönemde boş hayallere kapılmayalım. Hayallere kapılırsak, kredi verenler de, kredi alanlar da üzüleceklerdir.Bayram süresince yazılarıma ara vereceğim. İyi bayramlar dilerim.
button